Fırsatlar arttıkça, nimetler çoğaldıkça bir hantallık, bir tembellik illetidir başını aldı gidiyor…
Öyle bir hal ki, haftalık bir sohbet bile zaid geliyor… İş yoğunluğundan kitap okuma lüksü yok… Aylık bir aidat bile yük oluyor… Okumak, uyarmak, uğraşmak, uygulamak yok… Uygun adam; evden işe, işten eve…
Alıntı:
Biz biz olduktan sonra her şeyin lehimize olduğunu göreceğiz…
Diyebilirim ki; Müslümanlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir dönemde bu kadar geniş imkânlara sahip olmadılar…
İnsan gücü, bilgi gücü, beyin gücü, tecrübe birikimi, kurumsal altyapı, yetkin kadro, ekonomik imkân, özgürlükler bağlamında ciddi bir potansiyel mevcut…
Bu potansiyeli harekete geçirecek bir örgütlenme ve sahiplenme aşamasındayız…
Tüm bahanelerimiz elimizden alınmış durumda…
Artık bundan böyle erteleyemeyiz… Çünkü erteleyenler; eridiler, elendiler, eleme düçar oldular…
Bugün müsait olamayanlar, yarın neye müstahak olacaklarını iyi düşünsünler…
Yarınlarından emin olmak isteyenlerin, ellerini tez tutmaları ve sorumluluklarına davranmaları gerekiyor…
Ramazan hocamızdan harika tesbitler...Müslüman alemi olarak biran evvel ayıkıp aklımızı başımıza almalıyız..bizlere zorla giydirilmek istenen gömlekleri yırtıp atarak kararlı ve tutarlı bir şekilde geleceğe yürümeliyiz..Ramazan hocamın bu konuda yine güzel bir söz dizisi daha vardı..
Alıntı:
Sorumlulukları ertelemeden, statükoya eklemlenmeden, boş emellere kapılmadan, yersiz elemlere düşmeden, emeklilik hayalleri kurmadan daha çok emek daha fazla eylem demeliyiz…