|
08-30-2014, 03:09 | #1 |
Merve Şebnem Oruç - Davutoğlu Başbakan, Durmak Yok Yola Devam
Merve Şebnem Oruç
Davutoğlu Başbakan, durmak yok yola devam Ve Türkiye'de direkt olarak halkın seçim yaptığı ilk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk turda kazanarak Cumhurbaşkanı olmasının ardından Başbakan da belli oldu: Ahmet Davutoğlu. 61. Hükümet, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması sebebiyle düşüyor. Dünkü tarihî Ak Parti Kongresiyle birlikte Ak Parti Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu, 62. Hükümet'i kuruyor. Gezi kalkışmasıyla başlayan ve 17 Aralık'la devam eden 10 Ağustos sürecinde, Erdoğan'dan sonra 17 Aralık'ta görünür hedef olan dört bakandan bile daha çok eleştirilen isimdi Davutoğlu. Gezi'den 30 Mart'a kadar 'Erdoğan'ın sonu' tarzı sözüm ona analizler döktüren ulusal ve uluslararası medya 'kalemşör'lerinin Erdoğan'ın varlığından sonra en çok eleştirdiği konu Türkiye'nin dış politikası, en çok eleştirdiği ikinci kişiydi Davutoğlu. Gezi'de Erdoğan'ın üzerinde kurulmaya çalışılan 'Geri adım at.' baskısının devamı en çok, özgün, vicdanlı ve insan odaklı duruş gösterdiği dış politika alanında gelmişti. Ve bu baskı kısa zamanda bir darbe girişimine dönüşmüştü. Beraber yaşadık işte bu süreci. Şimdi, o günlerin en çok ateş edilen, 'Bitti bu iş, sonu geldi' denilen ilk ismi Erdoğan Cumhurbaşkanı, ikinci ismi Davutoğlu Başbakan... Seni öldürmeyen şey güçlendirirmiş hakikaten. Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı, Türkiye'nin geri adım attırılmaya çalışıldığı tüm alanlarda başlattığı girişimlerinden asla vazgeçmeyeceği, aksine durmadan devam edeceği, finans ve enerji devlerinin, süper güçlerin rahatsız olduğu finans, ekonomi, kalkınma ve enerji politikalarından, bölgesel ve uluslararası politikalarından taviz vermeyeceği, aksine vites yükselteceği anlamına geliyor. Zaten bu politikaların bu kadar tepki çekmesi ve mevzubahis yurt içi ve yurt dışı aktörler açısından bir darbeyle durdurulması gerekecek kadar kritik olması, bu girişimlerin aslında ne kadar değerli ve önemli olduklarının bir göstergesi. Uluslararası sistemin, yani dünyadaki huzursuzluğun ana sebebi olan, adaletsiz gelir dağılımının, savaşların, katliamların, insan hakları ihlallerinin baş sorumlusu olanların açgözlü düzenin bekçi köpekliği vazifesini layıkıyla ve utanmadan yerine getiren yerli işbirlikçileri çıldırtan da, kendilerinin karalamaya çalıştığı tüm bu emeği Türkiye halkının görmezden gelmemesi. 30 yıllık savaşın bitmesinin yolunu açan çözüm sürecinin kimleri çıldırttığını, Gazze'deki, Suriye'deki, Myanmar'daki, Irak'taki, Somali'deki, mazlumların feryat ettiği her yerdeki insanlık ayıplarına kendi kısıtlı imkânlarıyla dur demeye çalışan bir Türkiye'nin kimlerin işine çomak soktuğunu bu milletin açıkça görmesi. Bugüne kadar türlü engellere ve engellemelere rağmen hızıyla bizim de başımızı döndüren rüzgâr, öyle görünüyor ki hızını artırarak esmeye devam edecek. Kongredeki konuşmasında selam göndermedik dost bırakmayan Davutoğlu, Selam Terör Örgütü filminin senarist ve yapımcılarının gözünün içine baka baka Başbakanlık koltuğuna oturuyor. 'Al bayrağı dalgalandıran hiçbir mevziden çekilmeyeceğiz. Kardeş halkları yalnız bırakmayacağız.' diyerek Erdoğan'ın 'faiz lobisi' diyerek herkesin kolayca anlayabilmesini sağladığı küresel ve yerli finans devlerini, silah lobisini, enerji tekellerini, küresel güçleri hop oturtup hop kaldırıyor. Daha ne olsun. Türkiye artık o eski Türkiye değil. Hayırlı, uğurlu olsun. Ancak, sanılmasın ki öte tarafta yenilgi kabul edilip oturuluyor, yeni plânlar yapılmıyor. Aksine... 10 Ağustos oyunu kapandı, yeni bir oyun kuruluyor. İşte, görüyorsunuz yeniden köpürtülen Türkiye ve IŞİD ilişkili haberleri... Batı'nın IŞİD'le mücadele için çocuk kasabı Beşar Esad'la işbirliği yapması için algı yönetmeye yönelik yazılıp çizilenleri... ABD, Irak'ta IŞİD mevzilerini bombalayarak sadece müttefikini korumuyor, IŞİD'i Suriye'ye itiyor. Mevzubahis Esad'la işbirliği haberlerinden anlaşılan, Suriye'de sıkıştırılmak istenen IŞİD'in güneyden kuzeye, yani Türkiye'ye doğru itilmesi amaçlanıyor. Öte tarafta, hükümet muhalifliğini vatana ihanetle karıştıran çeşitli gazete ve gazeteciler, yaptıkları haberlerle IŞİD'in yüzünü Türkiye'ye çevirmesini sağlamaya çabalıyor. Neden Amerikalı gazetecinin değil de bir Türk'ün kafası kesilmedi diye âdeta üzülüyor, IŞİD'in yeni hedef olarak Türkiye'yi seçmesi için var gücüyle uğraşıyor. Dışarıdan IŞİD'i Türkiye'ye doğru iterlerken içeriden de IŞİD'i Türkiye'ye çekmeye çalışan bu medya harekâtı gösteriyor ki, oyun değişiyor. Oyun, Türkiye'nin 'teröre destek veren ülke' gibi gösterilmesinden çıkıyor, 'terör ülkesi'ne çevrilmesine doğru evrim geçiriyor. Türkiye, hamlesini sağlamlaştırırken, karşı taraf da sertleşiyor. Durmak bilmeyen, sabahlara kadar çalışan, on binlerce kilometre yol kat eden Türkiye'nin Başbakan ve Dışişleri Bakanı, artık Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı. Bir oyun bitti, yeni oyun başlıyor. Gevşeyene, alan kapmaya çalışana, bireysel çıkarları ve şahsi kazanımları için çalışanlara yeni dönemde yer yok; terleyene, koşana, kendini bir kenara bırakıp toplumsal ve bölgesel özgürlük, huzur ve refah için fedakârlık yapacak olana, Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakanı'nın hızına yetişebilecek olana var. Kaynak Yeni Şafak 28.08.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|