12-19-2007, 14:23 | #1 |
MUSTAFA AKKAD ( 1930-2005 )
Mustafa Akkad, aslen Suriyeli olmasına rağmen Amerika’da yaşıyordu. O, 1935 cı yılda Suriya’nın Haleb kentinde doğdu. Gençlik dönemlerinde film yönetmenliğine merak gösterdi. Doğduğu Halep’ten 1950’de ABD’nin sinema merkezi Los Angeles’a göç eden Akkad, Kaliforniya Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi aldı. Sonra Güney Kaliforniya Üniversitesinde tiyatro lisansı yapmıştır. Mustafa Akkad’ın başarılı bir film yönetmeni kimi ün kazanmasında Sam Peckinpah’ın katkısı olmuştur. Mustafa Akkad ilk yıllarda Hollywood’un en muteber korku filmleri yapımcısıydı. Fakat Mustafa Akkad’ın dünya genelinde tanınması “Çağrı” ve “Çöl Arslanı” filmlerinin yapılmasından sonra oldu. “Çağrı” tekrar tekrar izlenmiş olsa da, yine de her izleyişte izleyiciyi derinden sarsmayı başaran, sinema tarihinin en başyapıtları arasında yerini almış ünlü bir film. İslâm’ın doğuşunu ve yayılmasını anlatan bu film, 24 yıldır sinema izleyicisini derinden sarsıyor. “Çağrı” ve “Çöl Arslanı” filmi ile birlikte Batı’da İslâmiyet’i tanımayan pek çok insana dinimizin ne adına savaştığını ve sıkıntılar çektiğini gözler önüne sererken, pek çok Müslüman’ın da hayallerinde canlandırdığı karakterleri beyaz perdede görmesine vesile olmuştu. Mustafa Akkad gençlik yıllarından itibaren ABD’de yaşasa da bir müsülman idi. Hayatı boyu onu düşündüren bir mesele vardı. İslâm’ın doğuşunu beyazperdede nasıl canlandırabilirdi. Bu maksadla araşdırmalara başladı. Fakat problemler çok fazla idi. Evvelâ, Amerikan sinemasında Müslümanlar, hep çirkin bir tipleme ile canlandırılırdı. İslâm’ı bir terör dini gibi göstermeye çalışıyorlardı. Mustafa Akkad yaptığı röportajda “Çağrı” filmi fikrinin nasıl oluşmasını şöyle anlatır: “Çocuğum olunca şöyle bir duyguya kapıldım: Çocuklarıma dinlerini öğretmeliyim dedim ve sorumluluğumu hatırladım. İşte Çağrı projesi böyle ortaya çıktı. Hem kendi çocuklarımın, hem de başka çocukların geleceği için. Ama bu hiç kolay olmadı. Çünkü Holivud’da Antony Quin’in başrolde oynadığı bir İslâmî film yapmak gerçekten zordu. Çünkü Holivud geleneğinde İslâm’a dair her şey çirkin. Filmi, benim için özel bir yeri olduğundan hazırladım. Normal bir film olarak, hikâyesi, şaşırtıcı noktaları, hüznü vardı. Bütün bunların üzerinde sanırım kişisel bir şey olarak, batıda yaşıyan bir müslüman olmam sebebiyle İslâm hakkındaki gerçekleri duyurmanın görevim olduğunu düşündüm. 700 milyon (1976) inananı olan bir dinin bu kadar az tanınıyor olması beni çok şaşırtmıştı. Bu hikâyeyle bir köprü kurup, batıya bir geçit açabileceğimi düşündüm. Özellikle Amerikan kamuoyunu dikkate aldım. Onlara kendi mantıkları ve dilleriyle hitap ettim. Filmde Hristiyanlık’la İslâm arasındaki ilişkiye, Hz. Meryem’e vurgu yaptım. Sahneleri bu mantıkla çektim. Filmde baş kahraman Hz. Muhammed görünmüyor. İslâm alimleri, buna onay vermiyorlardı. Ama verseler bile ben o yüce kişiliği göstermezdim. Bunun doğru olmadığına ben de inanıyorum. Sadece Hz. Muhammed’i değil, Hz. İsa’nın, Hz. Musa’nın da canlandırılmasını onaylamıyorum. Onları göstermek, onların yüceliklerini gölgeler. Filmde sadece baş kahraman değil, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali hiç biri yok. Hattâ Hamza, diğerleri olmadığı için var... Müslümanlar izlerken, Hz. Muhammed’in yokluğundan dolayı bir sıkıntı çekmediler. Ama yabancılar için bu bir sorundu. Bir de metnin Ezher Üniversitesi tarafından onaylanması gerekiyordu. Çok zorlandım. Ama mutluyum, mesaj yerine ulaştı..." Filmin yapılmasında en büyük sorun finans meselesi idi. Mustafa Akkad finans sorununu çözmeye nail oldu. S. Arabistan devleti filmin masraflarını karşılamağı öz üzerine aldı. Filmin çekimlerine 1974’te Fas çöllerinde başlandı. Fakat filme sponsor olan Suudi Arabistan senaryoda fazla Eshab-ı Kiram sevgisinin vurgulandığını gerekçe gösterir ve filme maddî destek olmayacağını deklare ettiği gibi ayrıca Fas hükümetine de baskı yaparak film ekibinin ülkeden ayrılmasını sağlar. Bu sure zarfında Mustafa Akkad filmin yalnız 15 dakikalık bölümünü çekmişti. Mustafa Akkad filmin 15 dakikasını montajlayarak Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafî ile görüşür.O filmin 15 dakikalık hissesini Muammer Kaddafi’ye izletir. Filimden razı kalan Muammer Kaddafî, filmin gerisinin nerede olduğunu sorar. Mustafa Akkad durumu Kaddafi’ye anlatır. Kaddafî filme tam destek vereceğine söz verir. Muammer Kaddafî’nin davetiyle Mustafa Akkad’ın film ekibi Libya’ya taşındı. Burada zor şartlarda gerçekleştirilen filmin 600 kişiden oluşan ekibi ise aylarca çöldeki ker*** evlerde konakladı. Çekimler 1976 yılında tamamlandı. Hz. Muhammed (SAV) ile başlayan İslâm dini ve İslâm tarihi ile ilgili Mustafa Akkad yönetmenliğinde çekilen en büyük prodüksiyonun gerçekleştiği filmlerden ilki Çağrı. Filmde İslâm dininin ortaya çıkışı, Mekkeli müşriklerin Müslümanlara işkenceleri, Medine’ye göç, ilk İslâm devletinin kuruluşu, Bedir ve Uhud savaşları, kısacası İslâm’ın Hz. Muhammed (SAV) önderliğinde yayılması anlatılmakta. Filmin İslâm dinine ve kurallarına riayet edilerek çekilmiş olması da filmin önemi ve değerini bir kat daha artırmakta. “Çağrı” filiminin başarıyla yapılmasından sonra, Muammer Kaddafî, Mustafa Akkad’dan Ömer Muhtar’la ilgili filmin çekilmesini isteyir. Mustafa Akkad Ömer Muhtar filmi ile ilgili öz hatıralarını şöyle anlatır: “Muammer Kaddafî’nin teklifini kabul etdim. Finans sorunu olmadığı için film istediğim gibi çekildi. Bir sinema filmi olarak Ömer Muhtar’la gurur duyuyorum. Bu filmde sinema sanatının tüm inceliklerini kullandım” Diktatör Mussolini Müslüman yerlileri yok etmek için 20 yıl boyunca Afrika’da şiddet politikası sürdürür. Generallerinden Rodolfo Graziani’i Libya valisi olarak atar ve isyancılar diye nitelendirdiği insanları yakalayarak cezalandırılmalarını ister. Libya’da direniş Ömer Muhtar önderliğinde yürür. Mesleği öğretmenlik olan Ömer Muhtar İtalyan birlikleri ile savaşır. Filmin çekimi için ihtiyaç duyulan savaş sahnelerinde askerî birlikler kullanılmış. Film için kasaba inşa edilerek 400 bina yapılmış ve akrep sokması ile sıcaklara karşı koymak için de bir tıp merkezi kurulmuş. Ömer Muhtarın hayatını anlatan “Çöl Arslanı” filmi büyük ilgi gördü. Mustafa Akkad’ın yarımçık kalmış projeleri Mustafa Akkad İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmed Han’ın hayatını konu alan bir film hazırlamayı düşünürdü. Bu proje yapım aşamasındaydı. O, maksadla İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile anlaşmışdı. Maliyetinin bir kısmını İstanbul Belediyesinin karşılayacağı 100 milyon dolar bütçeli prodüksiyonun gerçekleşmesi için sponsor aranıyordu. “Fetih Projesi” de tarihî gerçeklere uygun olarak yapılacak, senaristlere Türk tarihçileri de yardımcı olacaktı. Mustafa Akkad, “Fetih Projesi”nin ardından Hollywood yapımlarına karşı, Selâhaddin Eyyubî ve Selçuklu Sultanı Alparslan’ın hayatını konu alan filmleri yapmayı planladığını açıklamıştı. Kızıyla birlikte şehit oldu Babası Arap, annesi ise Türk asıllı olan Akkad, bu yüzden de İslâm âlemi içinde Türkiye'ye ve Türklere karşı daima ayrıcalıklı bir sevgi beslediğini belirtmekteydi. Hayatının son yıllarında, biri “Selahaddin Eyyübi'nin hayatı”, diğeri “Endülüs'ün altın dönemi” ve üçüncüsü de “İstanbul'un fethi” olmak üzere üç büyük film projesi üzerinde çalışan, hattâ bunlardan sonuncusu için 2002 yılı Kasım ayında ülkemize gelip hükümet yetkilileriyle temaslarda bulunan sanatçı, sözkonusu projelerini beyazperdeye aktarmaya fırsat bulamadan, bütün İslâm âlemini şok eden bir suikast sonucu aramızdan ayrıldı. 9 Kasım 2005 günü, kızı Rima ile birlikte bir akrabalarının düğününe katılmak üzere Ürdün'ün başkenti Amman'a gelen Akkad, Hyatt Oteli'nin lobisinde beklerken, El Kaide örgütü eylemcilerinin gerçekleştirdiği bir bombalama sonucunda hayatını kaybetti. Akkad'ın 39 yaşındaki kızı Rima Akkad çöken lobinin altında kalıp olay yerinde ölürken, 75 yaşındaki yönetmen ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Ancak, o da iki gün sonra son nefesini verdi. El Kaide yönetimi, olaydan sonra yaptığı açıklamada, eylemin aynı otelde kalan bir grup MOSSAD ajanını hedef aldığını belirterek, İslâm dünyasının yetiştirdiği bu en büyük yönetmenin ölümünün “trajik bir kaza olduğunu” açıkladı ve Akkad ailesinden özür diledi. haberin kaynağı -Yeni Şafak-
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|