10-02-2009, 15:30 | #1 |
Milletimizin dindarlık karnesine tepkiler - Prof.Dr.Hayrettin Karaman
ANAR'ın yaptığı dindarlık araştırmasını tahlil ediyorduk. Bu arada bana gelen mektuplar oldu; tepkilerin farklı, bazılarının taban tabana zıt oluğunu gördüm.
Detayları bir yana bırakırsak üç farklı tepki var: 1. Gelişmeden memnun olanlar ve her şeye rağmen bu ölçüde dindarlığın kalmış olmasını şükranla karşılayanlar var. 2. Benim yaptığım yorumları göz önüne alarak ve tabii anlamayarak şöyle diyenler var: “H.K. gerçeği söylemiyor, öyle kendini dindar hissetmekle, devamlı veya bazen namaz kılmakla… Müslüman ve dindar olunmaz; din bir bütündür, siyasi, hukuki, sosyal… kuralları ihmal ve ihlal edenler ile bunlara ses çıkarmayanlar Müslüman da, dindar da değildir…” diyenler var. 3. Bu ölçüde de olsa dindarlaşmadan, %92 oranında insanımızın hayatında dinin önemli bir yerinin olmasından, önemli sayıda insanımızın namazında niyazında oluşundan ve çocuklarını da dindar yetiştirmek istemelerinden… rahatsız olanlar var. 4. Ocak 2006 da yapılan güvenlik toplantısında KKK Büyükanıt'ın, başbakana verdiği bir cevapta ifade edilen rahatsızlık oldukça düşündürücü idi: “Belki de farklılığımız buradan kaynaklanıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin iki temel tehdidi mevcuttur. Bölücü terör ki, bunun altında etnik milliyetçilik vardır. İkinci tehdit olan irticada ise devletin esasını din temelleri üzerine oturtmak vardır. (...) Din konusuna saygılıyız. Tartışılacak bir noktası yok. Ulus devletin üç temel niteliğinden (ülkü, dil, kültür birliği) başka bir niteliğin ön plana çıkmasına irtica diyebiliriz. Elimde bir araştırma var. Bilimsel olduğu iddia edildiğinden bilimseldir diyebiliriz. (TESEV'in raporu) Soru şu: Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Yüzde 44.6'sı öncelikle Müslüman olarak tanımlıyor. Atatürk'ten sonraki bütün nesillerin suçudur bu. Bu bizi rahatsız ediyor.” Eğer farklılık içinde bir çeşit birlik ve beraberlik kurulacaksa, bu ülkede kimse kimseye kendi inanç ve ideolojisini dayatmayacaksa, huzurun ve barışın şartı bu ise… asker de, sivil de farklı inanç, ideoloji ve hayat tarzından rahatsız olmayacak, bunları ortadan kaldırmak için herhangi bir gücü kullanmayacaktır. Halkın yüzde 92.6 sının hayatında önemli bir yeri olan dinin, ferdi ve cemiyeti şöyle veya böyle etkilemesi tabiidir. Buna karşı çıkmak, rahatsız olmak ve engellenmesini istemek kadar insan haklarına yabancı ve milli birliğe zararlı bir tavır düşünülemez. YENİ ŞAFAK
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
hayrettin karaman, yeni şafak |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|