Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle iktidar ile ana muhalefet arasındaki yarış giderek irtifa kaybediyor! Yani seviye kaybı yaşanıyor!
Gerçi "Zaten bu ilişkilerde bir seviye var mıydı?" diye soracaklar da haklı ama son günlerde iş hepten çığırından çıkıyor!
İktidar ana muhalefeti "Meydanlara inemezsin" diye köşeye sıkıştırmaya çabalıyor!
Ana muhalefet ise iktidarı "Ekranlara çıkamazlar" diye topa tutuyor!
Sanki biri meydanlara inmiş, öteki de ekranlara çıkmış olsa Türkiye'nin tüm sorunları çözüme kavuşacak!
İktidar Türkiye'nin her yerinde meydanlara inip, mitingler düzenleyerek ne kadar güçlü(!) olduğunu kanıtladığını zannediyor!
"Bakın Türkiye'nin her yerinde ben varım" dediği zaman seçimlerde malı götüreceğini düşünüyor!
Ana muhalefette "Ekranlarda düelloya davet ettiği" iktidarın kaçması ile seçim yarışının galibi olarak kendini görüyor! Oysa her ikisinin de yapması gereken önemli işler var!
Her ikisi de önemli suçlamaların odak noktası haline gelmiş durumdalar!
Aslında birbirlerinden fazlaca bir farkları yok!
Biri yolsuzluk iddialarına bulaşmış da öteki tertemiz kalmış değil!
Önce bu iddiaların hedefi olmaktan kendilerini bir kurtarabilseler!
Dikkat ederseniz, birbirleri hakkında bildiklerinin hepsini birden açıklamıyorlar!
Biri rakibi hakkında bir suçlamada bulununca, öteki hemen raftan berikinin bir dosyasını indiriyor!
Belli ki dosyalar pazarlık şanslarını yüksek tutmak için elde tutulmuş.
İktidar ile ana muhalefet böylesine kısır bir çekişmenin içinde vakit öldürürken sanayi sektöründen tüyler ürpertici haberler geliyor.
Sanayinin çökmek üzere olduğu ifade ediliyor!
İşsiz sayısı her gün daha bir çoğalıyor!
Ödenmeyen kredi kartları sayısı da sürekli olarak artıyor!
Milyonlarla ifade ediliyor!
Yani ülke olarak tam bir girdabın içine girmiş durumdayız!
Ülkemizi zor günler bekliyor!
Böyle bir ortamda tedbir alması gerekenlerin, belki de aralarındaki bütün meseleleri unutarak el ele vermesi gerekenlerin hâlâ basit ayak oyunları ile birbirlerini alt etmeye çalışmalarını anlamak mümkün değil!
Ana muhalefet alanlara inse ne olur? Sivas'tanda öteye gitse ne olur?
Bütün meydanları hallaç pamuğu gibi atsa ne olur? Ya da iktidar ekranlara çıksa ne değişecek? Yine bu kısır tartışmalar devam etmeyecek mi?
Öyle anlaşılıyor ki ne iktidar ne de ana muhalefet ülkemizi bekleyen tehlikenin henüz farkına varabilmiş değiller!
Muhtemelen de hâlâ tehlikenin teğet geçeceği varsayımı içindeler!
Tehlikenin tam on ikiden isabet sağladığını bile göremiyorlar