05-06-2008, 14:24 | #1 |
Merhaba Annem...
MERHABA ANNEM
Ne zamandır sana gelemedim anne. Çimenlerine dokunup, uzunca sohbet edemedim seninle. Çok uzun oldu biliyorum. İşlerden zaman bulup gelemiyorum demek ar geliyor bana. Çünkü sen bütün işlerine rağmen bize zaman ayırırdın. Senin işin bizdik Anne. Ağrı’da babam öğretmendi, ama sen başındaki örtünle tam bir Anadolu kadınıydın. Biz hayvancılık da yapardık değimli anne. Peynirimiz, yoğurdumuz senin güzel ellerinle hazırlanırdı hep. Birde merhametli yanın vardı; pişirdiği sıcak ekmeği, yaptığı her şeyi komşusuyla paylaşan. Geçenlerde bir köye konuk olmuştum, saçta ekmek yapıyordu kadınlar. Seni hatırladım, yerdeki fırınımızda (tandırda) ekmek yaparken. Birde babamı, sımsıcak ekmeğe taze tereyağı doğrayıp yerken. Gözlerim buğulandı, derin bir iç çektiğimde yanaklarımdan süzülen yaşlarımı kızım siliyordu Anne… Tüm bunları sen yapıyordun. Bunca yoğun işin arasında 8 çocuğa dokunmak için de zaman ayırıyordun. Akşam olup da yorgun ve bitkin düştüğünde yatağa, bu defa da biz yoruyorduk seni. Erken gelen sana sokulur, öpe koklaya dinlerdi anlattığın hikayeyi. Yer bulamayan üstüne uzanırdı. Yanakların kıpkırmızı kesilirdi öpülmekten, tüm yorgunluğuna rağmen yüzünden tebessümün hiç eksik olmazdı senin. Hatırlıyorum, hep kızını benden çok seviyorsun diye sitem ederdim. Sende ellerini gösterip, bak oğlum bunların hepsi ayrı ayrı, ama kessen hepsinden aynı acıyı duyarsın deyip yanağımı okşardın. Biliyor musun! Geçenlerde Sena ve Harun kavga etmişlerdi, kime haklısın desem homurdanıyordu. Tıpkı benim sana söylediğim gibi, kızım da bana söylüyordu “Oğlunu daha çok seviyorsun” diye. Kızmayı unutup kahkahalar attım delirmiş gibi… Bütün çocuklar hep aynı şeyi mi düşünür Anne.. Bize masal anlatmanı isterdik. Biraz anlatır, yorgunluktan uykuya dalardın. Ama biz öper, mıncıklar seni uyandırırdık. Tüm yorgunluğuna rağmen hiç kızdığını görmedim yüreği sevgiyle bezeli annem. Hani bizi uyutmak için anlattığın masallar vardı ya; bizim çocuklar da o masallarla büyüdü bilesin. Ama kurbağayı öpüp, onu eski haline döndüren prenses vardı ya, şimdiki çocuklar bizim gibi inanmıyor anne. Ama biz sana inanmıştık… Onlara annemi resimlerde gösterebildim sadece. Tarihin sarı sayfalarındaki hikaye kahramanları gibi anlatabildim seni. Babaannelerinin toprağın altında neden yattığını anlamadılar uzunca zaman. Bir kitapta okumuştum diyordu ki; “İnsan sevgiyle yaşar!” Şimdi daha iyi anlıyorum sevginin gücünü anne... Hani gecenin bir vakti, uykunun en güzel yerinde ağlayıp seni kaldırdığımda altımı temizleyip, pak ve temiz sütünden içirerek karnımı doyururdun. Sevgiyle kucaklayıp yanağıma bir buse kondururdun. Ben rahat uyuduğumda ancak sen derin bir uykuya dalabilirdin. Tüm bunları yaptıran şeyin sevgi olduğunu anladığımda sen yoktun anne. Sevgiyle bakınca her şeyin ne kadar da güzel olduğunu öğrendiğimde sen çok uzaklardaydın Anne. Babamdan sonra seni de kaybetmek ürküttü bizi. Hayatta yapayalnız kaldık… Hayatın acımasızlığı birden kuşatmıştı etrafımızı. Siz göçüp gittiğinizde çok küçüktük hepimiz. Yalnızlık ne demektir hayat öğretti bize. Zaten öyle değil mi? Hayatı yaşarken öğrenmiştik biz de… Bunları seni üzmek için söylemiyorum anne. Sen üzülme sakın! Ne zamandır kimseyle konuşmadım, içimde biriken hezeyanlarım bunlar. Bir gün İslam’la tanıştık! İslam’ın habercisi Hz. Muhammed’le… O da yetimmiş bizim gibi. O da yanında her Anne dediğinde çocuklar, üzülür kederlenirmiş. O da herkes babasına koşup sarıldığında, boynunu büküp bir köşede sessizce ağlarmış. Oğlu öldüğünde gözlerinden yaşlar akınca ashabı; “Sen de mi üzülürsün ya Rasulallah!’” demişti. Bunun üzerine alemlere rahmet Peygamber şöyle söylemişti pak ve temiz ashabına “Yürek mahzun, gözler yaşlı. Ama isyan yok.” Bende asla isyan etmedim, ama çok ağladım senin için anne. Çünkü çok özlüyorum seni Anne! Seni her özlediğimde, alemlere rahmet peygamber annesini özlediğinde ne yapardı acaba diyordum. O da ıssız yerlere kaçar, gizlice ağlar mıydı benim gibi… Geçenlerde bir mecliste yine bir Nasrettin hoca fıkrası anlattılar. Önceleri çok gülmüştüm bu fıkraya, ama sonra ne kadar da anlamlı bir kıssadan hisse olduğunu fark ettim. Damdan düşünce, “Seni hastaneye yetiştirelim hoca efendi,” diyen komşularına, “Bana damdan düşeni çağırın” demiş. Biliyor musun! Biz de bizim gibi damdan düşen bir Peygamberin varlığını öğrendik, onu taa yüreğimizde hissettik anne. Bizim gibi yetimdi ve bizim hissettiklerimizi önce o yaşamıştı tüm varlığı ile. O da tüm yetimlerin sevgi açlığını doyuran bir tek şeyden söz ediyordu; “Yetimin başını okşayın” diyerek… Yıllarca ensem çok üşüdü… senin dokunuşlarını çok özledi anne. Bize inanılmaz bir yaşam kaynağı oldu Hz.Peygamber. Her gece ağalarken yanımda olduğunu düşünüp teselli bulurdum. Sanki görünmez bir güç her gece bizi ziyarete geliyor, yanağımızı okşuyor, sırtımıza dokunup güven veriyordu. İslam ve Hz.Muhammed hayatımıza büyük bir anlam kattı anne… Hani bize bir şey öğretmiştin, insan öldükten sonra arkasında bıraktığı üç şey ona ya sevap ya da günah yazılmasına sebep olur diye. Bu üç şeyden biri de hayırlı evlattı.. Allah biliyor ki Anne! Yaptığım her anlamlı şeyin sana da hayır olarak yazılmasını niyaz ediyorum dualarımda. Kalan ömrümde çok daha fazla ve çok daha hayırlı işler yapmak için gayret ediyorum… sana daha çok sevap yollayabilmek için… Dedim ya, seni çok özledim anne. Sana geldiğimde anlatacak o kadar çok şey var ki! Sana gelip şöyle bir toprağını karıştırmak ve koklamak istiyorum; çünkü kokunu çok özledim Anne! MUSTAFA ÖZTÜRK
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-06-2008, 16:53 | #2 |
Merhaba Annem...
ANNE;
-ALLAH(c.c)'ın merhamet sıfatının yeryüzündeki en güzel numunesi, -sevgi kahramanı sözünün makes buldugu insan, -hoşgörü timsali vasfının en güzel taşıyıcısı, -fedakarlık timsali, -sabır kahramanı, -iffet abidesi, -dizlerinin,cennet yamaçlarıyla eş oldugu... |
|
05-06-2008, 17:00 | #3 |
Merhaba Annem...
Hatırlıyorum, hep kızını benden çok seviyorsun diye sitem ederdim. Sende ellerini gösterip, bak oğlum bunların hepsi ayrı ayrı, ama kessen hepsinden aynı acıyı duyarsın deyip yanağımı okşardın.
Biliyor musun! Geçenlerde Sena ve Harun kavga etmişlerdi, kime haklısın desem homurdanıyordu. Tıpkı benim sana söylediğim gibi, kızım da bana söylüyordu “Oğlunu daha çok seviyorsun” diye. Kızmayı unutup kahkahalar attım delirmiş gibi… Bütün çocuklar hep aynı şeyi mi düşünür Anne.. :'( :'( :'( :'( :'( :'( canım emeğine sağlık çok güzeldi :'( + |
|
05-06-2008, 17:03 | #4 |
Merhaba Annem...
Allah anne hasretini kimseye yaşatmaz inşallah
başımızdan eksik etmez annelerimizi onlarsız ne yapabilir biz kime sarılır ağlarız kim yardım elini uzatır en çağresiz anımızda onların kıymetini bilerim bence çok teşekkür ederim +1 |
|
05-06-2008, 17:19 | #5 |
Merhaba Annem...
ayrıca paylaşım için teşekkürler ;) , böyle yazılar hep annemin kalbini kırdığım zamanları aklıma getirir ve kahreder beni !!! sakın üzmeyin annenizi,o sizi affeder de siz kendinizi affedemezsiniz !!!
|
|
05-06-2008, 17:19 | #6 |
Merhaba Annem...
Bugünlerde annemden uzak oluşumdan olcak etkiledi beni ..
İnsan yanındayken meğer kıymetini bilmiyormuş Rabbim onların eksikliğini vermesin... Güzel paylaşımdı emeğinize sağlık..+1 |
|
05-07-2008, 13:55 | #7 |
Merhaba Annem...
ben teşekkür ederim beğenmenize sevindim
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|