02-11-2012, 19:18 | #1 |
NECİP FAZIL'DAN ÇOK HARİKA NÜKTELİ SÖZLER
Milli Şahlanışın Ruhuna Tükürmek
Kendi yaşadığı dönemde de kız öğrencilerin başörtüsü takmaları yüzünden üniversitelere alınmaması üzerine, merhum Necip Fazıl Kısakürek'in bu haksızlığa: Bir kız öğrenciyi, başını örttüğü için tahsil hakkından mahrum etmek İstiklal Savaşı başlarında ve Maraş'ta düşmanlar tarafından başörtüsü çekilip düşürüldüğü için başlayan milli şahlanışın ruhuna tükürmektir" diye yazarak kalemini kılıç gibi kullandığını... Üstad Yenilgi ve mağlubiyeti kabul etmezdi. Bir gün bir tren istasyonunda onun sinirli sinirli gezdiğini gören bir hayranı (bazı rivayetlere göre onu sevmeyen biri) sorar: - Ne oldu Üstad, treni mi kaçırdınız? Üstad böyle bir ithamı kabul eder mi? Treni kaçırmak bir eksiklik, bir yenilgidir. - Kovdum gitti, der. Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış... Çıkıp herzamanki gibi Din ve ALLAH kavramı hakkında konuşmuş... Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Prefesör, Necip Fazıl'a 'Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz... Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir... bu ne demek oluyor? ' Necip Fazıl'ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur 'Benin geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar' Üstad’ın yurt dışında olduğu bir sırada, ardından atıp tutan birisini ona haber verirler. Üstad: “Ne yani der, ucuna sivrisinek kondu diye 35’lik topu ateşleyemem!” Bir gün büyük şair Necip Fazıl Kısakürek'e sahilde rastlayan bir hayranı; ''Üstad, senin bütün mücadelelerin güzel, hizmetlerin eşsiz ama şu ....... tarafın olmasa diye tenkit eder.. Bunun üzerine Necip Fazıl tebessüm ederek: ''şu boğaz'dan geçen lüks ve güzel gemiyi görüyor musun? Bak ne kadar lüks ve konforlu değil mi? İşte böylesine lüks geminin tuvaleti de vardır.'' der... Mahkemede hakim, Necip Fazıl'a: - Bak, der. Seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim, öyle değil mi? Necip Fazıl sorar: - Hakim Bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz? Üstad'a yapılan bir saygısızlık ve ağır karşılığı... Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir gün konferans verirken salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl salondakilere dönerek: "- Birisi kimliğini göndermiş, kiminse gelsin alsın" der. Bir edebiyat toplantısı sırasında Nazım sahnede şiir okur ve akabinde oturan topluluk içinde bulunan Üstad'ı sahneye davet eder. Üstad sahneye çıkar.Üstad'a şöyle bir teklifte bulunur; -Birtane ben kendi şiirimden okuyayım, bir tane de sen kendi şiirinden oku. Üstad kendi şiirini okumayı pek doğru bulmadığını söyler ve şöyle der; -Ben senin şiirinden bir tane okuyayım sen de benimkilerden bi tane oku Nazım bu teklifi kabul eder ve başlar Üstad'ın 'Ölünün Odası' şiirini okumaya. Şiir biter salonda bir alkış patlar. Sıra Üstad'a gelmiştir. Üstad da nazımın sonu 'in-çık, çık-in" şeklinde biten bi şiirini düz bir şekilde okur. Üstad şiiri bitirir. Salonda derin sessizlik. Üstad nükteyi patlatır, noktayı koyar; -Bak nazım! Benim gibi adam senin şiirini okuyor yine de bişey olmuyor. Bir konferansından sonra bazı gençler "Sakarya Türküsü"nün büyük şairi Necip Fazıl'ın etrafında toplanırlar. İçlerinden biri, "Anlattığınız fikir hayatı içinde sizi de görmek istiyoruz" deyince üstat şu cevabı verir: " Ben, özlenen İslam çiçeğinin sadece gübresiyim." Bir gün Osman Yüksel Serdengeçti, Hüseyin Üzmez ve Necip Fazıl hapiste aynı koğuşta yatıyorlar..... Sohbet sırasında Necip Fazıl Der ki: -Bana müsaade edin bi küçük abdest bozayım. Osman Yüksel Nükteyi patlatır: -Estağfirullah Üstad demiş.Senden küçük bir şey sadır olmaz!!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|