AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-15-2010, 17:09   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Mustafa Karaalioğlu - CHP Değişikliğe Neden Karşı?
Mustafa Karaalioğlu



CHP değişikliğe neden karşı?

Zannedilenin aksine CHP’nin anayasa paketine muhalefeti değişikliğin AK Parti’den geliyor oluşu değildir. Yani, ana muhalefet partisinin “hayır”a mecbur oluşunun sebebini bildiğimiz klasik siyasi rekabette aramayalım. Hayırcı tavırda daha derin, daha ciddi mecburiyetler vardır.

12 Eylül Anayasası, tıpkı 27 Mayıs Anayasası gibi, seçilmişlerin alanını daraltan, atanmışlara yetki ve imtiyaz tanıyan bir sabit düzeni garanti etmektedir.

Bizim sistemimizin görünürdeki parlamenter karakteri 12 Eylül Anayasası’nın ustaca ördüğü bir paralel devlet yapısıyla kıyaslandığında sahici bir parlamentarizme tekabül etmez.

Anayasa’nın başlangıç metninde şöyle yazar:

“... Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu...”

Bu, TBMM ile YÖK’ü, Bakanlar Kurulu ile TSK’yı veyahut da Anayasa Mahkemesi ya da Yargıtay’ı temelde eşitleyen bir ifadedir. Zira neticede hepsi anayasal kurumlardır.

Yine bu metne göre, “Devlet organları arasında üstünlük sıralaması yoktur... Medeni bir işbölümü” vardır. “TBMM ile YÖK, hükümet ile Askeri Yargıtay arasında fark yoktur”un anayasal ifadesi budur. Birinin yetkisi biraz fazla olabilir o kadar. Ama temel güç kaynağı millet iradesi değil anayasanın bu kurumlara verdiği roldür!

12 Eylül böyle bir devlet yapısı plânlamıştır. Geçen 30 yıl içinde siyasal hayata hâkim olan ve içinde “devlet” geçen bütün kavramlar; “devlet kararı”, “devlet aklı”, “devlet projesi” vs. bu medeni işbölümü talimatının bir sonucudur.

Anayasa, devletin seçilmişler ve atanmışlarla birlikte tabiri caizse “paşa paşa” yönetilmesini emretmektedir.

Bununla kalmayıp hem yazılı hem de sözlü bütün metinlerde fetiş haline getirilen “anayasal kurum”ların anayasadaki yetki ve pozisyonları güçlendirilmiştir. Kapalı devre seçim sistemleri başta olmak üzere, kanuna karşı neredeyse sorumsuzluklarından, kendi kendilerini yargılama yetkilerine kadar bir dizi benzersiz imtiyazla güçlü ve dokunulmaz kılınmışlardır. Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, YÖK, HSYK, Sayıştay ile ilgili hükümler yoruma ihtiyaç duyulmayacak kadar barizdir.

Anayasa Mahkemesi’nin son anayasa değişikliği paketinde “yetkisini aşarak” sadece yüksek yargıdaki seçim usulüne ilişkin “Seçimlerde her üye ancak bir aday için oy kullanır” hükmünü iptal etmesi tesadüf değildir.

Anayasal kurumlara ait bu anayasal imtiyazlar; yani, atanmışların sabit ve değişmez hakları siyasal pratikte CHP’nin de kullanımına açıktır. 12 Eylül Anayasası bir anlamda, CHP hiçbir seçimi kazanamazsa bile “halk partisi zihniyetinin” iktidarını garanti altına almaktadır. Nitekim, darbenin başkanı Kenan Evren anayasayı müdafaa için yaptığı çeşitli konuşmalarda bunu açıkça ifade etmiş ve hatta bugünleri görerek “Sağ iktidarlar çoğunluğu ele geçirip anayasayı bile değiştirebilirler” tahmininde bulunmuştur.

Daha öncesi de var; ama 30 yıldır CHP’nin katılmadığı hiçbir ciddi konuda iktidarlar marifetiyle karar alınamamıştır. Sürekli muhalefet olmasına rağmen CHP, özellikle siyasal, sosyal ve kültürel konular olmak üzere özelleştirmeler gibi ekonomik kararlarda da Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay ile genelde de yargı ile büyük bir uyum içinde her itirazında muvaffak olmuştur. Bununla birlikte yine TSK ve YÖK gibi kurumlarla her konuda fikir ve politika birliği içinde siyaset yürütmüştür.

30 yıldır yapılan seçimlerde sonuç ne çıkarsa çıksın -ki, tamamı CHP aleyhine çıkmıştır- bu parti hep “devlet iktidarı”nın aslan payını almıştır.

CHP’nin kendisine bu payı bahşeden 12 Eylül Anayasası’nda sahici bir değişikliğe evet demesi beklenemeyeceği gibi, böyle bir beklenti mantıklı da değildir. CHP biliyor ki, varlığının doğal bir parçası olan bürokratik seçkinlere ait imtiyazlar elden giderse, kendisi de güçsüzleşecektir.

Söyler misiniz, hangi kurum bu şartlarda referandumda “evet” diyebilir!

Star 12.08.2010

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi