AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-31-2009, 20:43   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Mehmet Metiner "Çözüm süreci başladı "
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı izlerken iki duygunun aynı anda yüreğimde müthiş bir heyecanla harmanlandığını hissettim: Gurur ve umut.

Gururlandım, çünkü Cumhuriyet tarihinin en çözülemez denilen sorununun aynı siyasal aidiyeti ve düşünceleri paylaştığımız bir kadro tarafından büyük bir cesaret ve kararlılıkla çözülmek istendiğini gördüm.

Umutlandım, çünkü gerek Cumhurbaşkanının, gerek Başbakanın daha önce işaretlerini verdikleri çözüm sürecinin önündeki kimi zihni ve psikolojik bariyerlerin devlet katında da sökülüp atıldığını gördüm.

Diyeceksiniz ki, henüz esasa dair bir şey söylenmediği halde sizi bu kadar gururlandıran ve umutlandıran şey ne?

Yöntemin dili, esasın yönünü belirler

Aslında önteme dair söylenenler esasa dair söyleneceklerin ipuçlarını verdi. Yani yöntemin dili, esasın yönünü de ortaya koydu. Tabii anlayana.

Doğru bir yöntemle çözüm sürecinin başlamış olması, yeni dönemde devletin içine girdiği demokratik zihniyet değişimini göstermesi bakımından ayrıca büyük bir öneme sahip.

Görünen o ki, ‘Yeni Türkiye’nin ‘devlet aklı’, sadece ve yalnızca demokrasiyi merkeze alan bir çözümcü anlayış üzerine oturuyor.

Yöntem doğru...

Çünkü yöntemin üzerine oturduğu anlayış, dosdoğru bir demokratik anlayış... Bununla bağlantılı olarak, çözüm için gerekli olan demokratik diyalojiyi esas alıyor...

Bu doğru yöntemden yanlış sonuçlar çıkmayacağı konusunda ben umutluyum.

Esasın yönünü doğru okumak

Bakan Atalay, sorun bağlamında iki şeyin altını çizdi. Biri, ‘Kürt meselesi’, diğeri ‘Terör meselesi’. İkinci meselenin doğru adı, ‘PKK meselesi’ aslında...

Birinci tanımlama, sorunun doğru teşhisi bakımından çok önemli.

Başbakan Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır’da bu tanımlamayı yapmıştı.

Tanı doğru. Çözümün rotası da dosdoğru...

‘Sorunun artık çözülmesi gerekiyor!’ diyen Atalay’ın, ‘daha fazla demokrasi ve özgürlük!’ anlayışına yaptığı vurgu, esasın yönünü de apaçık gösteriyor.

İkinci tanımlama, güvenlik eksenli kurgulandığı için bence eksik ve yanıltıcı. Çünkü ‘PKK sorunu’, salt bir ‘terör sorunu’ olarak okunursa, önerilecek yanlış reçetelerle çözümsüzlük derinleşebilir. PKK’nın arkasındaki büyük sosyal ve siyasal gücü gören ve buna göre çözümler üreten bir yeni anlayışa ihtiyaç var. ‘PKK’nın tasfiyesi’ gibi o eskiye ait çözümsüz güvenlikçi ezberlerin telaffuzu dahi, kanımca süreci sabote etmekten öte bir işe yaramaz.

Çözümün adresi

Çözümün adresi belli: Demokrasi standartlarını yükseltmek... Türkiye toplumunu hür ve eşit vatandaşları olan demokratik bir cumhuriyete kavuşturmak...

Cumhurbaşkanı Gül’ün de, Başbakan Erdoğan’ın da her seferinde vurguladıkları ‘eşit vatandaşlık’ anlayışı çözüm sürecinin üzerine oturduğu ana yaklaşımı oluşturuyor.

Bakanın anlattıklarından çıkarsadığım bu benim.

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı üst kimliğinde herkesi ortaklaştıran, ama demokratik ve kültürel haklar çerçevesinde etnik, dinsel ve mezhebi aidiyetleri ne olursa olsun tüm yurttaşları eşitleyen bir vatandaşlık anlayışı...

Kabul etmemiz gerekir ki, demokratik ve kültürel haklar bahsinde bu ülkenin tüm vatandaşları henüz eşit değil.

‘Kürt sorunu’ denilen sorun da, bir bakıma ‘eşitsizlik sorunu’dur.

‘Eski Türkiye’nin kaba otoriter yöntemler üzerine oturan inkar ve asimilasyon politikaları, ‘PKK sorunu’nu doğurdu. PKK, ‘Kürt sorunu’ndan nemalandı ve şimdi ondan bağımsız bir soruna dönüştü.

‘Yeni Türkiye’de inkar ve asimilasyon anlayışı rafa kaldırıldı. Demokratik ve kültürel reformların önü açıldı. Şimdi sıra anadilin önündeki engellerin ve yasakların tümden kaldırılmasına geldi. Yani Avrupa demokrasilerinde var olan tüm hakların sağlanmasına geldi.

‘Kürt sorunu’, bu açıdan bakıldığında tamamen bir ‘demokrasi sorunu’dur.

‘Daha fazla demokrasi’ ve ‘demokrasi standarlarını yükseltmek’ iddiası, bence esasın yönünü apaçık belirtiyor.

Evet, yöntem de, çözüm rotası da doğru...

Buradan çözüm çıkar...

Yeter ki çözüm sürecini sabote edecek söz ve davranışlardan herkes kaçınsın...

Bu konuda en fazla PKK ve DTP çevrelerine iş düşüyor...





star

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi