PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 17 yaşındaki K.G., örgütte namaz kıldığı için dışlandığını belirterek, “Başımızdaki sorumlu bana ‘Sen buraya namaz kılıp tatil yapmaya mı, yoksa savaşmaya mı geldin’ diyerek tokatlayınca ben de kaçarak bir köye sığındım ve buradan Türkiye’ye teslim oldum” dedi.

Mahkeme sanığı etkin pişmanlıktan yararlandırıp ceza vermeden serbest bıraktı.

Kuzey Irak’taki PKK kamplarından 2 ay önce kaçarak yerel Kürt yönetimi Başkanı Mesut Barzani denetimindeki bir köye sığınan ve köylülerin yardımıyla ailesine ulaşıp Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde güvenlik güçlerine teslim olan PKK’lı K.G.’nin yargılanmasına Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmada hazır bulunan K.G., şunları anlattı:

“Isparta’da ağabeyim ile birlikte boya işi ile uğraşırken Batman’daki evimize geldim. Burada Ferhat adlı arkadaşım bana, ‘Dağa çıkalım, orada her istediğimizi yaparız. Ayrıca Türklerin okulu var, Kürtlerin yok. Dilimizi rahat konuşmak için dağa gidelim’ dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim. Sonra Hakkari’ye giderek buradan örgüte katıldım.

Örgüt mensupları bize ‘Pişmansanız, sizi evlerinize geri gönderelim’ dedi. Biz kabul etmedik. Kamp alanına ulaştığımızda 1 ay bekletildik. Sayımızın 30’u bulmasıyla silahlı eğitime alınacağımız söylendi. Ben de bu süre zarfında su taşıma ve benzeri işleri yapıyordum. Birgün namaz kılarken, örgüte yeni katılanlar bana farklı gözle baktılar. Bu sırada kamp sorumlusu beni gördü ve küfür ve hakaret etmeye başladı.

Beni sakin bir yere çekerek, ‘İnsanların aklını çeliyorsun. Sen buraya savaşmaya mı, yoksa namaz kılıp tatil yapmaya mı geldin’ diyerek beni tokatladı. Böbreğimde taş olduğu için o gece sancılandım. Bana ilaç ve iğne yapmalarını söyledim’ Kamp sorumlusu bu kez, ‘Sana namaz kıldırmadım diye yalan söylüyorsun’ diyerek beni tekrar tokatladı. Sonra Suriye tarafından 15 yeni katılım daha gelince üzerinde flama ve Abdullah Öcalan’ın resmi bulunan masanın etrafında yemin ettirip askeri eğitime aldılar.”


Su getirme bahanesiyle dere yatağına gittikten sonra hızla bölgeden uzaklaşıp Mesut Barzani denetimindeki bir köye geldiğini, buradaki köylülerden yardım istediğini belirten K.G. şöyle devam etti:

“Ailem ile irtibat kurduktan sonra KDP peşmergelerine teslim oldum. KDP, PKK’dan kaçanlar için açılan bir kampa beni kapattı ve sayımızın 5’i bulmasıyla Türkiye’ye teslim edilebileceğimizi söyledi. 4 kişi daha gelince bizi Habur Sınır Kapısı’na getirip Türk askerlerine teslim ettiler. Çok pişmanım, örgüt içinde 3 ay kaldım ve bütün gerçekleri gördüm. Örgüte katılmadan önce herşeyin serbest, özgür bir ortam olduğu, kamplarda bilgisayar olduğu, herşeyi araştırmanın serbestliğinden söz edildi. Yiyecek sıkıntısı çekip, bazen aç kalıyorduk. Beni dağa götüren arkadaşım Ferhat ise orada kaldı.”

Mahkeme, sanığın samimi itiraflarda bulunması, örgüt içinde silahlı eylemlere katılmamış olması ve kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim olması nedeniyle etkin pişmanlıktan yararlandırıp ceza vermeden serbest bıraktı.

komunist ve materyalist bir ceteden ne beklenirdi..
maneviyata saygi mi??