AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-28-2010, 03:38   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Mustafa Erdoğan - Anayasa Mahkemesi Bildiğiniz Gibi
Mustafa Erdoğan



Anayasa Mahkemesi bildiğiniz gibi

Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerine ilişkin kısmi iptal kararı birçok bakımdan Anayasaya aykırıdır. Her şeyden önce, daha önce de yazdığım gibi, Mahkeme bu davayı kabul etmekle daha baştan Anayasayı ihlâl etmişti. Mahkeme böylece anayasa yargısı sistemimizde “ön denetim” yolunu açarak kendisini “anayasa-yapımı” sürecinin bir aktörü haline getirmiştir. Daha bildik bir deyimle, Mahkeme kendisine “tali kurucu iktidar”ın ortağı rolü biçmiştir. Bu, Anayasanın kurduğu iktidar yapısını ve normatif esaslarını “kökten değiştirmesi” bakımından, uzmanlarının aşina olduğu literatürde “yargı darbesi” olarak adlandırılan şeydir.
Mahkemenin kararı daha bildik bir nedenle de açıkça Anayasaya aykırıdır: Anayasa anayasa değişikliklerinin sadece “şekil bakımından” denetime tabi olduğunu ve bu denetimin hangi kriterlere göre yapılacağını herhangi bir iltibasa yer vermeyecek şekilde açık-seçik olarak belirtmiştir. Buna rağmen Mahkemenin önce şekil bozukluğu nedeniyle yapılan iptal başvurusunu reddedip, ardından Anayasa’nın “değiştirilemez hükümleri” hakkındaki hükmü eğip-bükerek Anayasanın öngörmediği yeni bir denetim kriteri ihdas etmek suretiyle işin “esası”na girmesi tam bir keyfilik örneğidir. Ayrıca, kararın bu kısmı kendi içinde çelişiktir: “Şekil bozukluğu” iddiasının reddi zaten davanın bitmesi demektir; bu tespitten sonra Mahkemenin davayla ilgili olarak yapacak bir işi kalmamıştı. Buna rağmen incelemeye devam edip esasa ilişkin bir noktayı işaretle “şekil bozukluğu”na hükmetmek, aşağı yukarı şunu demektir. “Anayasa değişikliklerinde şekil bozukluğu yoktur; ama vardır.”

Şimdi, bütün bu ihlâlleri bir yana bırakıp, sonuçta iptal edilen “ibareler”in gerçekten Anayasaya aykırı olup olmadığına bakalım. Anayasa Mahkemesi’ne ve HSYK’ya yüksek yargı organları tarafından üye seçimine ilişkin olarak öngörülen yöntemin Anayasa’nın “değiştirilemez hükümleri”ne aykırı görmenin hiçbir dayanağı yoktur. Çünkü, ister “hukuk devleti”, isterse “demokratik devlet” ilkesi esas alınsın, bunlar şu veya bu seçim yöntemini zorunlu kılmazlar. Hatta demokrasi açısından, bu anayasa değişikliğiyle önerilen yöntemin çoğulculuğa daha uygun olduğu ve bu nedenle daha demokratik olduğu bile söylenebilir. Onun için, yüksek yargının Anayasa Mahkemesi’ne ve HSYK’ya yapılacak seçimlerde halihazırda hâkim olan siyasi-ideolojik blokun etkinliğini korumaya hizmet etmesi bakımından, bu iptal kararı demokrasi karşıtıdır.

“Kuvvetler ayrılığı”na gelince, bunun “değiştirilemez hükümler” arasında açıkça zikredilmemiş olması bir yana, Anayasa’nın kendisi “Başlangıç”ında bu ilkenin kuvvetlerin katı ayrılığını değil “medeni bir işbölümü ve işbirliği”ni öngördüğünü belirttiğine göre, sözü edilen seçim yönteminin bu ilkeye nasıl aykırı bulunduğunu anlamak mümkün değildir. Kaldı ki, anayasal “kuvvetler”in birbirleriyle ilişkisi bakımından bütün demokratik devletler için geçerli standart bir formül de yoktur. Bu ilişkiler her demokratik sistemde farklı farklı düzenlenmiştir. Buna benzer bir durum, Cumhurbaşkanının HSYK’ya ataması öngörülen üyelerin bir kısmının hukuk mesleği dışından olması bakımından da söz konusudur. Bu da nihayet “yerindelik”le ilgili bir konu olup siyasi takdir alanına girer; bunun demokratiklik ve hukuk devletiyle zorunlu bir ilişki içinde değerlendirilmesinin makûl bir dayanağı bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, bu iptal kararı referandum sürecini etkilemeyecektir. Halk tarafından kabul edilmesi halinde bu değişiklikler yine de Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı yapmaya elverişlidir. Kaldı ki, öngörülen seçim yönteminin iptal edilmiş olmasının zararını telâfi etmenin de bir yolu vardır. Parlamento ilgili kanunlarda yapacağı cüzi değişikliklerle, yüksek yargıya hâkim olan ideolojik blokun vesayetini engelleyecek ve böylece çoğulculuğun önünü açacak bir seçim yöntemi pekâlâ getirebilir. Bu da, üç adayın tek bir seçimde aldıkları oy sayısına göre sıralanması gibi, bildik olağan seçim yöntemidir. Aynen üniversite rektör adaylarının öğretim üyelerince “seçilmesi”nde olduğu gibi...

Star 10.07.2010

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi