Neden mi güçlü Türkiye! 30.12.2013

Gezi´den bu yana hem ülkeyi, hem de Başbakan Erdoğan´ı itibarsızlaştırmak isteyenlerin timsah gözyaşlarına aldanmayın.



17 Aralık´a uyandığımız sabahın gecesinde gözlerim dolu dolu çaresizliğimizi kaleme almıştım. Dünyanın bir köşesinde hiçbir suçu olmayan Müslüman cemaat önderinin asılmasını engelleyemediğimizi ve nedenlerini yazmıştım. Hamiyet-i İslamiyem feveran etmişti bir kez daha. İsyanım çaresizliğe değildi çünkü aslında çaresiz değildik. Çare varken çaresizce kafalarını kuma gömenlere isyan etmiştim. Engel olamamıştık arkadaş masaya yumruğumuzu vuramamıştık. Dur diyememiştik hukuksuz idama!... Molla´nın arkasında sessizce dua edebilmiştik.

Büyük Türkiye olsaydık buna izin verir miydik diye haykırdım içimden. Elbet vermezdik. Kardeşimize sahip çıkabilirdik. O gece uzun uzun Türkiye güçlü olmazsa Müslüman coğrafyasında kardeşlerimizin hakkını arayacak kim vardı ki diye düşündüm. Dünyanın her köşesinde zulüm gören kardeşlerimin yerine geçtim onların baktığı yerden ülkeme baktım.
Onların umuduydu, geleceğiydi, kardeşiydi, canıydı, kurtarıcısydı benim güzel ülkem. Ve ülkem ne kadar güçlenirse, ne kadar gelişirse o kadar çare olabilirdi kardeşlerine. Masumlara tarifsiz acılar yaşatanların umrunda değildi ki her gün Myanmar´da, Suriye´de, Mısır´da, Doğu Türkistan´da, Bangladeş´te, Kerkük´te, Keşmir´de, Filistin´de, Pakistan´da, Afganistan´daki zulümler. Ama bizim umrumuzdaydı. Biz kardeşine ensar olmayı bilen ecdadın torunlarıydık. Biz acılara karşı kafamızı kuma gömemezdik. Öyle bir lüksü yoktu vicdanlarımızın, olmasında asla.

Ben o günün sabahına bu düşüncelerle uyandığımda ülkemin ortasına üç başlı bomba düşmüştü bile. Aynı gün içinde gerçekleşen üç farklı operasyon. Gerçekleşen operasyonlardan ilki Halk bankası´yla ilgili olan. İkinci operasyon Fatih Belediyesi ve Anıtlar Yüksek Kurulu´na yönelik, üçüncüsü ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danışmanı Sadık Soylu, Bakan Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, işadamı Ali Ağaoğlu, Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı, Yorum İnşaat’ın sahibi Osman Ağca gibi isimlerin de gözaltına alındığı aslında TOKİ’ye yönelik operasyon.

Üç ayrı soruşturmanın da aynı gün, aynı saatlerde olması kafamda ciddi sorulara sebep olmuştu. Anlamaya çalışıyordum. Niye üç operasyon için aynı anda düğmeye basılmıştı. Bu aynı zamanda bir algı operasyonu muydu diye düşünmeden edemiyordum. Üstüne bir tweet okudum. Okuduğum tweet ortada bir algı mühendisliği olduğunu teyit eden cinstendi. Tuncay Opçin: ‘ Bu soruşturmada algı, adli sonuçtan önemli. Başbakan Erdoğan’ın unuttuğu nokta bu. Kimse mahkemenin sonucunu hatırlamaz.” diye yazmıştı. Bir dakika dedim nasıl adli sonuç algı´dan önemli olabilirdi. Biz bu tip algı yönetimlerini 28 Şubat´ta çok görmüştük. Atılan manşetlerle algıyı yönetenlerin masumları suçlu, suçluları masum gösterdiği günler yakın tarihimizin kara lekesi olarak hali hazırda yerini koruyor..

Türkiye´nin en büyük yolsuzluk operasyonu yaygarası altında Gezi´yi aratmayan dezenformasyonlar çoktan sahneye çıkmıştı bile. Hep bir ağızdan hükümeti ve Şunu herkes bilsin ki asla ve asla yolsuzluğa arka çıkmam. Buna ne ahlakım, ne de inancım izin vermez. Yetim hakkı yiyenlerin Allah burunlarından fitil fitil elbet getirsin. Ve hukuk karşısında da hak ettikleri cezaları mutlaka alsınlar. Bu ilk dalganın ardından operasyonların ikinci dalgasıyla ülkenin kalkınmasına karşı yapılması planlanan hamle son an da engellendi. Otuza yakın iş adamının alınmasınında içinde olduğu operasyonda 3. Havalimanı, 3. Köprü, Kanal İstanbul projelerine yönelik bir darbe olduğu çıktı ortaya.
Ama ülkemin ortasına atılan bombanın toz bulutu yere indikçe gördüklerimiz derdin sadece yolsuzluk olmadığı yönündeydi. Dert ülkeyi 80´lere 90´lara döndürmekmiş meğer. Ülke bu operasyonlar neticesinde 100 milyar $ kaybetti. Dolar 2.17´yi gördü. Euro 3 liranın üstüne çıktı. Borsanın hali ortada. Faiz çift haneli sayılara yükseldi. İstedikleri oldu Halkbank´a gelecek Irak petrol paralarının ABD bankasında toplanması kararı alındı. Tüm bunları birleştirince operasyonlar için düğmeye basanların derdinin ne yolsuzluk, ne de dürüstlük olmadığını anladım. Tek dertleri vardı sonunda bu ülkenin batacağını da bilseler Başbakan Erdoğan´ı devirmekti. Bu hedefe ulaşmak için her yolu makul gören kamikazelerin yapabileceklerininde sınırı yoktu maalesef.

Asıl bomba ise Başbakan Erdoğan´ı El- Kaide´yle bağlantılı gösterip AB/ABD´ye jurnalleyenlerin kirli ittifakıydı. Bir yandan da hükümeti İran´cı olmakla da suçlamaya devam ediyorlardı. Öte yandan da çılgınca hükümeti ve Başbakan´ı istifaya çağırıyorlardı. Bu nasıl bir aymazlıktı. Vücutta bir parmak kangren olduğunda kafayı kesmeyi akıl alameti görmek nasıl bir izansızlıktı anlamak mümkün değil. Türkiye son yıllarda hem güçlenen ekonomisi, hem çözüm sürecindeki kararlılığı, istikrarıyla Ortadoğu´nun umudu ve Batı içinde tehlikeli bir aktör konumundaydı. Ortadoğu´nun üç stratejik ülkesinden biri olan Türkiye´nin içinde çıkacak her kriz, ker kaos Ortadoğu´da kirli oyun kurucularının ekmeğine yağ sürmekti. Kapı komşumuz Suriye´nin hali içler acısı. Esed bile son 2 haftadır ülkenin karışıklığından faydalanıp 500´ün üzerinde masumu katletti. Keza Mısır´ın hali ortada. Bu kirli ittifakın son tahlilde istediği ülkeyi Mısır´a çevirmek. El- Kaide bağlantısı ile oluşturulmaya çalışılan algı yönetiminin nihai hedefi budur.

Vatanını, milletini seven her vatandaşın yapılan operasyonların ülkenin geleceğine yönelik olduğu gerçeğini mutlaka görecektir. Gezi´den bu yana hem ülkeyi, hem de Başbakan Erdoğan´ı itibarsızlaştırmak isteyenlerin timsah gözyaşlarına aldanmayın. Ülkenin güçsüzleşmesinden zevk alacak kadar hastalıklı ruhlara sahipler, ama Türkiye güçlü olmak zorunda. Türkiye bir yandan 2023 hedeflerine ulaşmak, diğer yandan da Ortadoğu´nun acılarını dindirmek, ümmeti tekrar birleştirip, kucaklaması için mutlaka dimdik, güçlü durması gerekiyor. Güçlü Türkiye´nin de Başbakan Erdoğan´a çok ihtiyacı var. Erdoğan´sız Türkiye planları yapanlar yol yakınken bu sevdadan vazgeçmeliler. Bu kirli plana önce Allah sonra Başbakan Erdoğan´ı seven milyonlar izin vermez bilesiniz!...
Seda Ayşe CAYMAZ / Rotahaber