09-02-2013, 15:33 | #1 |
MISIR’I UNUTTURMAK İÇİN SURİYE ÖNE ÇIKARILIYOR
Uluslararası toplumun Suriye'de 2 yıldır süren vahşet için birdenbire celallenmesi, Mısır'daki darbeyi unutturma girişimi mi? Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan'ın bu konuda çarpıcı tespitleri var...
Darbeci firavunlar, katliamlarına ve darbe karşıtlarını hapse atmaya, halka her gün gözdağı vermeye devam ediyorlar. Ramazan Bayramı ve sonrasında 3 gün içinde 2 bin 600’den fazla darbe karşıtı Mısırlıyı öldürdüler. Avrupa ve ABD darbeye darbe demedikleri gibi darbecileri koruyan politikalarına devam ediyorlar. Darbenin arkasındaki en önemli merkezin Tel Aviv olduğunu ilk günden beri haykırıyoruz. Gerçeğin böyle olduğuna dair, şimdilerde çok sayıda delil ortalıkta dolaşıyor. İsrail darbe öncesi, firavunlara verdiği sözü yerine getiriyor. Darbecilerin dünya çapında “halkla ilişkiler” çalışmasını kendilerinin yürüteceklerini ifade etmişlerdi. Bu faaliyet devam ediyor. Yaklaşık 3 senedir Suriye’de devam eden iç savaş konusunda dünya karşısında sessiz kalan ama Esad’a da gizli desteğini devam ettiren Tel Aviv, “Şam yönetiminin Guta’da kimyasal silah kullandığını” belirtiyor. Son 3 senede 120 binden fazla Suriyeli'nin öldürülmesi ve milyonlarca Suriyeli'nin ülkesini terk etmesine bir şey demeyen İsrail, şimdi ne oldu da “Esad kimyasal silah kullandı” diyor sizce? Sebebi açık. 1) “İnsancıl İsrail kimyasal silah kullanılmasına karşı çıkıyor görüntüsü vermek ve Esad’a olan gizli desteğini kamufle temek, dünyayı bu konuda yanıltmak için. 2) En önemlisi ise Mısır’daki darbeci firavunları, insanlığın dikkatinden kaçırarak rahatlatmak için. Dikkat ediniz. Esad’ın kimyasal silah kullandığı haberleri çıktığı günden bu yana dünyanın birinci gündem maddesi olan Mısır darbesi, anında gündemden düştü. Dünyanın dikkati Mısır’dan Suriye’ye kaydı. Darbeci firavunlar rahatça katliamlarına ve darbe karşıtlarını cezalandırmaya devam ediyorlar. Suriye’de kimyasal silah kullanıldığının ortaya çıktığı günlerde Lübnan’da da art arda patlamalar oldu. Dikkatler dağıtılarak bulanık suda balık avlanıyor. Mısır’da İhvan’ın yöneticileri tek tek tutuklanıyor. Bu yöneticilerin çocukları, aileleri keskin nişancılarla öldürülüyor. Darbe karşıtı kesimler sindirilmeye çalışılıyor. Bütün bu olanların ardında İsrail, “Bu bölgenin horozu benim. Ben istediğimi yaparım. Bana karşı bir şey yapılamaz” algısı oluşturmaya çalışıyor. Kendi aleyhindeki tepkileri bile bu şekilde lehine çevirmeye uğraşıyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise Suriye’de “kimyasal silahla katledilen çocuklar için bir baba olarak ne kadar üzüldüğünü” anlatmış. Biz de inandık. Aynı John Kerry Ağustos ayı başındaki açıklamasında seçilmiş cumhurbaşkanına darbe yaparak binlerce Mısırlıyı öldüren katiller için “Mısır ordusu demokrasiyi geri getirdi” diye övgüler dizmişti. Mısır’da 2 ayda 5 binden fazla insan öldürüldü. Suçları neydi? Demokrasiyi, seçimi ve özgürlüğü savunmak, darbeye karşı çıkmak. Bu katliamlar sırasında Batı dünyası sustu veya davarlar gibi geviş getirdi, laf salatası yaptı. Yani darbecileri açıkça korudu. Batı dünyasının Suriye’de kimyasal silah kullanılmasını önemsiyor ve bununla ilgileniyor görüntüsü samimiyetsiz bir durum. Suriye’de bu güne kadar 120 bin insanın katledilmesine sessiz ve tepkisiz kalan Batı, bin 300 kadar insanın sarin gazı ile öldürülmesini sizce neden bu kadar fazla önemsedi? Bu son bin 300 ölü, önceki 120 bin ölüden daha mı önemli? Sebep, sonrakilerin kimyasal silahla öldürülmesi mi? Sebep sadece iki ölüm arasında hukuki statü farklılığı mı? Buna kimi inandırabilirsiniz? Batı’nın Mısır ve Suriye konusunda önemli bir tutum farklılığı olduğunu zannetmiyoruz. Olanlar, sadece Mısır darbecilerini unutturma çabası ve dünyanın dikkatini Suriye üzerinde toplayarak bu darbecileri rahatlatma gayretidir. Sakın ola Mısır’ı unutmayalım ve unutturmayalım. Bu, işin bir tarafı. Suriye meselesine gelince.. Daha önce PKK’ya destek veriyor diye Suriye rejimini topa tutanlar, halkını katleden Esad’a limitsiz destek veriyorlar. CHP ve Ergenekoncu Doğu Perinçek’in adamları gruplar halinde katil Beşşar Esad’a destek vermişlerdi. Bunların bir kısmı gerçeği görmüş olsalar da diğer kısımları hala desteklerini sürdürüyorlar. Gezi olayları sırasında TOMA’ların suyunu tahlil yaptırarak kimyasal arayanlar, katil Beşşar Esad’ın öldürdüğü veya ölümcül hale getirdiği binlerce insanın durumuna siyasi ve medyatik karartma uyguluyorlar. Türkiye’ye husumet eden yabancı liderlere sahip çıkmakla ün salmış olan ve kendi ülkesinin seçimle gelmiş yönetimini yabancı devletlere şikayet etmekten ayrı bir zevk alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde Mısır darbecisi Abdülfettah Sisi’yi de ziyaret ederek ona Muhammed Mursi ve Tayyip Erdoğan’ın ne azılı birer diktatör olduklarını anlatırsa şaşırmayız. Afganistan ve Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesine olumlu bakanların Suriye’ye de ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından müdahale edilmesini arzu etmeleri ama Türkiye’nin karışmaması gerektiğini telkin etmeleri hiç şaşırtıcı olmuyor. CHP ve MHP Suriye’ye Türkiye’nin karışmamasını söylüyorlar. Ama Suriye’de bir binaya PYD bir bez astığında aynı partiler ve destekçileri “Bak işte PYD Suriye’de devlet kuruyor, özerklik ilan ediyor” diye hükümeti ve devleti eleştiriyorlar. Suriye’ye hem müdahil olmayacaksınız, hem de Suriye’de yaşanan olumsuzluklara anında hükmedeceksiniz öyle mi? Bunlar klasik statüko kafası. Bunu savunanlar, aslında Beşşar Esad’a “Biz karışmayalım” desteği veriyorlar. Bir yere müdahil değilseniz orada sözünüz de geçmez. Müdahil olmak ille de savaşa girmek değildir. Ülkenizin ve halkınızın menfaatlerini korumaktır. Alper TAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
katliam, mısır, sarin gazı, suriye |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|