![]() |
#1 |
![]() Milletin iktidarı işbaşında -1-
Bizim gibi, demokrasisi henüz emekleme devresinde olan ülkelerde siyasi istikrar için, mutlaka tek başına bir partinin iktidara gelmesi gerekmektedir. Hangi koalisyon dönemi olursa olsun; özellikle Türkiye’miz için kayıp yıllar olmuştur. Onca koalisyon tercübesinden sonra bile; 1991’deki DYP-SHP (Demirel-İnönü) koalisyonundan çok şeyler beklenmesine ve bu yönde vaatler yapılmasına rağmen icraatta bunların bir tek örneği dahi görülememiştir. Oysa ki, koalisyonu meydana getiren bu iki parti, kuruldukları dönemden beri birbirine zıt ve alternatif olarak siyasi arenada yer almış ve 90’lı senelere kadar kavga ederek gelmişlerdi. Onların kavgalarının yüzünden, ülkemizde ihtilaller oluyor ve on senede bir ordu, idareye el koyuyordu. Önceleri merhum Özal... Kendilerini sağ ve sol diye tanımlayan her iki partimiz de, kucaklarında kin ve nefreti büyüterek o günlere gelmişlerdi. Öyle ki, cenazelerde bile her iki partimizin liderleri birbirlerine selam vermiyorlardı. Önceleri merhum Özal, iğreti duran; siyasetteki sağ ve sol söylemlerini boş çıkarttı. Kendinden önceki partilerin görüşlerini yansıtan dört eğilimin hepsini birden ANAP’a alarak; merkez sağda büyük birlikteliği temin etti. Özal’a karşı koymak adına DYP ile SHP, ezeli düşman olmalarına rağmen, bir araya gelmek kararı aldılar. Ülkede, seneler senesi oluşturdukları siyasi gerginlik birdenbire düşmüş ve millet, bunlardan (bu koalisyondan) çok şeyler bekler olmuştu. Adeta tek başına geldiklerinde bile, iktidarlarında yapamayacakları birçok şeyi el ele vererek bu koalisyonda yapabilecekleri vehmedildi. Milletimiz sağduyusu ile... İki liderin (Demirel- E. İnönü) merhum Özal’a nazire yaparcasına işe Güney-Doğu Anadolu’muzdan başlamaları ve orada, özellikle Süleyman Demirel’den hiç beklenmeyen demokratik söylemler duymaları bölge halkını olduğu gibi bütün Türkiye’yi heyecana garketmişti. Ama, çok geçmeden kazın ayağının hiç de öyle olmadığı görüldü. Taş üstüne taş koymadan, diğer koalisyonlar gibi gününü doldurup gitti. Milletimiz sağduyusu ile 2002 ve 2007 seçimlerinde tek parti iktidarlarına imkan verdi. AK Parti iktidarının geçen döneminde, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in tek başına muhalefeti yüzünden, milletimiz beklentilerine kavuşamadı. Hemen hemen bütün temel yasalar ve önemli kanunlar Cumhurbaşkanı’nın vetosuna uğradı. Adeta, AK Parti iktidarına adım attırılmadı. Tabii bu meyanda bürokrasi de boş durmadı. O da elinden gelen engellemeyi yaptı. Bütün bunlar milletimizin gözleri önünde cereyan ediyordu. Milletimiz 2007 seçimlerinde de, kahir ekseriyetle AK Parti’yi iktidara taşıyınca ve üstüne üstlük, sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olunca, iktidarın önündeki engellemeler büyük oranda kalkmış oldu. Not: Aynı konuyu yarınki makalemizde işlemeye devam edeceğiz. Çerçeve Fuat Bol
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|