04-30-2008, 13:34 | #1 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
------------------------------------1.BÖLÜM---------------------------------
Başbakan Adnan Menderes ısmarlama bir mahkeme kararıyla 17 Eylül 1961 tarihinde asılarak idam edilmiştir. Ankara;bir öğle sonu...Menderesler'in evi. Berin Hanım(Adnan Menderes'in eşi) tahammülü zor acıları kalbine gömmüş olarak abidevi bir sabırla evindedir. Bir anda evin zili çalar. Kapıya bakan hizmetçi gelir ve: ''Efendim,Adapazarı'ndan bir beyefendi sizi ziyaret etmek istiyor kabul buyurur musunuz?''der. Berin Hanım Adapazarı'ndan birinin kendisi ile ne alakası olabileceğini düşünür.Önce kabul etmek istemez.Ama bu Berin Hanımın nezaket anlayaşına aykırıdır.''Lütfen içeri alınız''der. Berin Hanımın ricası ile karşısındaki koltuğa oturan misafire gerekli ikramlar yapılır.Hal hatırdan sonra Hanımefendi sorar: ''Buyrunuz efendim sebebi ziyaretiniz?'' ''Efendim'' der misafir ''Ben Adapazarında kuyumcuyum.Dün hayatımda asla unutamayacağım bir alışveriş yaptım!'' Berin Hanımın meraklı bakışları arasında adam devam eder: ''Efendim dün sabah birileri bana bir nişan yüzüğü getirdi.Yüzüğü evirip çevirip bir de baktım ki,iç kısmında Adnan Menderes yazılı...Her halde dedim,bunu Menderesler'in evinden çalmışlar.Hemen istedikleri parayı verdim ve bu eşsiz hatırayı yeniden size takdim için getirdim.Ne vicdansız insanlar var..Buyrunuz!'' Berin Hanım kendisine getirlen yüzüğü ilk anda kabul etmek istemez.Zira o günkü değeri üç bin beş yüz liradır ve bu para Berin Hanım'da yoktur.Fakat kuyumcu onu satmak için değil ilk sahibine hediye etmek için getirmiştir. Berin Hanım gözleri yaşlı: ''Hayır evladım!''der,''Yüzük çalınmamıştı.Beyefendinin bu kıymetli hatırasını parmağımdan hiç çıkarmazdım ki çalınsın?'' Misafir şaşırır.Parmaktan hiç çıkmayan yüzük nasıl olur da Adapazarı'na gelir ve kendisini bulurdu? (devamı 2.bölümde) <<<ÇiLe>>>
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-30-2008, 13:40 | #2 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
yaa bu araları hiç sevmem şimdi forumada mı beklememiz gereken aralar geliyor off
|
|
04-30-2008, 13:53 | #3 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
merak edecek bisey yok satmıstır
|
|
04-30-2008, 13:55 | #4 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
------------------------------------2.BÖLÜM--------------------------------------
Evet nasıl?Nasıl olabilirdi bu? Nasıl mı? Buyrunuz.Biraz geçmişe seyahat edelim. Yıl 1946'dır.. Demokrat Parti kurulmuştur.. Yıl 1950'dir.. Demokrat Parti iktidar olmuştur. Adnan Menderes başvekil... Hizmet aşkıyla geçen iki yıldan sonra yıl 1952'dir.. Bir sevgili,bir milli kahraman haline gelen Adnan Menderes,gecesini gündüzüne katarak çalışmaktadır.Bu arada yurt içi ve yurt dışı seyahatler yapmaktadır. 1952 senesinde Paris'tedir. Resmi görüşmeler bittkten sonra Türk Büyükelçisine sorar: ''Sefir Beyefendi,Fransa'da Osmanlı Hanedanından kaç kadın vardır ve bunlar ne iş yapmaktadır?'' Malum hanedan mensupları topyekun Türkiye dışına sürülünce,bunların bir kısmı da Fransa'ya yerleşmişleridir.Bizim Büyükelçi,''Bilmiyorum başvekil hazretleri''der. Adnan Menderes asabileşir: ''Bu malumatı yirmidört saat içinde istiyorum.Aksi halde sizi vazifeden almak mecburiyetinde kalırım.'' Türk Büyükelçisi,Fransız istihbaratının da yardımıyla ertesi gün listeyi hazırlar ve Başbakana arz eder. Başbakan hanedanın kadın azalarından kimilerinin Fransa'da yaşadığına ve ne iş yaptıklarına dair yazıyı acı bir yüz ifadesi ile okur.Kağıdı katlayıp cebine koyar. Adnan Menderes Türkiye'ye döndüğünde Çankaya'ya gider ve cebindeki kağıdı çıkartarak Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın masasına bırakır: ''Efendim''der.''Şu oldu.Bu oldu.Fakat netice de,bu memleketiTürkler'in Hakanı,Müslümanların Halifesi ve teb'anın Padişahı sıfatı ile altı yüz yirmi dört sene idare etöiş bir ailenin kadın mensuplarının çoğunluğu yaptığım tahkikat nazaranan ve şu listede görüldüğü gibiFransız ordusunda bulaşıkçılık yapmaktadır.Bu,hepimiz için yüz karasıdır.Hiç değilse hanedanın kadın azalarını yurda kabul edelim.Kendilerine bakmamız insanlığımızın icabıdır.Ama bunu çok görürsek ,bari bizim ordumuzda bulaşıkçılık yapsınlar.'' Bayar,''hayır''der.''Müsaade edemem.'' Bunun üzerine başbakan,derhal bir kağıt alarak bir şeyler yazar ve cumhurbaşkanının masasındaki diğer kağıdın yanına bırakır.Ardından ''müsaadenizle efendim''der.Süraatle odadan ayrılır. Celal Bayar,önündeki kağıda bir bakar ki,Menderes istifa dilekçesini vermiştir... (devamı 3.bölümde) <<<ÇiLe>>> |
|
04-30-2008, 14:21 | #5 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
-----------------------------------3.BÖLÜM------------------
Celal Bayar adeta şok geçirir. Araya,Demokrat Parti Muş Milletvekili Gıyasettin Emre'nin de olduğu bazı milletvekilleri,bakanlar girer,Menderes istifadan vazgeçirilir. Fakat Osmanoğullarının kadın mensupları çıkartılan bir kanunla Türkiye'ye kabul edilirler.. Vatanlarını avdet edenler arasında Sultan Abdülhamid'in zevcesi Müşfika Hanım Sultan ile kızı Ayşe Sultan Osmanoğlu da vardır.Teşvikiye tarafında bir kira evinde oturmaktadırlar. Bir sabah,erken sayılacak bir vakitte,evin zili çalar.Kapıyı Ayşe Osmanoğlu açar.Karşısında bir beyefendi vardır. ''Buyrunuz efendim bir arzunuz mu var''diye sorar.Kapıdaki adam: ''Evet''der şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek istiyorum. Ayşe Osmanoğlu beyi içeri davet eder. Kuşluk namazını eda etmiş Müşfika Sultan,başında kar gibi lekesiz tülbendi,elinde doksan dokuzluk tespihi ile seccadesinde Rahman'ı zikretmektedir. Nihayet Müşfika Sultan zikrini tamamlar.Misafir Müşfika Sultan'ın elini öper. Nihayet bu sırada bu 'meçhul' misafir tanınır. Gazetedeki resimle aynıdır çünkü.. O Başvekil Adnan Menderes'tir... Başvekil Adnan Menderes dualarını almak,hal hatır sormak için geldiğini ifade eder.Bir sıkıntılarının olup olmadığını sorar. ''Dualarım sizinle beyefendi.Hiç bir ihtiyaç ve sıkıntımız yok.İyiler eksik değil.Bir mühendis beyefendi hem bu evi bize tahsil etti,kira almıyor;hem de her ay on lira harçlık veriyor..Allah razı olsun''der Müşfika Sultan. Adnan Menderes bu hoş sohbetlerden sonra müsaadelerini isteyip evden ayrılır. Ama bir yandan da hanedanın erkeklerinin hala yurt dışında olmasına üzülür.İnsan başbakan da olsa her şeye muktedir olamamaktadır!Bu üzüntüyle yola koyulur. Ülkenin çözülmesi gereken bir yığın sorunuyla uğraşmaya devam eder.. Sene 1959'dur.. Adnan Menderes ve bir Türk heyetini Londra'ya götüren uçak yere çakılır. Başbakan'ın hafif bir yarayla kazadan kurtulması büyük bir sevinçle karşılanır. Adnan Menderes bir süre Londra'da tedavi olduktan sonra yurda döner. Muazzam bir kalabalıkla karşılanır. Menderes'in evi geçmiş olsuna gelenlerle dolup taşar. Herkes gittkten sonra eşi Berin Hanım Adnan Menderes'e bir şey sorar: ''Beyefendi,Uçak tam düşerken,yani ölüme giderken ne düşündünüz?'' Adnan Menderes o büyük asaleti ile: ''Evet,çok iyi hatırlıyorum.Tayyare hızla yere doğru düşerken,birden şunu düşündüm:Acaba ben bugün burada ölürsem Berin Hanım,Abdülhamit yadigarlarının ev kirası ile maaşlarını ödemeye devem eder mi etmez mi?'' Uçak kazasından kurtulan Menderes,1960'da bir darbeyle indirilir,1961'de acımasızca idam edilir.. (devamı 4.bölümde) <<<ÇiLe>>> |
|
04-30-2008, 14:31 | #6 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
Reklamlar giriyo araya sanki...
|
|
04-30-2008, 14:32 | #7 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
----------------------------------------4.bölüm--------------------------------
Evet 1960'da darbe olmuştur. İşte o hengamede 3 Haziran 1960 tarihinde Menderesler'in evinin zili çalar. Kapıya gelen,Müşfika Hanım Sultan ile kızı Ayşe Osmanoğlu'nun oturdukları evin sahibi mühendistir.Her ay olduğu gibi kirayı almaya gelmiştir. Mühendis ''Eğer kira ödenmeyecekse ev tahliye edilsin der.'' Vaziyet kederler içindeki Berin Menderes'e haber verilir. ''Mutlu'' der, oğluna Berin Menderes.''Çık da bir iki ahbaba git,bin beş yüz lira bulmaya çalış. ''Anne,bize bu şartlarda kim bin beş yüz lira verir?'' Berin Menderes,çok müteessir olur ve o an sağ eli,sol eline gider. Usulca çıkardığı nişan yüzüğünü Mutlu'ya uzatır: ''Şunu bir kuyumcuya sat ve gel''der. Yüzük bin sekiz yüz lira tutar. Onunla ev sahibine kirası ödenir. O paha biçilmez yüzük elden çıkar. Yüzük döner dolaşır Adapazarı'ndaki bir kuyumcaya ulaşır. Nihayetinde üç yıl sonra Adapazarı'ndaki kuyumcu yüzüğü Berin Menderes'e geri getirir. Kuyumcu millet adına yüzüğün itibarını iade etmiştir. Otuz yıl sonra da Turgut Özal,devlet adına Menderes'in itibarını iade edecektir. Mekanları cennet olsun. Kaynak:HAYATIN RENGİ İNSAN/RAHİM ER. <<<ÇiLe>>> |
|
04-30-2008, 14:33 | #8 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
Çok güzeldi...Eline sağlık...
Allah Menderes gibi liderleri başımızdan hiç eksik etmedi...Etmeyecek inşallah! |
|
04-30-2008, 14:36 | #9 | |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
Alıntı:
Tüylerin diken diken oldu... Paylaşım için teşekkürler...(+) |
||
04-30-2008, 14:41 | #10 |
<<<Menderes'i nasıl bilirdiniz?>>>o halde bir de bunu okuyun!
çok çok çok güzeldi... +
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|