01-27-2008, 01:16 | #1 |
MİNİCİK BULUT
Ufacıktın... Ufacıktım... Sen benim için; Gökyüzümün beyaz tüylü oyuncağı Resimlerimin vazgeçilmezi Günümün günesi Sen benim biricik, minicik bulutumsun... Saatlerce sana bakardım. Ama rüzgar çıkınca ağlardım. Neden beni ondan ayırıyorsun, Rüzgar yoksa beni sevmiyormusun... deyip çırpınırdım... Koşardım peşinden bir kelebek avcısı gibi Seni yakalamak için koşardım... Bazen hüzün kaplardı işte böyle içimi Bilmem sevinir miydin duyunca sesimi... Yağmur yağınca ağladığını sanardım Bende yolun ortasına oturur seninle ağlardım Ufacık ayaklarımla koşar anneme sorardım Anne bulutlar neden ağlar... Onu en güzel sevginle seversen ağlamaz bir daha derdi... *** Büyüdün... Büyüdüm... Biliyorum, seni çok seviyorum ey bulut... Neden bu ağlayışın Sırılsıklam oldum bak bugünde Yoksa kaderime, halime mi ağlıyorsun bulut... Hatırlıyor musun Kıbrısta Yaşlı Çınarıma duamı anlatırken ne kadar çok ağlamıştım Yaşlı Çınar ağlama yeter dercesine yapraklarını döktü. Sende gözyaşlarımı sildin gözyaşlarınla... *** Bulut bu gece çok yalnızım İçtiğim çaylar bile içimi ısıtmıyor Sadece duamın sıcaklığı ısıtıyor Uyuyabiliyorum nihayet Ama ellerim titriyor İşte bir gene cuma akşamı; Gene ağlıyorum Gene ağlıyorsun Bir gülecek kader biliyorsun Ağlamayacağım en güzel vakti bekliyorum Evet bulut! Ağlamak yok artık Sende ağlama olur mu? Çırpınmak boşaymış Bir gün gökyüzüme güneş doğacakmış. Ama ben boşa çırpınmışım. Sen genede bırakma ellerimi Bırakma ellerimi Bırakma ellerimi ne olur ey bulut En güzel dostum benim... Seni çok seviyorum Benim küçük, minicik bulutum...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|