Merve Şebnem Oruç - Gaflet - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Cihannur** · 10-19-2014, 15:00

Merve Şebnem Oruç

Gaflet

'Şimdi iki seçeneği var Obama'nın. Ya Türkiye'yi seçerek hem Esad'a karşı hem de IŞİD'e karşı maksimum işbirliği içine girecek ve önceki plana geri dönecek. Ya da iki senedir yaptığı üzere küresel sermayeyi yönetenlerin çektiği yöne doğru gidecek ve dolaylı bir şekilde Esad'la çalışarak sahada IŞİD'e kaçacak başka bir alan bırakmayıp Türkiye'ye yöneltecek. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın dozajı artmışken, Batı ve Rusya arasındaki ilişkiler hiç olmadığı kadar kötü bir forma girmişken ikinci seçenek makul gözükmüyor.

Ama Batı bu... Ve Obama'yı tanıdık artık. O da alışılmış, öngörülebilir dünya liderlerinden biri olarak, risk almayı değil, bile bile lades demeyi seviyor. Enerjinin kontrolü ve sömürünün devamı uğruna bir dinler savaşı çıkmasına bile göz yumabilirmiş gibi gözüküyor. Yani bunca toz dumanın ardından bir gün gelebilir ve birbirini bir kaşık suda boğmak isteyen Rusya ve ABD, yanlarına İran ve Suudileri alıp hep beraber geri dönüşü mümkün olmayan bir felaketler zincirini başlatabilir.'

ABD, müttefiki Irak'ı korumak için kolları sıvamaya başladığında 31 Ağustos'ta kaleme aldığım 'Suriye'yi unuttuk mu' başlıklı yazımdan alıntı yukarıdaki iki paragraf…

Bile bile 'lades' demeyi seçen Obama yönetiminin beceriksizliğinin ilk ürünü Kobane. İşlerin bu noktaya geleceği, daha ilk plân masaya yatırılmışken gün gibi ortadaydı. Ancak Obama, Başkanlık dönemini Orta Doğu'da araziye asker indirmeden ve seçimleri kazanmasına neden olan 'anti-savaş' tezleriyle çelişmeden tamamlamaya çalışıyor. Hedefi 2016, seçimlere kendini kazasız belasız atıp ateş girdabından yakayı sıyırabilmek. Bugünü kaybetti, tarih sayfalarına kendinden önceki ve sonraki başkanlardan farklı geçebilmek için uğraşıyor. Ancak, takvim, Obama'nın gafletine uyum sağlayacak esneklikte değil. Dinamo taşları ağır ağır değil hızla devriliyor. Gördük işte; ABD'nin 'IŞİD'le mücadele' plânına katmadığı Suriye'yi, IŞİD'in katması iki ay bile sürmedi. ABD Genelkurmayı'na ve Washington'ın çoğuna göre, araziye asker indirmek de tampon bölge de uçuşa yasak bölge de kaçınılmaz. Çünkü atılan bombaların 10'da 9'u IŞİD hedeflerini bulmuyor. Çünkü Türkiye doğru söylüyor. IŞİD, Anbar'da ilerleyişini sürdürse de Obama yönetimi Bağdat'ın 'henüz' düşmemesini 'anti-IŞİD koalisyonu'nun başarısı gibi satıyor ama IŞİD, bakın bugün nerede.

Buna bağlı olarak Türkiye, iki sene önce yaşamayan bir terör örgütü çevresinde iki kampa ayrılmaya çalışılıyor. Şaka gibi ama gerçek. 'Serhildan'mış… Pes; Kobane'den gelen herkese kucak uçan ülkede neyin başkaldırısı? Sözüm ona anti-IŞİDçiler, sözüm ona IŞİDçi olanları IŞİD'in vahşetinden ilham alarak katlediyor. Alan bırakılıp izin verilirse sıradaki sözüm ona anti-IŞİD'çilerin sözüm ona IŞİDçiler tarafından katledilmesi. 'Demokrasi'ymiş…

Gülen Örgütü'nün azılı üyeleri ve leş ağızlı iş birlikçileri tabi keyifli, sokakları karıştırmak için kan büyüleri yapıyor. Kamuoyu önündeki tartışma '90'lara dönüyoruz' sloganlarıyla yürütülürken endişeli demokratlar, 'Lütfen 90'lara dönmeyelim' diye gafletle ve safiyane bir şekilde cevap veriyor. Hayır dostum, 90'lara dönmüyoruz. 90'ların baş aktörü derin devletti, burada öyle bir şey yok. Kobani'de bildiğin 12 Eylül provası yapılıyor.

Toplumsal çatışma körükleniyor. Bir yıl önce kimsenin tanımadığı bir örgüt sayesinde toplum bölünüp halk birbiriyle çatışmaya hazır hâle getiriliyor. Devamı siyasi istikrarsızlık, devamı yönetime el koyma… Ellerinde kullanışlı bir Genelkurmay Başkanı, bir emir komuta zinciri yok. Tayyip Erdoğan'ın en büyük başarısı da bu, buna meyledebilecek bir emir komuta zincirini kırmış olmak. Uludere'yle başlayan ihanet teşebbüslerinin tamamı o kırılmayla başladı mı zaten?

Ancak 27 Mayıs da emir komuta zinciri içinde yapılmadı, darbenin düşük rütbeli subayları vardı. Bugün HSYK'yı kaybeden Gülen Örgütü, Yargıtay'a oynuyor. Anayasa Mahkemesi'nin vaziyeti malûm. Öte tarafta, 2015'te Türkiye ekonomisini çalkalamak için bir tarif ateşe konuluyor. Lakin bir İsmet İnönü'yü kaldırmaz artık bu ülke. Devamı için bir 'Turgut Özal'a ihtiyaç var. 'Herkesin ama en çok da sağcıların Cumhurbaşkanı' olabilecek biri var ellerinde, o da bir yandan hazırlanıyor.

Gaflete yer yok. Bir alıntıyla açtım, bir alıntıyla kapatayım. 28 Ağustos'tan, Davutoğlu'nun başbakanlığı belli olduktan sonra kaleme aldığım 'Davutoğlu Başbakan: Durmak yok yola devam' başlıklı yazımdan iki paragraf…

'Ancak, sanılmasın ki öte tarafta yenilgi kabul edilip oturuluyor, yeni planlar yapılmıyor. Aksine... 10 Ağustos oyunu kapandı, yeni bir oyun kuruluyor. Görüyorsunuz yeniden köpürtülen Türkiye ve IŞİD ilişkili haberleri. Batı'nın IŞİD'le mücadele için Esad'la işbirliği yapması için algı yönetmeye yönelik yazılıp çizilenleri. ABD Irak'ta IŞİD mevzilerini bombalayarak sadece müttefikini korumuyor, IŞİD'i Suriye'ye itiyor. Esad'la işbirliği haberlerinden anlaşılan, Suriye'de sıkıştırılmak istenen IŞİD'in güneyden kuzeye, yani Türkiye'ye doğru itilmesi amaçlanıyor.

Öte tarafta, hükümet muhalifliğini vatana ihanetle karıştıran çeşitli gazete ve gazeteciler, yaptıkları haberlerle IŞİD'in yüzünü Türkiye'ye çevirmesini sağlamaya çabalıyor. Neden Amerikalı gazetecinin değil de bir Türk'ün kafası kesilmedi diye adeta üzülüyor, IŞİD'in yeni hedef olarak Türkiye'yi seçmesi için var gücüyle uğraşıyor. Dışarıdan IŞİD'i Türkiye'ye doğru iterlerken içeriden de IŞİD'i Türkiye'ye çekmeye çalışan bu medya harekâtı gösteriyor ki, oyun değişiyor. Oyun, Türkiye'nin 'teröre destek veren ülke' gibi gösterilmesinden çıkıyor, 'terör ülkesi'ne çevrilmesine doğru evrim geçiriyor. Türkiye hamlesini sağlamlaştırırken, karşı taraf da sertleşiyor.'

Gevşemeyin. Kazandığınızda bile gaflete düşmeyin. Çünkü oyun kurucular bizi hep gevşemiş, hep gafil yerlerimizden avlıyor.

Kaynak

Yeni Şafak 19.10.2014

10-19-2014, 15:00	#1
Kullanıcı Adı Cihannur	Merve Şebnem Oruç - Gaflet Merve Şebnem Oruç Gaflet 'Şimdi iki seçeneği var Obama'nın. Ya Türkiye'yi seçerek hem Esad'a karşı hem de IŞİD'e karşı maksimum işbirliği içine girecek ve önceki plana geri dönecek. Ya da iki senedir yaptığı üzere küresel sermayeyi yönetenlerin çektiği yöne doğru gidecek ve dolaylı bir şekilde Esad'la çalışarak sahada IŞİD'e kaçacak başka bir alan bırakmayıp Türkiye'ye yöneltecek. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın dozajı artmışken, Batı ve Rusya arasındaki ilişkiler hiç olmadığı kadar kötü bir forma girmişken ikinci seçenek makul gözükmüyor. Ama Batı bu... Ve Obama'yı tanıdık artık. O da alışılmış, öngörülebilir dünya liderlerinden biri olarak, risk almayı değil, bile bile lades demeyi seviyor. Enerjinin kontrolü ve sömürünün devamı uğruna bir dinler savaşı çıkmasına bile göz yumabilirmiş gibi gözüküyor. Yani bunca toz dumanın ardından bir gün gelebilir ve birbirini bir kaşık suda boğmak isteyen Rusya ve ABD, yanlarına İran ve Suudileri alıp hep beraber geri dönüşü mümkün olmayan bir felaketler zincirini başlatabilir.' ABD, müttefiki Irak'ı korumak için kolları sıvamaya başladığında 31 Ağustos'ta kaleme aldığım 'Suriye'yi unuttuk mu' başlıklı yazımdan alıntı yukarıdaki iki paragraf… Bile bile 'lades' demeyi seçen Obama yönetiminin beceriksizliğinin ilk ürünü Kobane. İşlerin bu noktaya geleceği, daha ilk plân masaya yatırılmışken gün gibi ortadaydı. Ancak Obama, Başkanlık dönemini Orta Doğu'da araziye asker indirmeden ve seçimleri kazanmasına neden olan 'anti-savaş' tezleriyle çelişmeden tamamlamaya çalışıyor. Hedefi 2016, seçimlere kendini kazasız belasız atıp ateş girdabından yakayı sıyırabilmek. Bugünü kaybetti, tarih sayfalarına kendinden önceki ve sonraki başkanlardan farklı geçebilmek için uğraşıyor. Ancak, takvim, Obama'nın gafletine uyum sağlayacak esneklikte değil. Dinamo taşları ağır ağır değil hızla devriliyor. Gördük işte; ABD'nin 'IŞİD'le mücadele' plânına katmadığı Suriye'yi, IŞİD'in katması iki ay bile sürmedi. ABD Genelkurmayı'na ve Washington'ın çoğuna göre, araziye asker indirmek de tampon bölge de uçuşa yasak bölge de kaçınılmaz. Çünkü atılan bombaların 10'da 9'u IŞİD hedeflerini bulmuyor. Çünkü Türkiye doğru söylüyor. IŞİD, Anbar'da ilerleyişini sürdürse de Obama yönetimi Bağdat'ın 'henüz' düşmemesini 'anti-IŞİD koalisyonu'nun başarısı gibi satıyor ama IŞİD, bakın bugün nerede. Buna bağlı olarak Türkiye, iki sene önce yaşamayan bir terör örgütü çevresinde iki kampa ayrılmaya çalışılıyor. Şaka gibi ama gerçek. 'Serhildan'mış… Pes; Kobane'den gelen herkese kucak uçan ülkede neyin başkaldırısı? Sözüm ona anti-IŞİDçiler, sözüm ona IŞİDçi olanları IŞİD'in vahşetinden ilham alarak katlediyor. Alan bırakılıp izin verilirse sıradaki sözüm ona anti-IŞİD'çilerin sözüm ona IŞİDçiler tarafından katledilmesi. 'Demokrasi'ymiş… Gülen Örgütü'nün azılı üyeleri ve leş ağızlı iş birlikçileri tabi keyifli, sokakları karıştırmak için kan büyüleri yapıyor. Kamuoyu önündeki tartışma '90'lara dönüyoruz' sloganlarıyla yürütülürken endişeli demokratlar, 'Lütfen 90'lara dönmeyelim' diye gafletle ve safiyane bir şekilde cevap veriyor. Hayır dostum, 90'lara dönmüyoruz. 90'ların baş aktörü derin devletti, burada öyle bir şey yok. Kobani'de bildiğin 12 Eylül provası yapılıyor. Toplumsal çatışma körükleniyor. Bir yıl önce kimsenin tanımadığı bir örgüt sayesinde toplum bölünüp halk birbiriyle çatışmaya hazır hâle getiriliyor. Devamı siyasi istikrarsızlık, devamı yönetime el koyma… Ellerinde kullanışlı bir Genelkurmay Başkanı, bir emir komuta zinciri yok. Tayyip Erdoğan'ın en büyük başarısı da bu, buna meyledebilecek bir emir komuta zincirini kırmış olmak. Uludere'yle başlayan ihanet teşebbüslerinin tamamı o kırılmayla başladı mı zaten? Ancak 27 Mayıs da emir komuta zinciri içinde yapılmadı, darbenin düşük rütbeli subayları vardı. Bugün HSYK'yı kaybeden Gülen Örgütü, Yargıtay'a oynuyor. Anayasa Mahkemesi'nin vaziyeti malûm. Öte tarafta, 2015'te Türkiye ekonomisini çalkalamak için bir tarif ateşe konuluyor. Lakin bir İsmet İnönü'yü kaldırmaz artık bu ülke. Devamı için bir 'Turgut Özal'a ihtiyaç var. 'Herkesin ama en çok da sağcıların Cumhurbaşkanı' olabilecek biri var ellerinde, o da bir yandan hazırlanıyor. Gaflete yer yok. Bir alıntıyla açtım, bir alıntıyla kapatayım. 28 Ağustos'tan, Davutoğlu'nun başbakanlığı belli olduktan sonra kaleme aldığım 'Davutoğlu Başbakan: Durmak yok yola devam' başlıklı yazımdan iki paragraf… 'Ancak, sanılmasın ki öte tarafta yenilgi kabul edilip oturuluyor, yeni planlar yapılmıyor. Aksine... 10 Ağustos oyunu kapandı, yeni bir oyun kuruluyor. Görüyorsunuz yeniden köpürtülen Türkiye ve IŞİD ilişkili haberleri. Batı'nın IŞİD'le mücadele için Esad'la işbirliği yapması için algı yönetmeye yönelik yazılıp çizilenleri. ABD Irak'ta IŞİD mevzilerini bombalayarak sadece müttefikini korumuyor, IŞİD'i Suriye'ye itiyor. Esad'la işbirliği haberlerinden anlaşılan, Suriye'de sıkıştırılmak istenen IŞİD'in güneyden kuzeye, yani Türkiye'ye doğru itilmesi amaçlanıyor. Öte tarafta, hükümet muhalifliğini vatana ihanetle karıştıran çeşitli gazete ve gazeteciler, yaptıkları haberlerle IŞİD'in yüzünü Türkiye'ye çevirmesini sağlamaya çabalıyor. Neden Amerikalı gazetecinin değil de bir Türk'ün kafası kesilmedi diye adeta üzülüyor, IŞİD'in yeni hedef olarak Türkiye'yi seçmesi için var gücüyle uğraşıyor. Dışarıdan IŞİD'i Türkiye'ye doğru iterlerken içeriden de IŞİD'i Türkiye'ye çekmeye çalışan bu medya harekâtı gösteriyor ki, oyun değişiyor. Oyun, Türkiye'nin 'teröre destek veren ülke' gibi gösterilmesinden çıkıyor, 'terör ülkesi'ne çevrilmesine doğru evrim geçiriyor. Türkiye hamlesini sağlamlaştırırken, karşı taraf da sertleşiyor.' Gevşemeyin. Kazandığınızda bile gaflete düşmeyin. Çünkü oyun kurucular bizi hep gevşemiş, hep gafil yerlerimizden avlıyor. Kaynak Yeni Şafak 19.10.2014

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)