AK Gençliğin Buluşma Noktası
Kişisel Gelişim Kişisel gelişim, kariyer, çocuk eğitimi, başarı merdiveni.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-14-2008, 04:50   #1
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Mutsuzluğun Nedeni
Mutsuzluğun başımıza gelenlerden değil de başımıza gelenleri yorumlama şeklimizden kaynaklandığını biliyor muydunuz? Son 50 yılda, parlak düşünürler, bu önemli nokta üzerinde epey kafa yordular. Dr. Albert Ellis (Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi Kurucusu), Dr. Aaron Beck (Bilişsel Davranış Terapisi Kurucusu) ve takipçileri, bu gerçeği defalarca sorguladılar.

Son zamanlarda, mutsuzluğun kaynağının dış olaylar değil tutumlarımız olduğu gerçeği büyük ilgi görüyor. Aslında bu öğreti çok da yeni değil;
Epiktet (55-135) "İnsanları rahatsız eden, olaylar değil, bu olayları görme biçimleridir," demiştir.
Aynı şekilde, Marcus Aurelius (121-180) "Dış olaylar size acı veriyorsa, sizi rahatsız eden şey onlar değil, onlar hakkında verdiğiniz kendi hükmünüzdür. Bu hükmü şu anda ortadan kaldırmak da sizin elinizdedir," demiştir.

Marcus Aurelius bize ne anlatıyor?
Basitçe şunu: Mutsuzluğumuzun gerçek nedeni, bunun için başkalarını suçlama kararı almamızdır. Sorumluluktan kaçınmaya yönelik bu taktik, kişinin kendini baltalar; çünkü, kişiyi çıkmaza sokar. Başka bir deyişle, görünürde hiçbir çözüm olmadan bir köşeye sıkışıp kalırız. Ancak sorumluluğu üstlendikten sonra davranışımızın nedenlerini analiz etmeye başlayabilir ve durumu iyileştirmenin yollarını arayabiliriz.

Değişmeyen şikayetlerimizin nedeninin dünya değil, dünya hakkındaki görüşlerimiz olduğunu zaten biliyorsak, neden kendi mutluluğumuzdan çalmaya devam ediyoruz? Bunun bir nedeni, öğrendiklerimizi uygulayamamamızdır. Sıkıntıya saplanıp kalmamızın bir başka nedeni de alışkanlığın gücüdür. İyi haber şu ki kötü alışkanlıkları bırakabilir ve mutluluk yoluna dönebiliriz.

Çok net bir biçimde anlayıncaya kadar Epiktet'in ve Marcus Aurelius'un öğretileriyle cebelleşin. Kendinize "İnsanlar ve olaylar beni sinirlendirmiyor. Aksine, ben kendimi sinirlendirmeyi seçiyorum," deyin.

Hoşnutsuzluğunuzun suçunu başkalarına yükleme girişimlerinizin bilincinde olun. Yanınızda küçük bir defter taşıyın. Gün içinde, sinirlenmenizin nedenini boş yere koşullara ve insanlara yüklediğiniz birkaç vakayı not edin. Her gün en azından 3 örnek vaka kaydetmeye çalışın.

Gün içinde biraz zaman ayırarak notlarınızı gözden geçirin; sorumluluğu kendinize yüklemek, neden böyle davrandığınızı bulmaya çalışmak ve tercihlerinizi yeniden değerlendirmek suretiyle hatalı düşüncelerinizi düzeltin.

1. Örnek

"İşe gitmek üzere kalabalık bir otobüse bindiğimde, oturacak yer aradım. Bir adamın iki koltuğu birden işgal ettiği bir noktaya geldim. Bir koltukta kendisi, diğerinde ise çantası oturuyordu. Hemen yanında ayakta durmama rağmen çantasını koltuktan almadı. Beni çok sinirlendirdi."

İlk adım, cümleyi gerçeğe uygun kılmak için yeniden kurmaktır. "Beni sinirlendirdi" diye düşünmek yerine, ifadeyi "Kendi kendime sinirlendim" (ya da "Sinirlenmeyi tercih ettim") olarak değiştirin. Sorumluluğu kendi üzerinize aldığınıza göre, kızgınlığınızın nedenini bulmak için, düşüncelerinizi analiz ederek yolunuza devam edebilirsiniz.

Örneğin, "O adam düşünceli olmalıydı. İnsanların düşüncesiz olmaları beni sinirlendiriyor," diye düşünmüş olabilirsiniz. Ne var ki, dünya size sizin düşündüğünüz biçimde davranmadığında sinirlenmeyi tercih ederseniz, kendinizi sonsuz bir sıkıntıya mahkum edersiniz; çünkü her gün, olması gerektiğini düşündüğünüzün tam tersi bir yönde cereyan eden durumlarla karşılaşacaksınız.

Neden olayların nasıl olması gerektiği yerine, nasıl olabileceğine odaklanmıyorsunuz? Her şeyin bir nedenden ötürü meydana geldiğini bilerek işe başlayın. Yaşadığımız her huzursuzluk, daha güçlü ve mutlu olmak için bir fırsattır. Düşüncesiz otobüs yolcusuna dönecek olursak, nasıl hareket edebiliriz?

1. Yargısal olmamayı deneyebiliriz. Belki de otobüs yolcusunun kabalığının nedeni, okumakta olduğu kitaba dalması ve sizin varlığınızın farkında olmamasıydı.

2. Kabullenmeyi deneyebiliriz. Talep ve beklentileri bir yana bırakarak her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrendiğinizde, huzur bulursunuz.

3. Sabırlı olmayı deneyebiliriz. Belki de adam bir ya da iki durak sonra kalkacaktı.

4. Girişken olmayı deneyebiliriz. Sinirlenmeden, kibarca "Affedersiniz, oturmak istiyorum," diyebiliriz.

2. Örnek

"Laura partide görmemezlikten gelerek beni gerçekten incitti."

Öncelikle, "Laura beni görmemezlikten geldiğinde incinmeyi tercih ettim," diyerek sorumluluğu kendinize yükleyin. Daha sonra, duygularınızın nedenini bulmaya çalışın. Örneğin, kendinize "Neden böyle hissediyorum? Kendime güvenmiyor muyum? Biri bana dikkatini vermedikçe kendimi değersiz mi hissediyorum?" diye sorun. Son olarak, seçeneklerinizden bazıları nelerdir?

1. Özgüvenli ve girişken olmayı öğreten bir kursa katılabilir ya da Nathaniel Branden'ın "The Six Pillars of Self-Esteem" (Kendine Değer Vermenin 6 Temel Dayanağı) adlı son kitabını okuyabilirsiniz.

2. Laura'ya şüpheci bir şans tanıyarak fikirsel cömertlikte bulunabilirsiniz. Başka bir deyişle, kendinize "Öyle meşguldu ki muhtemelen içeri girdiğimi görmedi," diyebilirsiniz. Görmediğiniz birini görmemezlikten gelemezsiniz!

3. Onun sizi selamlamasını beklemektense, önce davranıp onu selamlayarak, bir yetişkin gibi davranmayı seçebilirsiniz.

4. Partide yeni insanlarla tanışmaya çalışarak cesaretli olmaya çalışabilirsiniz.

5. Partide yalnız ya da utangaç insanlarla tanışarak şefkatli olmaya çalışabilirsiniz.

Yukarıda yazılanlardan, hiç kimsenin bizi sinirlendirmediği açıklık kazanmış olmalı. Aksine, bu şekilde hissetmeyi biz seçeriz; ama mutluluğumuzdan vazgeçmek ya da daha güçlü ve mutlu olma fırsatlarını reddetmek ilgimizi çekmez. İşleri tersine çevirmek için tek yapmamız gereken, mutsuzluğumuzdan dolayı başkalarını nasıl suçladığımızın farkına varmak, düşüncelerimizi sorumluluk alacak biçimde yeniden ifade etmektir. Daha sonra, kendimizi neden bu şekilde hissettiğimizi ortaya çıkarmamız gerekir. Son olarak, önümüze sunulan pozitif seçeneklerden bir ya da daha fazlası üzerinde durarak daha iyiye doğru bir değişim göstermeliyiz. Bu yeni alışkanlığı benimsemek için biraz çalışmanız gerekebilir; ama sizce, mutluluğunuz için buna değmez mi?

 

ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi