AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-15-2008, 21:21   #1
Kullanıcı Adı
cCc-kozenir-cCc
Standart Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?
Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?

Son dönemlerde “Türban” üzerinden başörtüsüne ve daha doğrusunu ifade etmek gerekirse aslında İslam’a gizli bir hücum,inanalar üzerinde sinsice psikolojik bir mücadele verilmektedir.Başını örtmekten başka gayesi olmayan inançlı kızlarımız ve kadınlarımızı siyasi simge takıyorsun,sen aslında anneannelerimiz gibi örtseydin sana bir şey demezdik aymazlığı yaklaşımıyla inanan ve inandığı gibi yaşamak isteyen Müslüman Türk kadınına psikolojik ve manevi bir baskı tezgahlanmaktadır.
Şaşırmaya hazır olun!
“Efendim, anneannelerimizin, annelerimizin başındaki örtü hiçbirimizi rahatsız etmedi bu güne kadar. Çünkü onların başındaki, her türlü siyasetten uzak, tertemiz inançlarıyla örttükleri geleneksel örtüydü. Nur yüzlü ninelerimiz ruhumuzu da aydınlatırdı. Başımız açık olduğu için bizi yargılamaz, düşmanca bakmazlardı. Aramızda herhangi bir ayrılıkta olmazdı. Siyasi bir simge özelliği taşımıyordu. Onun için lütfen türbanla başörtüsünü ayrı tutalım birbirinden. Ne zaman ki, Suudi Arabistan ve İran modelini ülkemize uygulamaya başladılar böyle bir sorun da başladı, başlatıldı. Kadınlarımız, kızlarımız bir anda hidayete erdiler. Bütün sorunlar bitmiş gibi, türbanın peşine düştüler. Başbakanımız önceleri hep ‘dinsel’ dediği türbanın, ‘siyasi’ simge olduğunu kabul etmiş görünüyor. Ve ‘siyasi’ simgelere yasak getirilemeyeceğini vurguluyor.”
Evet,yanlış okumadınız,bunları dile getiriyorlar maalesef!
Müslümanları Başörtüsü-“Türban”kıskacına almak istiyorlar.
Amaç ne açılmaya teşvik!
Neden?
Malum!
Bu zihniyet üniversitelere giriş kapısında kurulan “İkna odaları” zihniyetidir.
Bu zihniyet İslam’ı gericilik sayan bir zihniyettir.
Koftur,azdır ama sesi çok çıkar.
Basının ve medyanın her köşe başında vardır çünkü!
Bu aralar başörtüsünü açanlara sarıldılar.
Bu yazımızda da bizde onları kısaca tanıştıralım sizleri müsaade ederseniz!.
Buyrun!
İsim vermeden tanıştırmak sanırım daha adil ve etik olacaktır.Yorumları sizler yapacaksınız,kızmadan seviyeli ve medeni biçimde!
Birinci bayanımız,diyor ki:
”Her ne ise ve ne işse doğru, düzgün ve tam yapmalısınız. Hele konu, dini vecibelerse ve inandığınızı iddia ediyorsanız çok daha önemli... Bende de ilk yıllarda geçerliydi bu dedikleriniz. Ama bunu sürekli yapmak çok zor... 'Nefis Meselesi’ni öne sürerek 'ben bu konuda dört dörtlüğüm' diyene de asla inanmam. Yalandır. O zaman zaten hepimizin peygamber olması gerekiyor!
Asla hiçbir şey benim düşlediğim ve düşündüğüm gibi değildi. Okuduklarım, yaşamlarına tanık olduklarım, içlerinde bulunduğum durumlar… Ve bütün bu yaşanmışlar ışığında tecrübelendikten sonra sorgulamalarım daha da fazlalaştı. Açıkça söylemek gerekirse sancılı bir süreç yaşadım ve başımı açmam benim kişisel devrimimdi diyebilirim.
Fetva alma yolunu da kendimi rahatlatma adına denedim. Doğrusunu söylemek gerekirse, içsel muhasebeye gittiğim dönemdi. Hani içimi rahatlatmak adına fetva aldım, açmam doğrultusunda. Bunların isimlerini veremem ama şunu diyebilirim; İslami kesimde bugün odak isimlerdi.
Bir ayetin -sanırım ilk ayetlerden birinin- tam meali şudur: “Din güzel ahlaktır” diyor. Yani her şey güzel ahlak üzerine kuruludur diye düşünüyorum. Ve insanların inançları Yaradan’la kendileri arasında olmalıdır. Yani hâlâ samimiyetle inanıp, tam uyan ve sadece Kuran'da yazana riayet edip riya katmadan, nefsini arındırmış olarak yüksek mertebede olan varsa büyük saygı duyarım...”

İkinci bayanımız da demiş ki:
” Annem-babam hacı. Aile ortamından etkilendim… Bir gün anneme ‘artık kapanıyorum’ dedim. Aniden olduğu için şaşırdılar ve çok sevindiler. Kapalı olduğum için birçok yere alınmadım. Açılmamla birlikte her şey farklılaştı. Psikologum da bir hobi edinmemi söylüyordu. Eskiden beri içimde gizli bir dans merakı vardı. Ama çevrem dolayısıyla yapamazdım. Buna da cesaret ettim ve salsa kursuna yazıldım. Şu an bu dansa âşığım diyebilirim. Hobi olarak da kalmasını düşünmüyorum kesinlikle. Profesyonel yapmak istiyorum. Ruhuma hitap ediyor. Benim amacım bir şeyleri atlatmak için yeni bir yaşam tarzıydı. Bunu girdiğim yeni işle ve dans kursu ile başardım...”

Üçüncü ve son olarak isim vermekte bir beis olmasa gerek sanırım,Eski istanbul belediye Başkanı Ali Mürfit Gürtuna'nın eşi Reyhan Gürtuna!
Demiş ki Gürtuna:

“Bağlama nasıl bir şey biliyor musunuz, bir yere mensubiyetiniz vardır, hemen otomatik olarak onların şekillerine girersiniz. Ben hayatta onlardan olmadım. Estetik kaygılarım da vardı, modern giyinmeye çalıştım. Kocaman pardösülerle, uzun büyük eşarplarla hiç dolaşmadım.”

“Başörtüsü, giysiyi bambaşka bir şeye dönüştürür. O kadar bıçak sırtı bir şey ki örtünme. Örtünmenin getirdiği bir tarz var. Ama hem modern olmak istiyor hem de başörtüsü bana uyum sağlasın diyorsanız, çok zor. Modacı bir arkadaşım vardı, örtülü tek müşterisi bendim. Bazen bir kıyafetle gelirdi, "Çok yakışacak Reyhan bu sana..." derdi. Giyerdim gerçekten de harika olurdu, ama başörtüsü taktığım anda bütün havası değişiverirdi. Yıllar içinde kendimce yöntemler buldum. Başörtüsünü bir aksesuar olarak tanımladım. Ve sadeliğe gittim, tek renk giydim.”

“Son 5-10 yıldır. Çünkü sürekli okuyorum. Ben 20 yaşında evlendim, peş peşe üç çocuk doğurdum, onları yetiştirdim. Kendimi düşünecek vaktim olmadı. Hayat da bu arada geçti, gitti. Şimdi 47’yim ve bir sürü şeyin farkındayım. O yüzden de artık örtünmemeye karar verdim. Ama hálá fevkalade inançlı biriyim...”

“Herkesin olgunlaşmaya başladığı bir yaş var. Ben kadınların 35’ten sonra olgunlaştığını düşünüyorum, 40’a doğru, en azından bana öyle oldu. Çok okumaya başladım. Zaten sade bir yaşam sürerim, pek sosyal değilim, kendimi tamamen kitaplara verdim. Bu tabii içsel yolculuğumun çok zenginleşmesine sebep oldu. Bir tür uyanış. Tabii bir günde bu noktaya gelmedim, yıllar aldı, 10 küsur yıl...”

“Türkiye’de de, yurt dışında da kamusal alana uyum sağlayacak bir görünüm içinde olmak istedim. Bu da suç değil herhalde”

“Zihnen ve ruhen işi bitirmiştim. Ben gerçekten hazırdım. Önce yurtdışında başımı üç gün açtım. Neden yaptım bunu? Tamam zihnim karar verdi ama bedenimin bir alışkanlığı var. 30 yıl buna alışmış olan bedenim ne cevap verecek, ne kadar uyum sağlayacak, ölçmek istedim. Bu, içimde hissettiklerim. Dışarıdan insanların algısına gelince, sanırım şapka takınca onların gözünde modern bir kadına dönüşmüştüm. Bir başka deyişle, örtü takan kadın imajından zaten çıkmıştım. Bunları tabii sonradan fark ettim. Şapkadan sonra açınca, sırıtmadı. “

“Öyle bir noktaya geldim ki, belki de bu kadar okuduğum, kendimi geliştirdiğim için, düşünmeye çok fırsatım olduğu için, büyüdüğüm için... İnsanlığın ortak paydalarını buldum... İnanç olarak, günlük yaşantı olarak, değerler olarak... Tüm bunlar beni bu noktaya getirdi. Örtünme olayının beni bir sınıfın içine otomatik olarak soktuğunu fark ettim. Ve o sınıfın içinde; nereye gidersem gideyim, ağzımdan dünyanın en doğru lafları da çıksa da sürekli önyargıyla yaklaşıldığını fark ettim.”

“Benim dindarlığım değişmedi. Hálá 5 vakit namaz kılıyorum. İnsani değerlerim aynı. Öyle bir şey ki başörtüsü, kimse sizi görmüyor, sadece o bez parçasına bakıyor. Ben de bundan kurtulmak istedim!. Ne sihirli bir bez parçasıymış diyorum. Herkes bundan besleniyor. Dost da düşman da. Herkesin rant konusu. İşte bu örtü, yıllarca benim de kafamdaydı. Ben onu çıkararak, kafamı kurtardım. Çünkü tenis maçı gibiydi. Biri oradan vuruyor, biri buradan. Başımızı nereye çevireceğimizi bilemiyoruz. Bir de sosyal hayatta sıkıntılarını yaşıyoruz. Şimdi dünya varmış diyorum.”

Not:Burada başörtüsüne bez parçası denmesi ve kurtuldum demesi sanırım nasıl bir ruh haliyle başörtüsüne baktığının bir ipucu olmaktadır.

‘’Mümin kadınlara söyle gözlerini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, zıynetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesna. Başörtülerini yakalarının üstünü (kapayacak surette) korusunlar’’(Nur suresi, ayet 31)

‘‘Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir libas birde giyip süsleneceğiz bir libas indirdik. Takva libası ise o daha hayırlıdır’’(El-arad suresi ayet26)

 

cCc-kozenir-cCc isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-15-2008, 22:08   #2
Kullanıcı Adı
Berika
Standart Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?
kimin ne yaptığı biiz ilgilendirmez.demek ki isteyerek,inanarak örtmemiş ki çıkartmış.İnşalllah hakkıyla örtmek nasip olur.Ama bunu tartışmak bize düşmez diye düşünüyorum...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi