![]() |
#1 |
![]() ![]() Reşat Nuri Erol milligazete 14 EKİM 2010 Millî Görüş ve insanlık nerden nereye?.. Önce minik bir bilgi ve hatırlatma: Bu satırlar, Millî Görüş Lideri ile birlikte baş başa geçirilen iki saat sonrasında, o akşamın sabahında yazılmaktadır... Sorulası ve üzerinde derin derin düşünülesi soru şudur: İnsan "fert olarak" nerden nereye; insanlık "bir bütün olarak" nerden nereye; Müslümanlar "ümmet/topluluk olarak" nerden nereye; Türkiye "ülke ve devlet olarak" nerden nereye?.. Ve "Millî Görüş Hareketi" nereden nereye?.. Çok değil, birkaç asır öncesini hatırlayalım, dört-beş asır öncesi: Müslümanlar ve İslâm âlemi Osmanlıların şahsında insan, devlet, "adalet", düzen ve hükümranlık olarak zirvede... Batı dünyası ise başta "zulüm" her yönüyle diplerde... Sonra İslâm âleminde ve Müslümanlar arasında asırlara yayılan bir duraklama, gevşeme, gerileme ve çöküş... Batı dünyasında ise özellikle Avrupa'da başlayan reform, Rönesans, aydınlanma, kalkınma... Ve beş asır sonrasında, bugün yaşanmakta olan çağımız... Evet, çağımız... **** Çağımızda devran yeniden dönmekte, dönem değişmekte, nöbet değişikliği gerçekleşmekte; Batı dünyası zirveden aşağılara (hem de aşağıların aşağısına doğru) yuvarlanmaya başlamışken; Müslümanlar yeniden zirveye tırmanmaya başladılar... - "Millî Görüş Hareketi" işte bu yeniden zirveye tırmanışın "adı"dır... - "Millî Görüş Mensupları" insanlığın işte bu yeni hamlesinin "öncüleri"dir... - "Necmettin Erbakan" da; sadece Türkiye değil, sadece İslâm dünyası değil, bütün insanlık için "yeni bir başlangıç, yeni bir umut, yeni bir hamle, yeni bir kurtuluş, yeni bir medeniyet projesi" olan bu hareketin yani "Millî Görüş Hareketinin Lideri"dir... Bu harekette "evvelûn, sabikûn, mukarrabûn" olmak kolay değildir... Olduktan sonra "sabır, sadakat, istikamet ve heyecanla" devam edebilmek de kolay değildir... Nitekim, kırk yıllık Millî Görüş Hareketi tarihimize baktığımızda, dönem dönem yaşananları hatırladığımızda... Önce 1970'lerde MSP, sonra 1990'larda Refah Partisi (RP) ve şimdi de 2010'larda Saadet Partisi (SP) döneminde yaşadıklarımıza baktığımızda... Önce 1970'lerde bırakanlar, "istifa" edip "tek tek" terk edenler, bir yerlere gidenler veya gidecek yer bulamayıp kaybolanlar şimdi nerelerdeler; bilen var mı?!. Sonra 1990'ların sonunda -2000'lerin başında, hem de "Millî Görüş gömleğini çıkararak- Adil Düzen ceketini ise hiç giymeyerek" gidenler... Batan Batı'nın (AB, ABD, IMF, Dünya Bankası, BM, NATO, BOP ve diğerleri, yani Siyonizm ve sömürü sermayesi) peşine takılanlar, iki cihanda da nereye doğru sürüklendiklerini ve ne yaptıklarını idrak edebiliyorlar mı?!. *** Ve şimdi 2010'larda yani bu günlerde, bu haftalarda, bu aylarda; -hep "yazdığım" ve bugün de önemine binaen "hatırlatma" ihtiyacı hissettiğim- insanlığı "SOSYAL TUFAN"dan kurtaracak olan "MİLLÎ GÖRÜŞ- ADİL DÜZEN GEMİSİ"ni "tek tek veya toplu istifalarla terk edenler" ne yaptıklarının ve nereye gittiklerinin farkında mı?!. İlginç olan şudur: Millî Görüş Hareketi I. Hamle ve Şahlanışını MSP zamanında, II. Hamle ve Şahlanışını Refah Partisi zamanında gerçekleştirdi ama aynı dönemlerde de "istifaları, ayrılıkları, gömlek çıkarmaları ve yazamayacağım başka şeyleri" de yaşadı... Ve şimdi: Millî Görüş Hareketi III. Hamle ve Şahlanışına hazırlanırken; "istifa edenler, ayrılanlar, gemiyi terk edenler" acabakimlere hizmet ettiklerinin farkında mı?!. Millî Görüş Lideri ile yapılan uzun görüşmenin hemen ardından, bir köşe yazısına sığdığı kadarıyla, şimdilik düşünce ve duygularım bu kadar! Devamı olur mu? Bakacağız...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ![]() Reşat Nuri Erol Millî Görüş 2 Gömleksiz olmaz, olamaz! Önceki yazımızın sonuna doğru bir yerinde ne demiştik? İlginç olan şudur: Millî Görüş Hareketi I. Hamle ve Şahlanışını MSP (Millî Selâmet Partisi) zamanında, II. Hamle ve Şahlanışını RP (Refah Partisi) zamanında gerçekleştirdi ama aynı dönemlerde de "istifaları, ayrılıkları, 'gömlek çıkarmaları' ve 'yazamayacağım' başka şeyleri" de yaşadı... 'Yazamayacağım' çok şey var ama burada -beni çok etkileyen ve birkaç yıl özel emek verdiğim- sadece birini anmadan geçemeyeceğim: RP İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde yardımcılığını yaptığım "kişi", meğer o yıllarda, başından beri "Adil Düzen"e hep karşıymış (!), 15 ilim adamına (!) "Adil Düzen" aleyhinde "raporlar" hazırlatıyormuş da haberimiz yokmuş! (O sözde raporların küçük bir kısmı elimize geçti ve her satırına gerekli cevaplar yazıldı; ilgilenenlerin bilgisine.) İşte o "kişi" sekiz yıldan beri Başbakan! "Adil Düzen"e başından beri hep karşı olan, harekete sırt çevirdiğinde ise "Millî Görüş" gömleğini çıkaran "kişi" başta olmak üzere, "onun peşinden gidenlere" tek soru: - "Millî Görüş gömleği" ve "Adil Düzen ceketi" olmadan, bugüne kadar Türkiye'nin hangi ana sorununu çözdünüz; ya da "Millî Görüş gömleği ve Adil Düzen ceketi" olmadan sorunlara çare ve çözüm üretilebiliyor musunuz?.. ... Türkiye'nin dört ana sorununu bu vesileyle tekrar hatırlayalım: 1. İŞSİZLİK ve istihdam... 2. BORÇLAR: Dış ve iç borçlar... 3. MEDYA: Millî olmayan her türlü medya... 4. YARGI: Adalet, Anayasa ve Yargı Kurumları sorunları... -"Millî Görüş gömleği" ve "Adil Düzen ceketi" olmadan, sekiz yıldan beri ülkemizin bu dört sorundan hangisi çözüldü; hangisi?.. "Türkiye'ni 100 Sorunu"nu buraya yazmıyorum, çünkü bir gazete köşe yazısına bu sorunların sadece isimleri bile sığmaz. Ama şu kadarını hatırlatayım: "TÜRKİYE'NİN 100 SORUNU VE 100 ÇÖZÜMÜ" araştırma ve çalışmamız hazırdır; ilgilenenlerin bilgisine... Demek ki neymiş? Gömleksiz olmazmış, olamazmış, olmuyormuş... "Millî Görüş gömleği ve Adil Düzen ceketi" olmadan olmuyormuş. ... Sözü Saadet'e, Saadet Partisi'ne getirmeye çalışıyorum... Daha doğrusu "Millî Görüş Hareketi"nin I. ve II. Hamle ve Şahlanışlarını yaptığı "çıraklık" (MSP) ve "kalfalık" (RP) dönemlerinden sonra; tam da şimdiki "ustalık" döneminde, "III. Hamle ve Şahlanış" merhalesine gelmişken, "gemiyi tek tek veya topluca terk edenlere" getirmeye çalışıyorum... Bakıyorum da; "onlar" da, yukarıda örnek olarak andığım ve anlattığım "kişi" ve "onun peşinden gidenler" gibi "Millî Görüş gömleği ve Adil Düzen ceketi" olmadan bu işlerin olabileceğini zannediyorlar! Zavallılar, MSP zamanında gemiyi terk edenlerin nerede olduklarını biliyorlar mı; veya RP/FP sonrasında terk edenlerin "sözde başarılarına" ya da bana göre "başarısızlıklarına" mı özeniyorlar?!. Sadece son iki yılı hatırlayalım: "Millî Görüş" kavramını kerhen, adeta yabancı bir kelimeymiş gibi bazen andılar ama özünü ve ruhunu anlatmadan etrafında dolandılar; bu arada kendilerini güya "medeniyetçi" olarak lanse ederken, "ADİL DÜZEN" söylemini yani "Adil Düzen Medeniyet Projesi"ni ise tek bir defacık olsun ağızlarına bile almadılar!!! Sonuç: Bu işler "gömleksiz" olmaz; bu kış şartlarına "ceketsiz" hiç olmaz! Yani "Millî Görüş gömleği ve Adil Düzen ceketi" olmadan kesinlikle hiçbir şey olmaz, olamaz! Delil ve örnek mi istiyorsunuz: İşte sekiz yıldan beri sözde iktidarda olanlar ve Türkiye'nin sorunları! Kritik soru şu: Yoksa siz de onları mı örnek alıyorsunuz?!. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ![]() Reşat Nuri Erol 18 EKİM 2010 milligazete Millî Görüş3 Müjdeler olsun... Üstadım ile birlikte Erbakan Hocamıza yaptığımız ziyaretin ardından çok değil, sadece üç gün sonra; -görüşmeden edindiğim izlenimlere istinaden- "beklediğim müjdelerin ilk bölümünü" Erbakan Hocamız bugün (Cuma) açıklamış oldu. Evet, "müjdelerin ilk bölümü" diyorum;çünkü kırkbir yıllık Erbakan Hocamı iyi tanıdığımı ve peyderpey "yeni müjdelerle" karşımıza çıkacağını çok iyi biliyordum. Bu arada 'yeni müjdeler' de olacak... Bundan önce yazdığım iki "Millî Görüş" yazımın devamı olan bugünkü yazımda, Erbakan Hocamızın müjdeli açıklamalarının sadece 'ilk bölümü' üzerinde duracağım: "Saadet Partimizin 17 Ekim günü yapılacak olan Olağanüstü Büyük Kongresi'nin büyük önemi ve mânâsı vardır. 20. asrın ilk yarısı 1. ve 2. Cihan Harpleri ile geçmiş, insanlık beklediği özlediği 'saadet dünyası'nı bir türlü bulamamıştır. İkinci Cihan Harbi'nin arkasından 'yeni bir dünya'ya kavuşmayı beklerken; 1945'de Yalta'da Roosevelt, Stalin ve Churchill'in bir araya gelerek ana hatlarını tespit ettikleri 'yeni dünya' saadet getireceğine; önce 45 yıl süreyle devam eden 'soğuk harp' ile; bilahare 1990'dan sonra da bugüne kadar 20 yıldan beri devam eden '20. Haçlı Seferi' dönemiyle sadece insanlığın zulüm içerisinde kan ve gözyaşı ile ızdırap çekmesine sebep olmuştur. Bu gerçekler, insanlığın saadetinin ırkçı emperyalizmin eline bırakılamayacağını ispat için kâfi gerçeklerdir. Irak savaşları, Çeçenistan, Keşmir, Bosna, Kosova, Afganistan ve dünyanın her yerinde Müslümanlara yapılan zulümler ile yaşadığımız ve en son Gazze (Filistin) olayları ile bütün açıklığıyla ortaya çıkan gerçekler insanlığın artık daha fazla vakit kaybetmeden 'Yeni Bir Saadet Dünyası'na kavuşmasını zaruri kılmaktadır. Yeni saadet dünyasını tarih boyunca olduğu gibi ancak Millî Görüş kurabilir.Bunun sebebi, "Millî Görüş"ün diğer bütün bâtıl görüşlerle temelde sahip olduğu 7 mühim farktır. İşte "İLK MÜJDELER" olan 7 TEMEL SEBEP: 1- Maneviyatsız saadet olmaz. 2- "ADİL DÜZEN"siz saadet olmaz. Komünizm gibi faizci kapitalist nizam da çökmeye mahkumdur. Zorla yaşatmak dahi mümkün değildir. "ADİL DÜZEN" bir tercih değil, kurtuluşun tek çaresidir. Bir zorunluluktur. 3- Bizim medeniyetimiz diğerlerinden üstündür. 4- Saadet için bugünkü zulüm dünyası yerine; "Yeni Bir Dünya"nın, "Saadet Dünyası"nın kurulması kaçınılmazdır. 5- Bulunduğumuz tarihî dönüm noktasında: Türkiye, Avrupa kapısına zincirle bağlanmayacak ve İsrail'e vilayet olmayacak; Tarihteki şerefli yerini alacak. 6- "Millî Görüş" uyanıklıktır, işbirlikçilere destek olmaz. 7- Millî Görüşçüler güncel yanılgı hastalığına düşmemişlerdir. "Yeni bir saadet dünyası"nın ancak "Millî Görüş" ile kurulabileceğinin diğer açık bir delili de, Adem (a.s)'dan beri var olan insanlık tarihidir." "Millî Görüş" ile ilgili ilk yazımda dört-beş asırlık bir dönemi ele almış, devranın döndüğünü ve "yeni dönemde adaleti tesis etme ve dünyaya nizamat verme nöbetini" yeniden Müslümanların devralacağını anlatmıştım. Erbakan Hocamız özellikle son bir yüzyıllık dönemi özetledikten sonra; "İLK MÜJDELER" mesabesindeki TEMEL SEBEPLERİ bugünkü mübarek Cuma gününde açıklamış ve "müjdelemiş" oldu. İlk yazımdaki bir bölümü tekrar hatırlamakta yarar var: Çağımızda devran yeniden dönmekte, dönem değişmekte, nöbet değişikliği gerçekleşmekte; Batı dünyası zirveden aşağılara (hem de aşağıların aşağısına doğru) yuvarlanmaya başlamışken; Doğu, İslâm âlemi, Müslümanlar yeniden zirveye tırmanmaya başladılar... Erbakan Hocamız bu mübarek Cuma gününde; işte bu yeniden uyanışın, yeniden dönüşün, yeniden varoluşun, yeryüzüne yeniden adaleti ve saadeti tesis etmenin ilk müjdelerini verdi. Evet; MÜJDELER OLSUN... Ama "yeni müjdeleri beklemeyi" ve o müjdelerin "gerçekleşmesinin gereklerini yapmayı" da sakın ihmal etmeyin! Ve's-SELÂM mea'd-duâ, duâ, DUÂ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ![]() Reşat Nuri Erol 19 EKİM 2010 milligazete Millî Görüş4 Tek Yol ADİL DÜZEN Üçüncü 'Millî Görüş(3): Müjdeler olsun' yazım tevafuken iki gün gecikmeli çıktı. Bugünkü (18.10.2010 Pazartesi) Millî Gazete'nin ilk sayfasını görünce, 'iyi ki gecikmeli çıkmış' diye düşündüm. Çünkü yazımın ana teması 'Müjdeler olsun' muhtevalıydı ve Saadet Partisi Büyük Kongresi gerçekten de pek çok müjdeyi içeriyor, gazetemiz de bunları manşet, başlık, haber ve değerlendirmeleriyle detaylı bir şekilde bildiriyordu... Millî Gazete'nin birinci sayfası ile orta sayfasındaki sadece başlıklara bakmak bile bu müjdeleri anlamaya yeterliydi: (Saadetliler) 'Dünya Lideri'ni seçti: ERBAKAN... 3. Şahlanış Dönemi... Tek Çare MİLLÎ GÖRÜŞ... Ne Komünizm, Ne Kapitalizm; ADİL DÜZEN... Müjdeler olsun... Sevinin geliyoruz... Bereket geliyor... Biz canlı kuş istiyoruz ... Bu 'canlı kuş' örneği çok önemli. Erbakan Hocamız kendisini ziyaret ettiğimizde bu 'canlı kuş-içi saman dolu kuş' misalini anlatmış, o anda çok beğenmiş ve dinlerken; 'keşke bu örneği kongrede de anlatsa' diye düşünmüştüm... Hocamız ve Genel Başkanımız Büyük Kongre'de de anlattı; artık siz de 'canlı kuş-içi saman dolu kuş' örneğini biliyorsunuz, duymayan ve bilmeyen herkese anlatmalısınız... Bugünkü Millî Gazete'nin orta sayfasında çok önemli ve dikkat çekici başlık var; ben size 'tekrar hatırlatmak için' sadece üçünü seçtim: GÖZLERİN YAŞARDIĞI AN... Millî Görüş Erbakan ile 3. Büyük Şahlanışını Başlatıyor... TEK YOL 'ADİL DÜZEN'... İnat edenlere bir şey demiyorum; inanan ve anlamak isteyenler için bu kadarı da yeter! Artık ilk hedefimiz, Haziran 2011'de yapılacak olan milletvekili seçimleridir. Erbakan Hocamızın tesbit ve ifadesiyle; 3. Şahlanışını başlatan Millî Görüş Hareketi ve Saadet Partisi için bu seçim sadece Türkiye değil, aynı zamanda bütün insanlık için bir 'dönüm noktası'dır ve bu seçimlerde Saadet Partisi'nin iktidara gelmesinden başka kurtuluş çaresi yoktur. İşte bu gerçeği ırkçı emperyalizm de çok iyi bildiği için aylardan beri, hattâ yıllardan beri kendi zulüm dünyasını devam ettirebilmek ve "ADİL DÜZEN"i engellemek için Türkiye'de kendi gayesi uğrunda kullanabileceği bir partinin iktidara gelmesi için elinden gelen bütün gayreti ile hazırlıklarını -bir kere daha- yapmaktadır. Irkçı emperyalizm için tek hedef Saadet Partisi iktidarını engelleyebilmektir. Bunu açıktan söylemez. Fakat aklı fikri bundadır. Bundan dolayı 5 hazırlık yapmıştır, hâlen de yapmaya devam etmektedir. Bu hazırlıklar şunlardır : 1- Bu köşede her vesileyle hatırlattığım üzere, bütün basını ele geçirmiştir. 2- Bütün bankaları ele geçirmiştir. 3- Bütün millî büyük müesseseleri (özelleştirme ile veya başka şekillerde) ele geçirmiştir. 4- Muhafazakar insanlar Saadet Partisi'ne değil, AKP'ye oy versinler diye AKP'ye maksatlı tavizler vermektedir. 5- Okşayarak yutma metodunu bütün gücüyle uygulamaktadır. Irkçı emperyalizmin bu 5 koldan hazırlıklarına karşılık Millî Görüş de Saadet Partisi olarak 5 koldan mukabil hazırlıklarını yapmaktadır. Bu hazırlıklar şunlardır : 1- Şuurlanma. 2- Çelikleşme. 3- Üretim. 4- Milko hamlesi. 5- Üçüncü Şahlanış. Heyecan... İşte, Türkiye'yi ve bütün insanlığı ilgilendiren bu tarihî dönüm noktasında, 17 Ekim 2010 Saadet Partisi Büyük Kongresi öncesinde yaşanan olaylar ile bundan sonra yaşanacak gelişmelerin gerçek mânâsı budur. Bugünkü yazımı, genç bir arkadaşımın mesajı ile bitirmek istiyorum: "ELHAMDÜLİLLAH... Rabbime (c.c.) bize Hocamızın liderliğinde mücadelemize devam etmeyi ve O ustanın tezgahından geçmeyi nasip ettiği için sonsuz hamd-ü senalar olsun. İNŞAALLAH mücevherler, inciler, elmaslar çıkmış olan bu tezgahtan geçerken büyük hizmetlerde bulunuruz." Önder Sipahioğlu (Ekonomik Konular Çalışanı) Bi'l-vesile SELÂM, HAMD, ŞÜKÜR ve duâ, duâ, DUÂ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() haci bunlari okuyacagimiza harbiden inaniyormusun
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|