İslamî değerlere tavrı ile bilinen ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'ın misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu, SİLAS ismiyle faaliyet gösteren Kilise Kurma ve Destekleme Hizmetleri adlı kurumun yazışmalarında zikrediliyor.



İslamî değerlere tavrı ile ön plana çıkan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Türkan Saylan'ın, misyonerlik faaliyetlerinde etkin olduğu belirlendi. SİLAS ismiyle faaliyet gösteren Kilise Kurma ve Destekleme Hizmetleri adlı kurumun bir yazışmasında, Türkan Saylan'ın misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğunun zikredildiği ortaya çıktı.

Ayrıca nüfus kayıtlarında Türkan Saylan'ın annesi Leyla Saylan'ın asıl adının Lilimina Raiman olduğu, 1936 yılında adını Leyla olarak değiştirdiği ve Katolik bir Hıristiyan olduğu görülüyor.

SİLAS ismiyle faaliyet gösteren Kilise Kurma ve Destekleme Hizmetleri içerisindeki üst düzey bir misyoner tarafından 11 Aralık 2005 tarihinde XY adıyla [email protected] mail adresinden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Ali Demirci'nin ‘yahoo' uzantılı mail adresine gönderilen mesajda çok çarpıcı ifadeler yer alıyor.

Durum değerlendirmesi başlığı altında gönderilen mailin içeriğinde, ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'ı sıklıkla mailin muhatabı olan Ali Demirci'nin yanına göndermeye çalıştıkları, Saylan'ın hastalığı dolayısıyla bu durumun seyrekleşeceği bildiriliyor. Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasından yargılanan Prof. Ayşe Yüksel'in bunu bildiği, Saylan geldiğinde yaptığı işleri Prof. Yüksel'e devredeceği, problem olduğunda da ÇYDD Genel Sekreteri Nur Gerçel Özeren ile sorunları çözeceği söyleniyor. Maili yazan üst düzey misyoner tarafından, “Dynamic Grup Şirketi” isimli şirketin en kısa zamanda Van'da misyonerlik faaliyeti yapması için aktif hale getirilmesi isteniyor. Ayrıca Demirci'nin üniversitedeki Reber ve Henderson ile görüşmelerini artırması ve bu şekilde de bu kişilerin bilgi ve becerilerinden faydalanabileceği söyleniyor. D. L. Reber ise o dönemde halı-kilim ticareti iddiasıyla kurulan bir firmanın sahibi, istihbarî kayıtlara göre tamamen misyonerlik faaliyeti için kurulmuş ve bu şirkette zaman zaman toplantılar yapılmış. D. L. Reber'in en yakın adamı J. P. Henderson'un da bir Amerikalı olduğu, iki şahsın Van dışındaki Doğu ve Güneydoğu illerine seyahatlerinin de dikkat çektiği görülüyor.

Mailin devamında Dong Hyun'un eşi ile Kürtçe İncil'in üniversitedeki dağıtımına önem vermeleri isteniyor. Dong Hyun Kim ile eşi Seung Ah Shin'in Güney Koreli kişiler olduğu öğrenildi. İkilinin işlettiği bilgisayar şirketi de Van'da üst düzey misyonerin mailinden sonra açılan “Dynamic Grup Şirketi”nin yer aldığı Halitoğlu İş Merkezi'nde yer alıyor. Karı kocanın işlerinin ise Kürtçe İncil bastırıp dağıtma olduğu anlaşılıyor.

YÜKSEL, EVLERLE İRTİBATLI GÖRÜNMESİN
Mailde Demirci'nin, dönemin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ayşe Yüksel ve Prof. M. I. Bagos'den daha çok faydalanabileceği, ikilinin misyonerlik faaliyetlerini desteklediklerini bol lütuflarla sundukları, ama Prof. M. I. Bagos ile Prof. Ayşe Yüksel'den misyonerlik faaliyetleri için açılan evlerle irtibatlı görünmemesinin istenmesi dikkat çekiyor. Mailin Rektör Yücel Aşkın'ın zor günlerinde Hıristiyanlık ve misyonerlik evlerinin açılması için fırsat olduğu değerlendiriliyor. İleriki günlerde ev grubu sayısının artmasına neden olacak kadar çok sayıda “iman eden kişinin olması” için Demirci'ye para gönderdikleri kişiyle bütçeden yine 35 bin dolar gönderecekleri belirtiliyor. Mailde, aynı bölgelerde kız çocuklarının okullaşmasına kendisini adadığını söyleyen ÇYDD'nin önde gelenlerinin, misyonerlik faaliyetleri yapması, Anadolu'nun en ücra köşelerinden toplanan Müslüman kızların kimlere emanet edildiği sorusunu gündeme getirdi.

ETÖ soruşturması kapsamında evi ve başkanı olduğu ÇYDD şubeleri aranan Türkan Saylan, ETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan, dönemin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ve ÇYDD Genel Sekreteri Nur Gerçel Özeren'in misyonerlik faaliyetleri içinde olduğu ileri sürülüyor.

HÜSEYİN KULAOĞLU-VAKİT

Bunları okuduktan sonra daha fazla çalışmanın kaçınılmaz olduğunu anlıyoruz.
Yürümeyi bırakıp koşmalıyız hizmet için

bazen koşmakta yetmiyor teknolojiyi kullanıp at, araba, uçak,.....

O inancının gereğini yapıyor ama ya biz ? hoş gerçi öyle bir ülkedeyizki %99 müslüman deniyor(ben inanmıyorum bu aldatmaca yalana) misyonerler çok rahat cirit atıyor biz Allahın emirlerini bırakın uygulamaya çalışmak şöyle dursun ifade bile edemiyoruz edemiyoruz derken biz beceremiyoruz anlamında değil becrcek kapasitede çok adam var ama.....