AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-13-2010, 10:35   #1
Kullanıcı Adı
mücahid55
Standart Millî Görüş ve imam hatip okulları...


Yasin Hatiboğlu

Millî Görüş ve imam hatip okulları...


"İptal davamızın konusu olan 4306 Sayılı Kanun, Anayasa'nın başlangıç hükümlerine, Cumhuriyetin Temel Niteliklerini belirleyen 2. maddesine... Aykırıdır..."
-REFAH PARTİSİ GENEL BAŞKANI-


Millî Görüş hareketi hayata gözlerini açarken, yani ilerde, bu köhne dünyâ ve sapkın dünyalılar tarafından başına ne çoraplar örüleceği korkusuna kapılmadan, tıpkı insan evladı gibi "dâvûdî" bir çığlık atmıştı: "Önce ahlak ve mâneviyat!.."

Bu, yalnız hayat belirtisi değil aynı zamanda dünyaya gelişindeki hikmeti de haykırıştı... Bu haykırışta bir vaat de vardı: "Beni sinesine alacak olan topluma, ben de bütün imkânlarımla yardıma seferber olacağım..."
Gerçekten de bu, sanki bir mutabakat sözleşmesi idi.


Gerçi, imam-hatip okullarının planlı-programlı olarak ciddî mânâda hayata merhaba dediği 1951 yılında "Millî Görüş" siyasî anlamda henüz ete-kemiğe bürünmemiş olsa da, O'nun gerçek mimarları, belki daha samimi ifadesiyle "sevdâlıları", hem ciddi ihtiyacı görüyor, hem de bu ihtiyaca olumlu cevap verecek samimi kadroyu oluşturuyorlardı.
Kadro oluşturmayı "anhâ şart" bilenler bir başka şeyi daha biliyorlardı ki, bu kadro ve bu kadronun destekçileri yeni strateji belirlemeliydiler. Eskiden olduğu gibi, sıradan "dernekçilikle" murada ermek, milli ihtiyacı kemal mertebesinde karşılamak imkânsızdı.
Millî Görüş kadroları daha "Milli Görüş" nitelenmesiyle siyasi alana intikal etmeden hem ihtiyacı duymuşlar, hem de çözümünü fark etmişlerdi. Esasen, "lîder" de keşfedilmişti: Prof. Dr. Necmeddin Erbakan...

Muhterem Erbakan akademisyendi. Ancak, meslektaşlarından çok farklı bir akademisyen...
O, çok başarılı olduğu kürsüsüne bağlı olarak kalamazdı. "Teknik adam" dı, lakin milletin başka sahalarda da liderlik yapabilecek çok yönlü lidere ihtiyacı vardı. Özellikle, inkılapların ardından ve inkılapları gerçek manasının dışında bir anlamla yorumlayanların yorumları ve millete dayatmaları "liderin" önemini daha da artırıyordu.


Odalar Birliği denemesi bütün saldırılara rağmen hem kendisi açısından, hem milletin kendisini tanıması açısından çok faydalı oldu.


Başarılı olduğu her alanda önüne engeller getirildi, tezgahlar konuldu. Onların hepsini aşmayı ve hedeflediği yolda devam etmeği başardı. Ne var ki "Yeniden Büyük Türkiye", "Yaşanabilir Bir Türkiye" ve "Yeni Bir Dünya Düzeni"ni gerçekleştirecek sistemin ayak sesleri biraz uzakta da olsa hissedilmeye başlanmıştı. Bu muhtemel, yeni sistemi engellemeyi kendi güçleriyle, meslek kuruluşlarıyla başaramayacaklarını anladıkları zaman devlet imkânlarını baskı aracı olarak kullanmayı denediler, yani millet'in kendi gücünü millete karşı kullandılar. Yâni işe siyaset müdahale etti.


Binbir hile ve dalavere ile milletten aldıkları temsil gücünü yine millete karşı kullanır oldular.
Bir kerre daha ve örnekleriyle anlaşıldı ki "sivil toplum örgütleri", "meslek kuruluşları" vasıtasıyla hedefe varmak, içerden ve dışarıdan beslenen saldırıları bertaraf etmek imkânsız.
Anlaşıldı ki hedefe götürecek "yol haritasını" "siyaset coğrafyası" üzerinden işaretlemek gerekiyor. Açık ifadesiyle, "partileşmek gerek!.."

Lider, zaten birikimiyle, yaşantısıyla, milletin inanç değerlerine bağlılığı ile kendisini göstermişti.
Çünkü O, mânevî ve maddî kalkınma ikilisini milletin ruhuna sindirmişti ve zaten millet yıllardır bunların yokluğuyla perişandı.
Susamış toprağın yağmurdan canlanması gibi, liderin sözleri de toplumu heyecanlandırmıştı.
1969 yılı bağımsız hareketini takip eden ay ve yıllarda artık söz "Milli Görüş" ten beslenen siyasi partilerindi. Ve bu partiler millete verdikleri sözleri yerine getirmenin canhıraş mücadelesini verdiler.


Manevi kalkınma alanında "önce ahlak ve maneviyat" haykırışı kuru bir slogan değil, adeta vecizeleşmiş bir "düstur" idi. Bu sahada atılan sayısız adımlardan biri ve belki en önemlisi: Kasten yıkılmaya ve yok olmaya terkedilmiş imam-hatip okullarıdır.


Bir Millî Görüş hareketi olan "Milli Selamet Partisinin" ilk işi 1971 darbesinin tahribatını ortadan kaldırmak olmuştur. Hem de 48 milletvekili ile... Ve hem de bir yıla varmayan süre içerisinde...

Bu günün iktidarı kendi gününü kurtarmanın çabasındadır. 8 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olmasına ve elinde sayısız imkânlar bulunuyor olmasına rağmen mânevî alanlar hâlâ boş ve milletin beklentilerine rağmen terkedilmiştir...

Millet, bu güne kadar hiçbir iktidara vermediği gücü bu iktidara vermiştir, ne yazık ki beklentilerinin karşılığı hâlâ yoktur.
Milletin başına tebelleş kılınan "sekiz yıllık kesintisiz" hâlâ Demokles'in kılıcıdır. Bu yılın kasım ayının başında toplanan 18. Milli Eğitim Şûrası ciddi bir çalışma yapmış iktidarın elini güçlendirmiştir. Ve iktidar artık hiçbir bahaneye sığınamaz.


Şûra, Milli Eğitim Bakanı'nın ifade ettiği gibi: "Ülkemiz, 2023 vizyonu çerçevesinde bilgi temelli bir toplum için insan kaynaklarını geliştirme, iletişim kaynaklarını yaygınlaştırma, kaynakların verimli kullanılmasını sağlama, eğitimle ilgili gerekli yasaları çıkarma..." kararı almıştır. Şûrânın kararları elbet de yeterli değildir amma mübrem -kaçınılmaz- ihtiyaçların karşılanmasına imkân verebilecek durumdadır... Yeter ki iktidar bu sahayı "ihmal edilemez saha" olarak kabullenmiş olsun...
İktidardan gideli yıllar oldu, imam-hatip okulları ile ilgili olarak açmış bulunduğumuz "İptal Davaları"nın yazışmaları bize gelmektedir. Bu, o okullara ve o okulların hedeflerine sahip çıkmanın delilidir ve biz bu alakadan dolayı da bahtiyarız.


"Önce ahlak ve maneviyat"ı ardından da "maddi kalkınmayı" gerçekleştirecek stratejiler geliştirilip gereği yapılmadıkça, bu alanlara öncelik tanınmadıkça; sair iddialar birer "kuru davâ" söylenecek sözler ise "lâf-u güzaf"tan ibarettir...

 

mücahid55 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-13-2010, 14:25   #2
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Birden aklıma mgk geldi...
acaba çağrıştıran ne ki?
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi