|
12-26-2008, 04:27 | #1 |
Mustafa Kemal Atatürk ve Baş Örtülü Eşi Latife Hanım
İŞTE CUMHURİYETİN KURUCUSU MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜMÜZÜN EŞİ.LATİFE HANIM...03-04-1923.. CHP ve sayın baykal ve dahi tüm baş örtüsü karşıtları baksınlar,ve unutmasınlarki gazi mustafa kemal atatürkümüzün eşide baş örtülüydü..! merve kavakçı ve atatürkün eşi latife hanım
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-26-2008, 13:02 | #2 |
Günümüzün, aydın, çağdaş, kültürlü (!), başörtüsüne kin-nefret kusan; giyiniş itibariyle açık, hatta açıktanda öte; çıplak bayanları ! Tarihlerinden bihaber, dimağları bir örümceğin bile yerleşemeyeceği kadar küçükmüş adamları !
Kurtuluş savaşında vatanı uğruna, çocuğuna sardığı battaniyeyi alıp top ve mermilerin üzerine örten türbanlı, başörtülü, çarşaflı analardan daha mı fazladır sizin sevginiz? Gözbebekleri gibi baktıkları evlatlarını vatan uğruna şehit veren türbanlı, başörtülü, çarşaflı anaların göz yaşlarından daha mı kanlı sizin yaşınız? Öyle bir çağ ki, trajik.. Öyle bir uyku ki, letarji.. Din bir inanç sorunudur. Laiklik, inanç sahiplerine başkalarının karışmasını önler, baskıya son verir. Kişi ile Allah arasına başkalarının girmesine izin vermez. Dileyen dilediği gibi inancında ve ibadetinde serbesttir. Laiklik, diğer dinlere bağlı kişilerin inançlarına saygı gösterilmesini de gerektirir. Bütün bu sebepledir ki, laik devletin dini inanç ve ibadetlere karışmaması, onları engellememesi, engel olmaya çalışanları önlemesi gerekir. Nitekim Anayasamızın 24.maddesinde "Herkes, vicdan ve dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması MADDE 14. – Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir. Din ve vicdan hürriyeti MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14 üncü maddehükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. (...) Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Altını çizdiğim ve diğer kısımları dikkatli incelersek Anayasamızın Temel İlkelerinden olan "İnsan Haklarına Saygılı Devlet İlkesi" bazı aydınlar (!) tarafından adeta yok sayılmıştır ! Letarji hala devam ediyor, 'Laiklik' Atatürk'ün bizlere bıraktığından çok daha farklı bir boyuta çekiliyor. Hadi hayırlısı... Kadim Sevgiler... |
|
12-29-2008, 22:36 | #3 |
BAKINIZ ATATÜRK NE DİYOR..
(Ankara, 03/04/1923) "Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem hayata, hem fazilete uygundur." (137) "Eğer kadınlarımız Şeriat'ın tavsiye ve dinin emrettiği bir kıyafetle, faziletin icap ettiği tavr-u hareketle içimizde bulunur, milletin ilim, sanat içtimai hareketlerine iştirak ederse, bu hali, emin olun, milletin en muteassıbları dahi takdir eder... Bilakis, o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı belki onun müteşebbislerinden daha fazla müdafii olur.'' (138 ) M. Kemal Atatürk Ankara / 03.04.1923 |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
atatürk, baş örtüsü, din vijdan, laiklik, latife janım, mustafa kemal, özgürlük |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|