AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 11-06-2009, 08:09   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Mehmet METİNER "Orduyu yıpratmayalım! "

Genelkurmay Karargahı’nda hazırlandığı iddia edilen “AKP’yi ve Gülen Hareketini Bitirme Planı” adlı belgede imzası bulunan muvazzaf albay tutuklandıktan kısa süre sonra serbest bırakıldı.
O zaman belgenin fotokopisi vardı. İmza işinde de belirsizlikler.

Şimdi belgenin aslı var. İmzanın da adı geçen albaya ait olduğu adli tıp raporuyla kesinleşmiş durumda.

Yargı süreci devam ediyor.

Suçluluğu kanıtlanmadan hiç kimseyi suçlu ilan etmek elbette hukuken kabul edilebilir bir yaklaşım değil.

Ancak ortada ciddi kanıtlar varken zanlıların yargıdan kaçırtıldığına dair bir algının Türkiye toplumunda giderek oluşmaya başlaması da orduyu yıpratıyor.

İddia o ki, bu belge Genelkurmay İkinci Başkanının bilgisi ve onayı olmadan hazırlanamaz. Hiyerarşik silsile içinde adı geçen albay ancak son sırada olabilir.

Bu olayda adı geçen subayların 30 Ağustos’ta terfi alarak ordunun önemli komuta kademelerine atanmış olmaları sorunu katmerleştiriyor.

***

Genelkurmay Başkanının bu belgeden haberi var mıydı?

Kişisel kanaatim o ki, Org. Başbuğ bu tür hukuk dışı eylemliliklere izin verecek bir komutan değil.

Kendisi defalarca ordu içinde hukuk dışına çıkan unsurları asla barındırmayacağını söylemiş biridir.

Bu yüzden kamuoyu Org. Başbuğ’dan bir an önce gerekeni yapmasını bekliyor.

***

Org. Başbuğ bence süreci doğru yönetemedi.

Kurumunu korumak adına düzenlediği basın toplantısında gereksiz bir öfkenin arkasına sığınarak, “kağıt parçası” nitelemesinde bulundu. Bağımsız yargıya müdahale anlamında yorumlanabilecek bir davranış sergiledi.

Yargıya gözdağı vererek bu olayı kapatmak gibi bir düşüncesinin olmadığına/olmayacağına inandığım Başbuğ tıpkı silah ve mühimmatların çıktığı Poyrazköy’deki arazi konusunda olduğu gibi yanıltılmış olabilir mi?

Hatırlayınız, “Herkese açık, herkes girebilir!” dediği Poyrazköy’deki araziye giden gazeteciler geri döndürülmüştü.

Org. Başbuğ o basın toplantısında kendisini kesin bir dille bağlamamış olsaydı eminim ki bugün çok daha rahat hareket edecekti.

Dilerim bundan sonraki süreci doğru yönetsin.

O Harp Akademisi’ndeki konuşmasını yürekten alkışladığım Başbuğ’a da bu yakışır.

***

Orduyu yıpratmayalım.

Sadece orduyu değil, hiçbir kurumu yıpratmayalım.

Ama kurumların içinde hukuk dışına çıkan veya suç işleyen unsurlar varsa onları da unvanı ve rütbesi ne olursa olsun temizlemekten kaçınmayalım.

Kurumları temsil makamında olanlar kurumlarını arındırdıkları ölçüde itibarlarına itibar katarlar.

Söylemek bile gereksiz: Kendini hala “Eski Türkiye”nin “Halaskaran-ı Zabitan” sınıfı olarak görenlerin “Yeni Türkiye”nin ordusunda yeri olamaz.

Başbakanın dediği gibi, tutuculuğa gerek yok.

Kurumlar yıpranmasın diye suçlulara kol-kanat gerildiği izlenimi oluşursa, asıl o zaman kurumlar yıpranır.

Yeri gelmişken belirteyim.

Emniyet Teşkilatının son zamanlardaki tavrı buna çok iyi bir örneklik oluşturmaktadır. Kendi bünyesinde şu veya bu gerekçeyle gözaltına alınıp tutuklananları derhal açığa alan Emniyet Teşkilatı bence itibarına doruğa çıkarmıştır.

***

Ortada siyasi-sivil otoriteyi, meşru ve seçilmiş hükümeti gözden düşürüp bitirmeyi amaçlayan siyasal-ideolojik amaçlı bir cürüm var...

Gülen Cemaatinin evlerine silah vb mühimmat yerleştirmek suretiyle “terör örgütü” imajı oluşturmak gibi bir tertip var...

Şimdi sivil yargı bu iddiaları soruşturuyor.

TSK iktidardaki bir partiyi veya herhangi bir cemaati gözden düşürüp bitirmeyi amaçlayan bir siyasal parti olmadığına göre bu amaçla TSK’nın gücünü kullananlar varsa mesleki olmayan bir suç işliyor demektir.

Orduyu asıl yıpratan bu durumdur.

Kim ne derse desin, şahsen ben Org. Başbuğ’un zanlıları yargıdan kaçırtmak veya zanlıları korumak/kollamak gibi bir tavrın içine gireceğine ihtimal vermiyorum.

Ama Org. Başbuğ’a düşen tarihi bir karar var. O da şu: Orduyu siyasal bir muhalefet odağı gibi gören ve gerektiğinde darbe yapmayı meşru addeden o “Eski Türkiye”ye ait ittihatçı subay zihniyetini ordu bünyesinden söküp atmak...

Orduyu asıl yıpratan bu zihniyettir çünkü.

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi