|
![]() |
#1 |
![]() Suriye ve iran içerden biraz daha zayıflatılsın Amerika ve İsrail mevcut halkların özgürlüğünü (!) ilan edecek.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Siz Hama’nın çocuklarını tanımıyorsunuz! Suriye’de 40 yıldır halkı paletleri altında ezen Baas çarkını tanımayanlar, medyanın dezenformasyonuyla Suriye halkının haklı talebinin ardında siyasi bir proje arıyor. Çok şaşırtıcı değil. Çünkü onların Hama’dan, Suriye’nin yıllar süren sessiz direnişinden de haberleri yok. ‘Medyanın yalancıları’ onlar… Onlara en güzel cevabı, yazar Güven Adıgüzel, facebook üzerinden verdi: “Alnınızdan öpüyor sizleri o 100 bin şehid!” Güven Adıgüzel’in Suriye halkının ‘mağduriyetine’ Amerikanca bakanlara cevabını aynen yayınlıyoruz: “Beşşar Esed aslında çok kötü bir adam değil ama çevresi kötü işte. Adam 10 yıldan beri reform yapacağım diye çırpınıyor, iyi niyetli bir politika izliyor, dinleyen yok. Suriye meselesinin biraz abartıldığı kanaatindeyim. Batı medyası tarafından servis edilen o zulüm görüntülerine serinkanlı yaklaşmalıyız. Sonuçta devletine isyan etmiş bir güruh var ortada, elbette devlet de gereğini yapacak. Devlet bu şakaya gelmez. En nihayetinde emperyalizm tarafından kışkırtılıyor bu Arap halkları hep. Zaten bizi sırtımızdan vuranlar da bunlar değil miydi azizim? Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olmalıyız her şartta, tamam çocuklar öldürülüyor olabilir, tamam kızlara tecavüz ediliyor olabilir, tamam işkenceler yapılıyor olabilir, tamam 100 bin şehit verilmiş olabilir ama bunların hangisi rejimin bekasından daha önemli sorarım size? Türkiye ile Suriye’nin arasını bozmak istiyorlar, uyanın artık bu zokayı yutmayın, kahrolsun emperyalizm…” Not: abi ne içtiysen aynısından istiyoruz diyen arkadaşlar, tarife hep aynı bende; çay içtim. Hadi beni geçin de, şu üstteki entelektüel lakırdılar bir zulme bakış açısının fotoğrafıdır işte gözüm, mideniz kaldırıyor mu şu yukarda yazılanları? Allah’ınızı seviyorsanız söyleyin, vicdanı falan geçtim, herşeyi bıraktım, mideniz kaldırıyor mu sadece? Yeter ulan! Bitsin artık bu PAGAN MERASİMİ! E kardeşim sen hayatında bir kez bu coğrafyayı tanımak için çaba sarf etmemişsen, muhalefet geleneğinin tivitırla başladığını sanıyorsan, Şam’ı gogıl ört mantığıyla okuyorsan… 30 yıldan beri bir şekilde meydanlarda olmasa bile hep direnişte olan Hama’nın çocuklarını hiç tanımamışsın demektir… Hadi konuşun dergilere, çıkın tvlere, pozlar verin, afili söyleşiler patlatın, zalimlerle aynı safta hizalanın, ama efendim’li cümleler kurun, ey sorumlu aydınlar; alnınızdan öpüyor sizleri o 100 bin şehid! http://www.dosdogruhaber.com/dunya/s...tanimiyorsunuz Konu werret tarafından (01-31-2012 Saat 19:13 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
Konu mehmetakif24 tarafından (01-31-2012 Saat 22:24 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
Irak'lı şiilerin dini lideri Ali Sistani ABD'nin Irak'ı işgal etmesi ve işgalci ABD askerlerine karşı savaşılmaması yönünde fetva vermişti... Tabi İran'cı siteler bunlardan bahsetmez... ABD, Suriye'yi mi vuracakmış? O zaman 11 aydır vurmak için neyi bekliyor ? Beşşar'ın daha fazla müslüman katletmesini mi? ''Peki, Batı bu değişime nasıl bakar? Batı İran’la düşman olduğuna göre Suriye’nin demokratikleşmesine bölgede İran’ın kolunu kanadını kıracağı için olumlu bakar ve bu değişimi destekler değil mi? Yok!. Kazın ayağı öyle değil! Bir defa başta İran Devrimi ve İslam dünyasının arasına paslı kama gibi sokulan Şii yayılmacılığı bir projedir. Batının, ABD-İsrail’in İran’la kavgası bir tiyatrodan, mizansenden ibarettir. BOP projesi 1979 İran İslam devriminden çok önce yazılmıştır ve İran devrimi bu projenin ana unsurlarından birisidir. Yahudi-Anglosakson ittifakı İslam coğrafyasının bir gün bir şekilde güçleneceğini ve batı medeniyetinin güç kaybına uğradığını, uğrayacağını gördü. Daha önce binlerce yıl tek başına baş edemediği İslam’ı ve Müslümanları bu defa kendi içinde vuruşturmanın, parçalamanın ve önünü kesmenin yollarını aradı. Müslümanların hakkından gelmenin en verimli ve kestirme yolu onları ayrıştırıp vuruşturmaktı. Bu ise hem İngilizlerin, hem Yahudilerin çok iyi bildikleri ve becerdikleri bir işti. Bu yol, İslam coğrafyasında Şii ve Sünni ayrımını körüklemek ve bunları birbiri ile vuruşturarak hem enerjilerini tüketmek, hem de bu coğrafyaya daha kolay hakim olmak, petrol ve yeraltı zenginliklerini sömürmeye devam etmekti. İşte İran İslam Cumhuriyeti denilen devlet bu hedeften hareketle ve batının bir projesi olarak ortaya çıkarıldı. Şii inançlarına dayanan devrim Müslümanlar arasında çok kabul görmedi. Ama İran dünyadaki bütün Şiilerin toparlayıcısı ve lideri, hamisi haline getirildi. Son yıllarda batının üzerinde en çok durduğu şey İran merkezli bir Şii eksen oluşturmak ve Ortadoğu’yu bu ikilemle, ayrışma ile vurmak, İslam’ın tehdit potansiyelini kendi içindeki kırılmalarla bitirmektir. Batı İran’ı kendisine kafa tutabilen, “mücahit”, “kahraman” bir ülke haline getirerek İslam dünyasında öne çıkarıyor; İran’a ve Şiiliğe karşı hayranlık uyandırıyor. Son olayların yaşandığı Suriye bahsi geçen İran’ın en önemli müttefikidir. Ortadoğu’da oluşturulan Şii hilalinin, İran ekseninin en temel paydaşıdır. Eğer Suriye’ye demokrasi gelir, çoğunluğun sözü geçmeye başlarsa İran en büyük müttefikini kaybeder. Daha da önemlisi Batının İran merkezli bir Şii ekseni oluşturarak Müslümanları birbirine kırdırma projesi rafa kalkmış olur. Bu nedenlerden dolayı ne İran ne de batı Suriye’nin demokratikleşmesini istemezler. Batı, dünya kamuoyunun gazını alacak şekilde sözler sarfeder; Angelina Jolie’yi gönderir vs. ama Nusayri yönetimi devirecek adımlar atmaz. Mısır’da, Libya’da gösterdiği kararlılığı göstermez. Üzerine konulacak kaynaklar ve petrol olsaydı batının Suriye’ye yaklaşımda daha farklı olabilirdi. Ama Suriye’de dikkate değer petrol ve gazda yok!… Dolayısıyla Suriye’deki değişim oradaki halkın gayretlerine kalmış durumda. Daha önce 1982 Hama Humus olaylarında 80.000 insanı öldüren baskıcı Nusayri yönetimi yine büyük katliamlar yapabilir; çok kan akıtabilir. Batının birkaç kınama dışında Suriye’ye karşı harekete geçeceğini sanmıyorum.'' Yusuf Gezgin http://www.yusufgezgin.com/suriyede-...e-nasil-bakar/ Konu werret tarafından (02-01-2012 Saat 04:35 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
#5 |
![]() ''Müslüman Katliamına Destek Olan “İran İslam Cumhuriyeti!” (Türkiye’deki İran müdafilerine ithaf olunur!) Türkiye’de İran İslam devriminden kalma, İran’ı hala doğru okuyamayan bir nesil var ve bunlar İslami duyarlılıkla İran’ı savunmaya devam ediyorlar. İran’daki devrimin İslam’la pek alakasının kalmadığının, devrimin “İslam” tarafının tedavülden kalkıp,“devrim” tarafının bizdeki Kemalizm’e benzer otoriter bir rejim olarak sürdürülmeye çalışıldığının farkında değiller. İran’a dokunan yazı ve yorumlarda bazı “Kek Müslümanlar”[i] ümmet bilincinden girip İslam birliğinden çıkıyorlar ve İran’ı müdafaa yarışına giriyorlar. İran destekli son Suriye katliamlarına rağmen hala İran’ı müdafaa edenler olacak mı bilmiyorum. Şia propagandasına maruz kalanlara ve Şiilik eğilimi taşıyanlara sözüm yok. Ama ortalama ve samimi Sünni Müslümanlardan da bu ağa takılanlar ve İslam adına İran’ı müdafaa edenler az çıkmıyor. 30 yıl sonra Suriye ordusu Hama’da ve yeni bir katliama daha imza atıyor. Aylardır zalim Baasçı, Nusayri rejimi tarafından kuşatma altında tutulan Hama’ya dün tam teçhizatlı ordular girdiler ve şehri tekrar kana buladılar. Tanklar rastgele evlere, mahallelere ateş etti. İnsanlar kan revan içinde kaldı; yüzlerce ölü var. 21. Yüzyılda dünya ve Türkiye bu manzarayı sadece seyrediyor. Hama’nın derdi ne? Hama kökenlerinde Türkmenlik olan Araplaşmış samimi, Sünni duyarlı Müslümanların yaşadığı, zulme başkaldıran bir kent. Hama’lıların tek suçu Müslüman olmak, İslam’ı yaşamak ve %10’la %90’a hükmeden Esad diktatörlüğüne boyun eğmemek. Tanklar Hama’ya bu nedenle girdi. Rejime, orduya, devlete hükmeden Nusayriler (Nusayri, Nasara’dan “Hristiyancık” anlamına gelir) bu insanları başka değil, Müslüman oldukları ve zulme diklendikleri için öldürüyor. İslamcı(!) İran, Baasçı (Arap milliyetçisi, pozitivist, ateist) Suriye rejiminin arkasında siyaseten durmakla kalmıyor. Katliam yapan Suriye ordusuna bizzat ve aktif destek de veriyor. Peki, bu nasıl bir İslamcılıktır? Bu nasıl Müslümanlıktır? Nusayri, ırkçı, İslam’la alakası olmayan bir rejim hangi İslam, hangi Müslümanlık adına desteklenebilir? İran’ın yaptığı nedir? İran’ın yaptığı bir mezhep dayanışmasıdır. Suriye, Ortadoğu’da İran’ın müttefikidir. Nusayrilerin Şia ile hatta İslam’la uzak-yakın bir alakası olmamasına rağmen, Suriye yönetimi İran yanında ve Şia ekseninde yer aldığından dolayı “İran İslam Cumhuriyeti!” Suriye diktatörlüğünün Müslümanlara karşı işlediği katliamlara göz yummanın ötesinde destek vermekte, kana ortak olmaktadır. Başka? İran’ın yaptığı Türkiye karşıtlığıdır. Türkiye’deki “Kek Müslümanların” basireti bu konuda bağlanmış olabilir; ancak İran, Türkiye söz konusu olduğunda Müslümanlığı, İslam’ı bir yana bırakır ve Türkiye’ye verebileceği zararın azamisini vermeye çalışır. Tarih buna şahittir. Türkiye, Suriye konusunda biraz sesini yükseltince, geçen aylarda bunu bir defa daha yakından görmüş; İran’ın tehdidine maruz kalmıştır. İran Suriye rejimiyle işbirliği yaparak Türkiye’yi kuşatmaktadır. Zira Irak Şiileşmiştir ve şu anda İran’ın tabii müttefikidir. Suriye ve Lübnan’ı da bu pakta kattığınızda Türkiye’nin doğudan ve güneyden İran tarafından kuşatıldığını görürsünüz. Ama ne hükümet, ne de “kek Müslümanlar” bunu görmeye hazır değillerdir. Türkiye’yi kuşatmak ve Türkiye’ye zarar vermek İran’ın temel, tarihi politikasıdır. Bu politikasını takiyye ile iyi perdelediğinden, bizimkilerde kandırılmaya hazır ve yatkın olduklarından İran’ın gerçek niyetleri devletlûlarımızca sezilememekte, gerekli tedbirler alınamamaktadır. İran’ın bir başka derdi de Sünni karşıtlığıdır. İran İslam coğrafyasında Şii bir eksen oluşturmakla ve kendisine paktlar kurmakla meşguldür. Bu konuda İran ABD-İsrail’in desteğiyle ciddi mesafe almıştır; Irak Şiileşmiştir. Yüzde 90’ı Sünni olmasına rağmen Nusayri yönetimi sayesinde Suriye Şii eksende tutulmaktadır. İran Lübnan’da Hizbullah üzerinden etkinlik kurmaktadır. Pakistan ve Afganistan’da yine ABD-İsrail desteğiyle Şiiler ciddi mevzi ve üstünlük kazanmışlar, yönetimde etkin olmuşlardır. İran, batılılara, ecnebilere değil, ama Türkiye dâhil Müslümanlara Şii misyonerliği yapmaktadır. Batının tersinden katkısıyla İran, İslam dünyasında “batıya kafa tutan kahraman!” havasıyla sempati toplamakta, hızla (Müslümanlar arasında!) Şiiliği yaymaktadır. Bu gün İran’ın İslam tarafı kalmamıştır. İçi boş, kof bir hale gelmiştir. Bizde Kemalizm ne kadar toplumsal tabana, desteğe sahipse, ne kadar etkinse İran’da İslam devrimi o kadar etkindir. Ama İran’ın yeni misyonu zaten İslam’ı yaymak filan değildir. İran’ın misyonu,“İslam” etiketini kullanarak Müslüman kitleler üzerindeki etkinliğini artırmak, Şiiliği yayarak siyasi güç ve hâkimiyet alanını genişletmektir. İran’ın Suriye’de Müslüman kıyımına destek vermesini ancak bu pencereden bakarsanız anlamlandırabilirsiniz. İran, İslam rejimi deforme olduğu için bunu yapıyor değil. İran devrimi, başlangıcından itibaren sakat doğmuş, yukarıda saydığımız hedefler gözeterek yaptırılmış bir devrimdir. Zira daha devrimin 3. yılında, yani 1982 Hafız Esad’ın Hama-Humus’ta 60-80.000 Müslüman’ı katlettiği dönemde, İran, Suriye rejimine ses çıkarmamış, destek olmuştu. “İran sonradan değişti” argümanının altı boştur. 21. yüzyılda ateist, diktatör, Nusayri Suriye rejimi katliam yapıyor, kan akıtıyor. Bir İslam Cumhuriyeti olma ve İslam’ı yayma iddiasındaki İran bu katliama aktif destek veriyor. Bizim İran etkisinde kalmış, radikallik bulaşmış “İslamcı” aydınlar gözlerini yummayı, susmayı tercih ediyorlar.'' Yusuf Gezgin http://www.yusufgezgin.com/musluman-...yeti%E2%80%9D/ |
|
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Saadet partisi var Allahtan...
çözdü olayı... |
|
![]() |
![]() |
#7 |
![]() İran Suriyeye silah taşıyor dediler İran tarafından yalanlandı İran Türkiyedeki Nato üstlerini vuracak dediler İran tarafından yalanlandı .. Şimdide 4-5 tane kişiyi çıkarmışlar bir iddiada bulunuyorlar onların CIA ajanı olmadığı ne malum ? Türkiyeyi İrana düşman etmeye çalışmadıkları ne malum ?
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 | ||||
![]() EZEL, sen Suriye hakkındaki görüşlerini, İran'ın resmi açıklamalarına göre mi belirliyorsun? İran'ın, Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine silah ve asker yardımı yaptığını bilmeyen var mı? O İran Devrim Muhafızları'na CIA ajanı diyorsan; orasını bilemem. Belki İran Irak ve Afganistan'dan sonra Suriye'de de ABD ile işbirliği yapmaya başlamış olabilir. Sonuçta Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimi ABD ve İsrail'in bölgedeki sigortasıdır ve Suriye'deki Baas partisi siyonistler tarafından kurulmuştu!.. Madem imzana Cübbeli Ahmet linki koymuşsun izle bakalım şu videoda Cübbeli Ahmet Suriye hakkında ne demiş?
Dün bir haber sitesinde okuduğum ve beğendiğim bir yorumu buraya alıntı yapayım: Alıntı:
Konu werret tarafından (02-01-2012 Saat 02:11 ) değiştirilmiştir.. |
|||||
![]() |
![]() |
#9 | ||||
![]() Alıntı:
|
|||||
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | ||
![]() Alıntı:
Hele hükümet, son zamanlarda Suriye'de yaşanan katliamlar üzerine Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine karşı tavır aldıkça Baas rejimi Türkiye'ye karşı iyice diş bilemeye başlamıştır. Bu İslam düşmanı Baas rejiminin yerine gelecek yönetimin de Türkiye ile ilişkileri çok büyük ihtimalle Baas-Türkiye ilişkilerinden çok daha iyi olacaktır. Sen bu Türkiye düşmanı yönetimin Suriye'nin başında durmasında bir sakınca görmüyorsun da bu yönetimin yerine Türkiye dostu ve müttefiki olan ama İran'la arası çok iyi olmayan bir yönetim gelmesi ihtimalinden mi rahatsız oluyorsun? İran eğer Suriye'deki halk ayaklanmasının başlarında Beşşar Esad'a ve Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine destek vereceğine Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine karşı ayaklanan müslümanlara destek verseydi ve Baas rejimine karşı tavır alsaydı , yeni Suriye yönetimi muhtemelen İran düşmanı olmazdı ama İran yönetimi Beşşar Esad'ın hemen yıkılmayacağını düşünüp destek tercihini Suriye halkı yerine İslam düşmanı Baas rejiminden yana kullandı. Ayrıca kusura bakma ama Dünya da İran'ın etrafında dönmüyor!.. ''Suriye’de rejim değişikliği en çok İran ve İsrail’i endişelendiriyor. İsrail, Müslüman Kardeşler’in yönetime geleceğini ve bunun da kendisi için çok belirsiz ve önü alınamayacak bir probleme yol açacağını düşünürken, İran da 30 yıllık Baas rejimi ile olan diplomatik ilişkisi sonucunda yeni gelen yönetimle arasının eskisi gibi olmayacağını, bölgesel, jeopolitik, jeostratejik bir kayıp içerisine gireceğini düşünerek Baas rejiminin asla gitmesini istemiyor.'' Osman Atalay http://haksozhaber.net/turkiye-ve-ir...asi-24872h.htm Alıntı:
Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejiminin, İsrail ile yaptığı yapmacık ve göstermelik laf dalaşmaları benim gözümü boyamıyor!.. Beşşar Esad'ın babası Hafız Esad, Suriye Devlet Başkanlığı koltuğu karşılığında Golan Tepeleri'ni İsrail'e peşkeş çekmişti.. Ve Golan tepelerini işgal eden İsrail askerlerine, Suriye'deki Baas rejimi on yıllardır tek bir kurşun dahi sıkmadı... Beşşar Esad madem eğer gerçekten İsrail'e düşmansa, masum ve mazlum Suriye'li müslümanların üzerine sürdüğü tanklarını İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ne göndersin de görelim onun ''İsrail düşmanlığını''... Bir kere, ''Hamas'' denilen örgüt ne örgütü ve nasıl bir örgüt ? Hamas, Mısır Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin koludur. Mısır Müslüman kardeşler örgütünün Suriye kolu olan Suriye Müslüman Kardeşler örgütü de şuan Suriye'de Beşşar Esad'a karşı olan halk ayaklanmasının öncülüğünü yapmaktadır. Eğer Beşşar Esad devrilirse de Suriye'de iktidara muhtemelen Müslüman Kardeşler örgütü gelecektir. Müslüman Kardeşler'in Filistin koluna karşı savaşan İsrail, Suriye'de Müslüman Kardeşler'in iktidara gelmesini hiç ister mi ? Ayrıca Mısır Müslüman Kardeşler Örgütü de Baas-Esad yönetimine karşı sert bir tavır almıştır. ''İsrail Baas'a destek için ABD'ye baskı yapıyor'' http://www.timeturk.com/tr/2011/10/0...i-yapiyor.html Konu werret tarafından (02-01-2012 Saat 04:56 ) değiştirilmiştir.. |
|||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|