AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 06-19-2009, 20:52   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Mustafa KARAALİOĞLU "Bu hiç olmadı"
Demokrasiye Müdahale Planı’nın sadece araştırılması yetmiyor, yapılan araştırmanın tatmin edici olması gerekiyor. Benzeri konularda benzersiz tecrübelere sahip bir ülkede bunu sağlamak da kolay görünmüyor. Bütün ülke merakla hem soruşturmanın sonucu, hem de olup bitenlerin perde arkasını öğrenmeye çalışıyor.

Esasen sivil alanı kapsayan bir suç iddiasının askeri yargı tarafından incelenmesi bu tatmin duygusunun karşılanabilmesini güçleştiriyor. Yargının üzerindeki yükü de doğal olarak ağırlaştırıyor.

Genelkurmay Başkanlığı, bütün bu beklentilerin karşılanması sorumluluğunu üzerine almıştır. En başta belgenin gerçekliğini araştıracaklar; gerçekse de belgenin kimin talimatıyla hazırlandığını ortaya çıkaracaklar. Bugüne kadar benzeri yaşanmamış bir durumdur bu. Sayısız defalar TSK’da bu gibi belgelerin hazırlandığı ve uygulamaya konulduğu bilindiği ve kabul de edildiği halde sorumlular hakkında işlem yapılmamıştı. TSK ilk kez, belgede yazılanların bir suç olduğu kanaatini açıklamış ve doğal olarak belge gerçek çıkarsa kapsamını şimdiden bilemeyeceğimiz bir müeyyideyi de zımmen ilan etmiştir.

Bununla birlikte, geçmişte benzeri soruşturmalarda kamuoyu tatmini sağlandığı pek söylenemez. Dahası, son belgede imzacı olarak görünen kişinin, 2006 yılında STK’ları fişlediği ortaya çıkmış olmasına ve bu deşifre büyük bir infial yaratmış olmasına rağmen hesap vermemesi gibi çok dramatik bir örnek de yaşanmıştır. Kamuoyunun kaygısını bir de bu açıdan anlamak gerekiyor. Suç duyurusunda bulunduğuna göre hükümet de dahil, herkeste büyük bir hassasiyet var. Peki, yürütüldüğü ilan edilen araştırmada bu hassasiyetlerin dikkate alındığı söylenebilir mi? Rahatlıkla ‘evet’ demek mümkün değildir. Zira, olayın kahramanı olan albayın Ergenekon savcısına ifade vermesi bekleniyordu. Toplumun zihnindeki şüphelerin giderilebilmesi için olmazsa olmaz değerde bu işlemin gerçekleşmemesi albayın ifadeye gelmemesi veya gönderilmemesi yanlış oldu. Her şeyin sonuna kadar araştırılıp soruşturulacağı iddiasına da hiç uymadı.

Uzmanlar, belgenin altındaki imzanın sahte olup olmadığının anlaşılması için küçük bir işlemin yeterli olduğunu söylüyorlar. Albay, belgenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu söylerse mesele yok. Kabul etmiyorsa da yapılacak şey, bir imza ve el yazısı örneği vermesi. O örnek de gazetede yayınlanan belgenin altındaki imza ile karşılaştırılınca işin aslı anlaşılacak. Hükümeti, muhalefeti, STK’ları, hukuk otoritelerini, medyayı ve hepsinden önemlisi toplumu şüpheye düşüren böylesine önemli bir iddianın sarahate kavuşması için neden bu en kestirme yol tercih edilmez, şaşırtıcı.

Belge gerçekse bu elbette kaygı verici bir durumu ortaya çıkaracaktır ama sonuçta gerçeğin ortaya çıkması TSK’nın yıpratılmasını da önleyecektir. Kendi içindeki yanlışları ayıklayabilen, bunlarla hesaplaşabilen bir kurum ‘güvenilir’dir. Meselenin Ergenekon savcıları olduğunu da sanmıyorum. Çünkü, artık sayısını dahi unuttuğumuz kadar muvazzaf asker bu savcılar tarafından sorgulanmış ve onların talebiyle tutuklanmıştır.

Ülkenin önde gelen bütün otoriteleri günlerdir, konuya sivil yargının bakması gerektiğini söylüyorlar: Ama bırakın sivil yargı otoritesini basit bir tespit işleminden bile geri dönülüyor.

Kriz hallerinde bütün kurumlar, bazen aceleyle yanlış kararlar verebilirler. Hükümetler bile benzer hallerde hataya düşebilmektedir. Kamuoyuna ilan edildikten sonra imza sahibi albayın ifadeye gitmemesi kamu vicdanında rahatsızlık yaratan bir yanlış olmuştur. Olayla ilgili hassasiyetini çok iyi yansıtan Genelkurmay Başkanı’nın kriz yönetimindeki bu yanlışa derhal müdahale ederek personelini savcıya göndermesi isabetli olacaktır. Madem ‘tarihi’ bir olayla karşı karşıyayız ve Genelkurmay’ın da ‘tarihi soruşturma’ yapmakta olduğu söylenmektedir; o halde, bütün zihin karışıklıklarını giderecek titizlik gerekmektedir. Bunu talep edenler, askeri yargıya güvenmiyor değiller: Askerden başlayıp sivile uzanan bir suç iddiasına karşı iki yargı prosedürünün birden hukuk adına el koymasını istiyorlar. Böyle bir talebe nasıl ve niye itiraz edilebilir ki?


star

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi