ATATÜRKİYE Nickli Üyeden Alıntı
“Mekke şehri İslam dünyasının manevi merkezidir. Onun çevresi de bütün dünyadır. (Muhammed) bütün insanlığa gönderilmiş bir peygamber olup, ona gönderilen Kur’an’da bütün insanlığa hitap etmektedir.
1 Enam Suresi’nin 92. ayetinde şu yazılıdır: “Bu indirdiğimi?, kendinden öncekileri doğrulayan, Mekkellileri ve etrafındakileri uyaran mübarek kitaptır...”
2 Bu konuda Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınlan olarak hazırlanan Kur’an’ın, Enam Suresi’nin 92. ayetiyle ilgili yoruma bakınız.
Kuşkusuz ki, bu tür inançta olanlar, eğer bu şekilde düşünerek ra(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hatlıyorlarsa, onları kendi inançları doğrultusunda bırakmak gerekir. Fakat, bu demek değildir ki, bu tür inançlar eleştirilemez. Kur’an’ı, ne Tanrı’nın ağzından çıkma sözler ne de tüm insanlara gönderilmiş bir kitap olarak kabul etmeyenlerin de rahatlayabilecekleri bir ortamı oluşturmak gerekir ki, bu da eleştiri yoluna olasılık tanımakla mümkündür. Daha başka bir deyimle, Kur’an’ın, Tanrı sözleri olduğuna inanmak nasıl kişisel bir hak olabiliyorsa, bunun aksini savunmak da o derece bir haktır. Bu böyle olunca, kişilerin bu hakka sahip olarak Kur’an’ın gökten inme değil, insan yapısı olup, esas itibariyle Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed tarafından Arap ümmeti için hazırlanmış bir kitap olduğunu söylemeleri, bu kitabi şeklen ve içeriği itibariyle eleştirmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Böyle bir eleştiriye girişenler şunu belirtmek zo(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)runda kalacaklardır ki, Muhammed, ilk başlarda kendisini Araplara gönderilmiş bir “peygamber” olarak ve Kur’an’ı da Arap ümmetine hi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)taben indirilmiş kitap olarak göstermiş; daha sonra (özellikle Medine’ye geçtikten sonra) giderek güçlenmekle, gerek kendisini, gerekse Kur’an’ı, Araptan başka kavimlere (örneğin, Yahudilere ve Hıristiyanlara) ve ni(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hayet tüm insanlara da gönderilmiş gibi tanıtmıştır. Kur’an’ı inceleme yoluyla bunu ortaya koyarlarken, bir de Kur’an’ın gerek şekil, gerekse içeriği bakımından eleştirisini yapacaklardır. Aşağıdaki sayfalarda bu konular, özet olarak ele alınmıştır.
I) Kur’an’ın, Tanrı Katındaki “Levh-i Mahfuz”da Saklı Bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lunduğu Konusunda
İslamcılara göre Kur’an, Tanrı katındaki Levh-i Mahfuzda (Ana Kitap’ta) bulunmaktadır. Çünkü, bunun böyle olduğunu Tanrı, “Şüphesiz, ki o (Kur’an), bizini katımızda mevcut... bir kitaptır” (Zuhruf Suresi, ayet 4) ya da “Ey Muhammed! Doğrusu.sana vahyedilen bu kitap, Levh-i Mahfuz’da sabit şanlı bir Kur’an’dır” (Büruc Suresi, ayet 21-22) şeklindeki ayetleriyle bildirmiştir. Yine İslamcılara göre Tanrı, Yahudi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lere ve Hıristiyanlara, kendi içlerinden peygamberler seçmiş, kendi dil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerinde olmak üzere kitaplar (Tevrat, İncil) göndermiş olmakla beraber, Araplar arasından Muhammed’i en son ve geçmiş peygamberlerin en üstünü olarak göndermiş, Kur’an’da bütün kitapların üstünde “Arabi” bir hüküm kitabı olmak üzere indirmiştir. Daha başka bir deyimle Kur’an, kendisinden önceki kitapları (Tevrat ile İncil’i) doğrulamakla be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)raber, onlardaki eksiklikleri ya da yanlışları gidermiştir.- Örneğin, Enam Suresi’nde şöyle yazılıdır: “Bu indirdiğimiz, kendinden öncekileri doğrulayan, Mekkelileri ve çevresindekileri avaran mübarek kitaptır...” (Enam Suresi, ayet 92). Bir diğer ayet de şöyledir: “Ey Muhammed! Böylece şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)man... için sana Arapça okunan bir kitap vahyettik...” (Şura Suresi, ayet 7).
|