|
05-28-2008, 19:11 | #1 |
mutluluğu aramak...
Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. "Dile benden ne dilersen" der. Dilenci güler ve : "Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz." Diye yanıtlar. Kral alınır ve söyleşi koyulaşır.... Pek tabii her dediğini yerine getirebilirim. Sen söyle hele; ne istiyorsun?
"Söz vermeden önce iki kez düşünün kralım". Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında ögretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir. "Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracagim." İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır. Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz. Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp, "Şu çanağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz?" diye sorar. İmparator kahkaha atar ve vezirine çanağı altınla doldurmasını emreder. Çanak dolup taşmakta ve anında boşalmaktadır. Paralar buhar olup uçmaktadır sanki. İmparatorun onuru kırılır. Bir dilenci çanağını dolduramadığı kulaktan kulaga yayılır. Giderek pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır çanağa. Ne var ki çanağın dibi yoktur sanki. Yer yutar ama boş kalır. İmparator yenik düşmüştür. Dilenciye yakarir : "Tamam, sen kazandın. Dileğini yerine getiremedim ama ne olur bana çanağın neden yapılmış olduğunu itiraf et." Çok basit, diye yanıtlar dilenci. İnsan dimağından yapılmıştır. Yani insanın arzu ve İsteklerinden. Doymak bilmez oluşuda bundandır. Bu gerçeği bir kez kavrarsan yaşantın değişir. İstek nedir ki! İstek ulaşılana kadar, belli bir süre heyecen veren bir duygudur. Örnegin; bir araba istersin... bir yat... bir ev... bir eş... vs vs... Tek tek her birini elde ettiğinde, tümü anlamını yitirir. Neden? Çünkü beynin, aklın onları dışlar. Araba garajdadır ve artık istek uyandırmamaktadır. Heyecen, onu elde ettiginde sönüp gitmiştir. Eş yatağında, para cebindeyse, onlara erişmek için katlandığın yoğun istek yok oluverir. Gene boşluğa düşer, yeni bir istek yaratmak zorunda kalırsın.... İstek doyumsuzluk uyandırır ve giderek dilenci olursun. Bir istekten bir diğerine çırpınıp durursun. Amacına ulaşır ulaşmaz bir yenisini yaratırsın. İstegin bu yönünü kavradığında hayatının dönüm noktasındasın demektir. Sürekli yolculuk hali iyi sonuç vermez. Geri dön... Evine dön... Seni mutlu edecek öğeleri dışında değil, kendi içinde ara!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-28-2008, 19:20 | #2 |
mutluluğu aramak...
Hikaye için teşekkürlerimi sunuyorum
|
|
05-28-2008, 19:21 | #3 |
mutluluğu aramak...
yani insan oğlu hep daha fazlasını daha fazlasını daha fazlasını ister.. hiç bir zaman memnun olmaz.. daha fazla şeyler kazanıyım derken elindekinide yitirir...
güzel bir paylaşım+1 |
|
05-28-2008, 19:35 | #4 |
mutluluğu aramak...
İstekler sınırsızdır.Hikayede bunu güzel özetlemiş...
|
|
05-28-2008, 21:04 | #5 |
mutluluğu aramak...
Bu güzel paylaşım için teşekkür ederiz +1
|
|
05-28-2008, 21:09 | #6 |
mutluluğu aramak...
Arkadaşlar konuya ilginizden dolayı ben teşekkür ederim
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|