11-25-2010, 02:20 | #31 |
Fazla Ciddiye Almayın Bu Hayatı!Nasıl Olsa İçinden Canlı Çıkamayacaksınız..
|
|
11-25-2010, 02:24 | #32 |
YENİ dille Türkçenin… Baba ve evlâdın Mâzi ile hâlin.. Ticaretle ahlâkın.. Dudakla kalbin… Şehvetle aşkın… İlimle hakikatin… Profesörle talebenin.. Kültürle profesörün… Fikirle gazetenin … San’atla nizamın.. Şairle şuurun… Meclisle Anayasa Mahkemesinin… Hükûmetle Danıştayın… Toprakla köylünün… Makine ile milli dehânın… Sermayedarla işçinin… Servetle dağıtım ölçüsünün… Makamla liyakatin… Parti programiyle ideolacyanın.. Ve nihayet… Devet bünyesinde beyin merkeziyle yumruk manzumesinin… Aralarını efsane çapında açtılar ve bu hâle devrim dediler.
|
|
11-25-2010, 02:35 | #33 |
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar
Onu ‘İstanbul’ diye toprağa kondurmuşlar |
|
11-25-2010, 02:36 | #34 |
Dipsiz hasrete tuzak
En yakınken en uzak Tadı zehrinde erzak; …KADIN! |
|
11-28-2010, 05:21 | #35 |
Ölürken aynı ahenk, sala sesinden sızan:
Kulağıma doğduğum günde okunan ezan |
|
11-28-2010, 05:22 | #36 |
Seyyid Tâhâ'yı Ziyaret
Şemdinli dağlarının içtim nur çeşmesinden; Kurtuldum akreplerin ruhumu deşmesinden... |
|
11-28-2010, 05:22 | #37 |
Sabrın Sonu SeLâmet, Sabır Hayra Alâmet.. Belâ Sana Kahretsin; Sen Belâya Selâm Et !
|
|
11-30-2010, 03:26 | #38 |
Anlayabilseydiniz Ağlardınız , Ağlayabilseydiniz Anlardınız.."
|
|
11-30-2010, 03:28 | #39 |
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem, Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem. |
|
11-30-2010, 03:43 | #40 |
MANTIK KABUL EDER, RUH KUSAR! Bir yaz günü… Sofra kurulmuş, yemek yenilecek… Her şey hazır… Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek, masanın üzerindeki içi su dolu “viski şişesi”ni görünce sorar: “Bu ne?” Cevap verir, oğlu; “Baba; soğuk su için…. Buzdolabına ancak bu şişeleri koyabiliyoruz da!…” İtiraz eder üstad: “Olmaz!..” İzaha çalışır oğlu… “Baba inan ki çok iyi temizledik, bol sabun ve kaynar sularla yıkadık.” Üstad yine “olmaz” der ve şu ibretli sözler dökülür ağzından: ” O halde oğlum; yarın lazımlık satan bir dükkana gideceksin ve oradan el değmemiş bir lazımlık alacak, çorbanı da bu lazımlıkla içeceksin! İçebilir misin?… Elbette içebilirsin… Hiçbir mahzuru da yok… Amma velakin; mantığın kabul etse de, ruhun kusar bu çorbayı!” |
|
Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|