|
04-29-2011, 03:42 | #1 |
MHP ile BDP, birbirlerine ne kadar da benziyor! / Ali İhsan KARAHASANOĞLU
Başlıktan dolayı; hem BDP’liler, hem de MHP’liler alınganlık gösterecek.
Ama kimse kızmasın. Maksadımız; birbirlerine tam “zıt gibi görünen iki parti”den birini diğerine, diğerini buradakine benzetmek, böylece onları “tahkir etmek” değil. Amacımız; “yanlış”ı gösterip, düzeltilmesi için çağrıda bulunmak. Bu yönde haklı eleştirimizi yapmak. Muhataplarımız da, yanlıştan ders çıkarıp doğruya ulaşırlarsa, ne âlâ! Yanlışta ısrar ederlerse, sonuçta halkın vereceği cevaba biz de razı olacağız, onlar da.. Gelelim, başlıktaki ifadenin sebebine.. MHP ile BDP, hangi açıdan birbirlerine benziyor? “Taban” ile “tavan” arasındaki “aşırı uyumsuzluk” açısından. Tabii ki, birisi “Türklük” üzerinden siyaset yapıyor. Diğeri ise “Kürtlük” üzerinden yapıyor. Birisi Türk etnik kimliğine önem veren söylem içinde. Diğeri de Kürt etnik kimliğine önem veren söylem içinde. Ama bakıyorsunuz, tabanları ile tavanları arasındaki fark açısından, ikiz kardeş gibiler.. Önce BDP’den başlayalım.. BDP'nin oy aldığı kesim, büyük bir çoğunlukla dindar Kürt halkı.. Hemen hepsi, İslâm dinine tavizsiz inanmış, ibadetlerini büyük bir samimiyet içinde yerine getiren insanlar.. Hatta bu sebeble, sistem tarafından dışlanmış, haksızlıklara uğramış insanlar.. Fakat BDP’nin “tavan”ına bakıyorsunuz... “Dindar halk”tan oy toplayan “milletvekili adayları”na bakıyorsunuz. Oylarını aldıkları “taban” ile uzaktan yakından bir ilgileri yok. Büyük çoğunluğu, sosyalist ideoloji ile dünyaya bakan insanlar. Sosyalistlerin seçime girme, milletvekili adayı olma hakları yok mu? Tabii ki var! Sosyalist ideolojiye sahip insanlardan oy isteme şartıyla.. Ama kendileri “sosyalist” iken, gidip sosyalizm karşıtı “dindar halk”tan oy istiyorlarsa, burada bir yanlış var demektir. Bir “aldatmaca” var demektir. Bunun için diyorum; BDP’nin oy aldığı “taban”la, oy verilen “tavan” arasında “büyük uçurum” var. 2007 seçimlerinde BDP listesinde, dindar halkın kendi içinden çıkan tek bir adayı bile yoktu. Bu seçimde fedakârlık(!) göstermişler.. Bir tane de dindarların rağbet edeceği bir adayı, listelerine almışlar.. Ama diğerleri, yine marksist felsefeye sahip kişiler.. Peki MHP’de durum nasıl? MHP’nin de tabanı; milliyetçi, dini değerlerine bağlı, muhafazakâr insanlar.. “Aile yapısı”na önem veren, aileyi toplumun “temel taşı” olarak gören insanlar.. Ama bakıyorsunuz üst yönetime.. Sadece bir olayda patlak veren görüntülere göre, iki genel başkan yardımcısı birden, bu değerlere uzak insanlar. Tabii ki “tavanın tamamı böyledir” demek mümkün değil. Ama 15 kişilik yönetim kadrosundan, ikisi birden “tek odada suçüstü” oluyorlarsa.. Bir de bu rezaletin sorulduğu, tavandaki üçüncü yönetici “Değerli arkadaşlarımızdır” diyerek, onları savunmaya geçiyor ise, burada bir sorun var demektir. Sadece bu iki parti böyle.. Diğerleri hepsi dört dörtlük diyecek halim yok. Ama bu iki partideki uyumsuzluk, had safhada.. Düşünsenize; tabandaki bir MHP’li, ibadetlerini tam olarak yapamıyor olsa bile, ibadetini yapan insanlara, hele hele ailesindeki insanlara hiç olumsuz bir söz sarfeder mi? Bakın, MHP’nin genel başkan yardımcılığı koltuğuna gelmiş şahıs, ne diyor kendi eşi için: “Şimdi bu benimki beş vakit namazlı garip ya..” Garibin kim olduğu, üç dakikalık görüntünün yayınlanması ile ortaya çıktı.. Üç dakikalık haber sonrası, tepetaklak oldular.. İstifa etmek zorunda kaldılar. Hatta istifalarını, kendileri bile açıklayamadı, partinin genel merkezi adeta oldu-bitti ile, “istifa etmişlerdir” diyerek, konuyu kapatıverdi.. İşte “garip”ler, esas bunlardır.. “Beş vakitli insan”lar, niye garip olsunlar ki? İşte iki partinin, tabanı ile tavanı arasındaki müthiş fark bu.. Dolayısıyla olması gereken; ya “tavan”ın kendisine çekidüzen vermesidir... Ya da “taban”ın, kendisine başka “tavan” bulmasıdır!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|