![]() |
#1 |
![]() Mehmet Ocaktan
![]() Goebbels'in postmodern ve paralel torunları Bugün 28 Şubat; Türkiye tarihinin en acımasız ve ahlâksız darbesinin yıldönümü… Ve şu anda 28 Şubat davasından yargılanan içeride hiçbir tutuklu kalmadı. Binlerce insanın fişlendiği, yüzlerce kamu görevlisinin işlerini kaybettiği, sürgün edildiği, binlerce başörtülü kızın üniversite kapılarında ikna odalarına alındığı, atılan manşetlerle insanların hayatlarının karartıldığı, halkın oylarıyla hükümet olan iktidarın 28 Şubat zorbaları tarafından yıkıldığı karanlık darbenin aktörleri, failleri şu anda sanki buharlaştılar ve yok oldular. Peki neden? Henüz yaraların kapanmadığı, acıların devam ettiği bu karanlık sürecin aktörleri neredeler şimdi? Hemen yakınınızdalar, gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında tıpkı 28 Şubat'ta olduğu gibi şimdi de bir başka cuntanın kuyruğuna takılarak yeni yalanlar üretmekle meşguller… 28 Şubat'ın özellikle medya ve iş dünyası ayağını oluşturan bu aktörlerin şimdilerde paralel çeteyle birlikte millî iradeye karşı yeni suikast girişiminde kirli bir ittifak içinde olduklarını biliyoruz artık. Aslında bugünden geriye doğru baktığımızda aynı ekibin postmodern darbede de dolaylı olarak ortak hareket ettiğini, darbeye giden süreci sofistike bir şekilde birlikte tahkim ve tanzim ettiklerini görmek mümkün. Şimdi filmi biraz geriye doğru saralım ve o günlerde 28 Şubat cuntasıyla ortak çalışan medya kurumlarının, gazetecilerin, yazarların nasıl bir psikolojik harekât yürüttüklerini gözlerimizin önüne getirelim. Mütedeyyin insanlarla ilgili büyük yalanlar ürettiler, tehlike senaryoları yazdılar ve toplumun kalbini âdeta darbeye ısındırmak için şeytanın bile aklına gelmeyecek toplum mühendisliği faaliyeti yürüttüler. Acıların çok derin olarak yaşandığı 28 Şubat günlerinde belki konuşmadık, hatta hiç konuşmadık; ama o günlerde, bugün paralele ölümüne destek veren Fethullah Gülen'e yakın medyanın 'Hayırlı olsun' manşetleriyle biraz mahcup bir edayla da olsa 28 Şubat'a omuz verdiğini unutmayalım. Kuşkusuz 17 Aralık'ın en hayırlı taraflarından birisi de çok derinlerde gizliden gizliye yürüyen "28 Şubat-Paralel" ittifakını gün yüzüne çıkarmış olmasıdır. 28 Şubat'ın Goebbels'leriyle Paralel'in Goebbels'leri şimdilerde ibret verici bir yasak ilişki yaşıyorlar. Postmodern darbenin özellikle sivil aktörleri, bugünlerde paralelin eteğine tutunarak 28 Şubat soruşturmasından paçayı kurtarabilmek için çok özel çalışmalar yapıyorlar. Bugün geldiğimiz noktada daha iyi anlıyoruz ki, meğer yargı dâhil devlet içindeki paralel yapılanma, 17 Aralık benzeri darbe girişimlerini de düşünerek 28 Şubat'ın karanlık aktörlerine birtakım garantiler vermiş. Bunu anlamak için, 28 Şubat'ın büyük yalan ustası Goebbels'lerin bugün 17 Aralık cuntası için ne tür methiyeler yazdıklarına bakmak yeterli olacaktır. Yani, 28 Şubat'taki günah defterlerinin açılmasını hiç istemeyen kalemler, bugünlerde paralel cuntaya eklemlenmekte bir beis görmüyorlar. Halk ağzında söylenen çok güzel bir söz vardır; "Alışmışlık kudurmuşluktan beterdir." diye… Alışmışlar bir kere cunta yalamaya, ha 28 Şubat cuntası, ha paralel cunta ne fark eder ki… Son günlerde Hitler'in meşhur propaganda bakanı Goebbels'e referansta bulunarak Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı itibarsızlaştırma kampanyası yürüten 28 Şubat'ın kirli kalemleri ve paralel medya mensupları aynen Goebbels yöntemiyle çalışıyorlar. Ne diyordu Goebbels: 1-Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. 2-Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur. 3-Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır. Mesela Başbakan Erdoğan'la ilgili olarak hazırlanan montaj kasetlerini ancak Hitler ve Goebbels'le derin akrabalıklar içinde olan soysuz bir kafa yapısı üretebilir. Günlerdir "Türkiye muhaberat devleti oluyor." yaygarasıyla tozu dumana katıp, devlete musallat olan ve fiilen işbaşında olan "paralel muhaberat"ın 7 bin kişiyi ahlaksızca dinlemesi karşısında suskunluğa gömülmeyi ancak medyanın küçük Goebbels'leri başarabilir... Doğrusu bizi hiç şaşırtmadılar, çünkü bu küçük Goebbelsciklerin cibiliyeti bozuk ataları da büyük yalanlardan, haysiyet cellatlıklarından besleniyorlardı. Bu küçük Goebbels taslakları bugün Başbakan Erdoğan'a karşı nasıl montaj kasetleri üretiyorlarsa ilham aldıkları babaları da Menderes'e karşı da aynı iftiralarla saldırmışlardı. Menderes ve arkadaşlarını gözaltına almak için büyük yalanlar uydurmuşlar ve Menderes'in beraberinde 12 uçak dolusu altınla birlikte kaçarken yakalandığı gibi alçakça iftiralarda bulunmuşlardı. Kaynak Akşam 27.02.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|