07-16-2007, 10:00 | #1 |
Milyonlar içersinde yapayalnızlık.
Gün gecenin sonlarında,yarım kalmışlar,yaya kalmışlar,gecenin karanlığında kara kara düşerken belleklerinden,bembeyaz çarşaflar üzerine,kirlenmiş ,örselenmiş düşlerim/izde,boynu bükük kalmış yarım yamalak cümlelerimiz.Sonu hep yardan yana,yarsız zamanlar.
Vakit sabaha dönerken bir sigara içimi özlenen,adı sanı,düşüncesi özel,güzel kalmış,yarında,görülecek bir hesabım var iç çekişleri tütünün cayırdısında,iç çekişinde,duman oluşunda ,göz göze gelinen yalnızlık. Kapıdan gelen tıkırtılara kulak kabartırken,acaba beklenenin ayak sesleri mi,sanki havada onun kokusu,yüreğinde ritmin bozulup , şimdi, şimdi beklentileri içersinde,yalnızlığın karabasan halinde aynanın içinde görülen boynu bükük mecnuna benzer,melül ,mahzun,hüzünbaz görüntüler içersinde bir daha yalnızlığım. Aklıma gelenin başımdan aşağı boca edilmiş çorba misali neticelerinde, bir daha mı?Asla ,asla,asla iç kızgınlığımı,yumruğun sıkılmış,yastıklar üzerinde,gözyaşı izleriyle,boğazıma düğümlenen kor gibi yalnızlık. Penceremin perdesinin aralanması dileğim, sanki rüzgarında yardımıyla yerine gelmişti.Her salınış da,anlık ışımalar gönlüme gönlüme,geceme ay ışığımdan bana armağan.Çakır keyf sarhoşluğunda rüzgarın sesinde,gecenin türküsü,ellerime düşmüş gecemde ay ışığı huzmesi. Elimde ,avucumda,parmaklarımda,benliğimde dolaşırken, sımsıcak gülüşü öpüyor gözlerimden. Sanki,sen gelmişsin,ellerim avuçlarında,sıcaklığını hissetmekteyim. Parmak uçlarından sevgin dökülmekte üstüme.Sardıkça sarıyor,tuttukça tutuyor,koktukça kokuyorsun gönlüme. Saçlarımı okşuyorsun,bir o yana bir bu yana,parmakların geziniyor,bir şarkı mırıldanıyorsun; Burdayım kara gözlüm, Burdayım şiir özlüm, Bak işte bahar geldi, Sendeyim bahar yüzlüm. Söylerken, yanaklarından süzülen yaşlar,aşk tadında yakarken yüzümü,hıçkırıklara boğulan sesiyle,bitti artık,bitti.Dün hava kasvetliydi,fırtına vardı,deniz bana küstü ben denize,sen bana,ben sana.Bak geceden mehtaba, üstünde, gönlünde,elinde.nisan yağmurları gibi sağanak halinde yağmakta.Yağan yağmurlar sen olmuş,damarlarıma kadar ıslatmakta kuruyan gönlümü. Ne çok yazdım,ne çok yandım sana,anın bu an olduğunu,zamanın az zaman olduğu,özlemin son bulduğu,yangının sönmez olduğu şu an,gönlümün sen yangını,kavuşmanın ,çocuk sevindirik haliydi şu an,demeyi ne çok isterdim. Rüzgarın şiddeti arttıkça aralan pencere iyice hareketlenmiş,perde savrulup durmakta içeri dışarı,ben benle baş başa,ben gene gecenin hüsran saatlerinde yalnızlığımla baş başayım. Bu günüde,yalnızlığımla devirmiş olmanın huysuzluğu sarmışken bedenimi,cigaranın yarım halde hınçla ezilmesiyle sanki rahatlamış,dışarıda yağan yağmurun,pencereye çarpan damlacıkları,sanki beynime beynime işleyen damlacıkları,rüzgarla beraber ,pişkin pişkin ,yüzüme yüzüme vurduğu yalnızlık,.. Milyonlar içersinde yapayalnızlık.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|