Mustazaf’lara lütfedip, onları yeryüzünde önderler ve varisler kılmayı vaat eden Rabbimize Hamd, Resulüne Salât ve Selam olsun…

Amacına ve taktik hedeflerine ulaşmak için Müslümanlara karşı, yoğun bir karalama kampanyası yürütmeyi ihmal etmeyen ve hiçbir zaman ertelemeyen İslami STK’ların, İslami faaliyetlerini çok çirkin bir şekilde, yalan ve iftiraya dayalı propaganda ve psikolojik savaş kampanyalarıyla engellemeye çalışan Müslüman Kürt halkını, Müslümanlara karşı kışkırtan… Kimdir? Tabi ki Müslüman Kürt halkının, yakinen tanıdığı mülhit örgüt PKK ve sözde şehir serhıldanları, Kürdistan halk inisiyatifi dedikleri, ne idüğü belirsiz, kime ve kimlere hizmet ettiği anlaşılmayan ve onların medya ayağı olan ANF (acil iftira, karalama ajansı) aracılığıyla alçaklığın startını verilen bu yerler, hep İslami kesimi hedef göstererek, bir gurup çapulcuyu Müslümanların kutsallarına saldırtırlar. Ve karşılarında 3 Müslüman’ı görünce, 50 kişilik grup sağa sola, kunciklere kaçar. Bu sözde özgürlükçüler, sözde direnişçiler, birkaç Molotof atınca, birkaç taş savurunca kendilerini bir şey zannederler. Hâlbuki bunlar korkaktırlar…

Sürekli İslam’a düşmanlık yapan bu azgınlar taifesi, geçmişte atalarının düştüğü o zillet çukurunu unutmuş olmalılar ki her yapılan provakaftik eylemlerinde, İslam’ın kutsallarına, yani Kuran’a, Önderimiz olan Hz. Peygambere dil uzatacak en alçaklık mesafesine, yani esfeles-safilin derecesine ulaştılar. Kendi halkının kitabına ve Peygamberine saygısı olmayan, Danimarkalıları aratmayan bu hareketlerini, Kürd halkı unutmayacaktır...

Tarih Adana ve Yüksekova’daki bu alçaklıklarını not olarak düşülecektir. Bu leke hiçbir zaman çıkmayacak ve alınlarında kara bir leke olarak, ebediyen kalacaktır. Tıpkı Susa, Başbağlar katliamları ile kendilerinin ne mürtet olduklarını, tüm Müslüman Kürd halkına gösterdikleri gibi… Ve bu İslam düşmanları, şunu iyi bilsinler ki hak ettiklerini hem dünyada, hem de o dehşetli gün olan Ahiret yurdunda, zuntikam olan Rabbimiz, onları kahredecektir. Yani bu dünyada onlar için bir hezimet, Ahiret’te ise acıklı bir azap vardır...

Bu tür alçakça eylemleri gerçekleştirenler bilsin ki, başarı şansları yoktur. Talan edilen Adana’daki Dernek, emin adımlarla mücadele etmeyi sürdürecektir...

Mustazaflar açık bir dille sesleniyor STK’lılara “kirli bir oyun, çirkin bir tuzak var ve bizi bu tuzağa çekmek istiyorlar, bize yardım edin bu oyunu bozalım” diyor. Yapılan saldırıları kınamaya, oluşturulmak istenen çatışma ve kaos ortamını önlemek için tavır almaya, muhatabı olan kişi ve kurumları da sorumluluk bilinciyle hareket etmeye, halkımızdan özür dilemeye ve saldırıları sonlandıracak açıklamalar yapmaya davet ettikleri halde, halen bir şey olmamış gibi davranılmakta, İslami derneklere yönelik yapılan baskılar, PKK'nın ve o güruhun içindeki provokatörlerin yapmış olduğu saldırılar noktasında, ciddi bir engelleme bile yapılmadı.

Müslüman’ın kanını dökmeyi kendi çıkarı için aziz bilen bu esfeles safilinler, her etkinlik ve her protesto sonrası etrafı yağmalayan, halkı taşlayan, esnafların dükkânlarını yağmalayan azgın gurup, neyin savunuculuğunu halen yapmakta ve kimleri temsil etmekte? Anlamış değilim şahsen! Bu holigan tavırlarıyla bir mücadele sergilediklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar, her mücadelenin kendine göre izzeti, şerefi vardır... Şeref limansız bir adadır, orayı terk eden bir daha dönemez, sanırım o adayı terk etmişler çoktan... Çünkü İslam’a ve kutsallarına muhalif her davranışları, alınlarınızda kara ve de iğrenç bir leke gibi sırıtmakta...

Derin devlet ve derin PKK'nın İmralı’da hazırladığı toplumsal çatışma çıkarma planı için Silivri ve İmralı görevlendirilmiş, BDP üzerinden bölge, Müslümanları da bu çatışmanın içine çekilmek isteniyor. PKK, devletle barışmanın yollarını ararken, bölgedeki Müslümanların derneklerine, kutsallarına saldırılmakta ve İslami çalışmaları engellemekte, açıkça tabanını Müslümanlara karşı tahrik etmektedirler.

“Benim yanımda yer almayan ve benim Marksist, Leninist, Maoist yani karman çorman olan ideolojilerimi desteklemeyen her kes, düşmanımdır” anlayışını sergilemektedir.

Şu iyice bilinsin ki İslami STK’lar yılların birikimi olan İslami mücadelelerini, Marksist, Leninist ideolojinin, Kürdistan’daki taşeronlarının arzuları için feda etmez.

Bu güne kadar birçok sınamadan ve imtihandan geçerek, sıratı müstakim üzerinde var olan ve bölge Müslümanlarının ümidi haline gelen Mustazaf ve mazlum harekete, Müslüman Kürd halkına, Allah yardım etsin. Basiret ve feraset versin. Kuvvetle ümit ediyoruz ki Mustazaflar, Allah’ın da inayetiyle bu girdabı aşarak, halisane yoluna devam edecektir.

Selam ve Dua ile.

Ebuzer Çetin...

http://hurseda.net/Ebuzer-Cetin/2178...ilinlere_.html