AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-02-2014, 00:41   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Nihal Bengisu Karaca - Mavi Marmara Kazandı
Nihal Bengisu Karaca



Mavi Marmara kazandı


Bugün 31 Mayıs. Kimileri için Gezi olaylarının yıldönümü olabilir, benim de aralarında bulunduğum birçok kişi için ise bugün İsrail’in bir yardım gemisine saldırarak gerçekte ne olduğunu bütün dünyaya gösterdiği, acılarla dolu bir günün yıldönümüdür.

Bu yıl, bugün, 31 Mayıs 2014 yani, Mavi Marmara haklılığının sadece vicdanlarda değil, mahkemelerde de tanındığına dair önemli bir kararla geldi üstelik. Dolayısıyla kutlanacak. Bugün saat 17.00’de Sultanahmet Meydanı’nda buluşanlar Sarayburnu’na Mavi Marmara’nın kalktığı limana yürüyecek.

Duymuşsunuzdur, Mavi Marmara davasında temenni edilen ama çok da umulmayan sürpriz bir gelişme oldu. 2010 yılının 31 Mayıs günü Gazze’ye yardım götürmek üzere yola çıkan filonun Mavi Marmara isimli gemisine saldırarak 9 kişinin ölümüne neden olan operasyonun görüldüğü davada mahkeme, 4 İsrailli komutan hakkında yakalama kararı verdi. Bu arada baskın sırasında saldırıya uğrayan ve komaya giren Uğur Süleyman Söylemez de yakın zamanlarda Hakk’ın rahmetine kavuştuğu için Mavi Marmara şehidlerinin sayısı artık 10.

Şimdi biraz geriye gidelim.

Son bir buçuk yıldır Türkiye’nin başı dertten kurtulmuyor. Hükümet ya da hükümetle uyumlu çalışan devlet kurumları ulusal/uluslararası ölçeklerde operasyonlara mâruz kalıyor ya da “sivil toplum”(!) ve yargı arasında kurulan koalisyonlar, hareketlendirilmiş sokakları da yanlarına alarak Erdoğan’ın şahsını hedef alıyormuş gibi görünen bir harekâtı ustaca yönlendiriyorlar. Amaç Türkiye’nin kazandığı mesafeyi geri almak. Türkiye’nin böyle bir kampanyaya mâruz kalmasının nedenleri arasında üç faktör sayılıyor: 1) Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulması, 2) ABD’nin Esad’dan kurtulma amacından vazgeçmesi ve Türkiye’den de aynısını istemesi ama Türkiye’nin böyle bir lüksünün bulunmaması, 3) Kürt meselesinin çözümüyle alınacak mesafenin Türkiye’yi önemli bir aktör hâline getirmiş olması ve rakiplerin bunu talep etmemesi.

İlk maddeye dikkat. Nitekim, Mavi Marmara davasından söz konusu karar çıkmadan önce, Doğu Akdeniz’deki gaz ve dağıtımı meselesi üzerinden ısıtılan bir yumuşama olasılığı konuşuluyordu kulislerde. Türkiye-İsrail ilişkileri düzelebilir mi, Mavi Marmara ile ilgili şartlarımızın kabulü koşuluyla ilişkiler en azından kontrollü gerilim seviyesine çekilebilir mi sorusuna verilebilecek mâkûl cevaba dair arayışları içeriyordu konuşmalar. AK Parti içinde ya da hükümeti destekleyenler arasında bulunanların bu arayışa olumlu baktığı da sır değildi.

4 komutana ilişkin yakalama kararının çıkması, böyle bir iklimin içine doğduğundan kimileri ışık hızıyla mahkeme kararını “paralel yargı”ya bağladı. Tez de şu: “Başından beri Türkiye’yi İsrail rotasına sokmaya çalışan paralel yapı, gelinen noktada iyice sıfırı tükettiği için artık Türkiye’nin istikrarsızlaşma ihtimaline yatırım yapıyor ve İsrail ile ilişkilerin düzelmesini istemiyor, bu yüzden paralel yargıdaki elemanları eliyle Mavi Marmara davasından İsrail’i kızdıracak bir karar çıkıyor.”

Türkiye, bir süredir teorisini mumla aradığımız komploların bizzat gerçeğine, en açık görünümüne mâruz kalıyor, doğru. Ama kimse kusura bakmasın, kimi köşe yazarlarının da aklını çelmiş olan bu tez bir komplo teorisinden ibaret.

İHH, Mavi Marmara’da hayatını kaybedenlerin hesabını sormaya söz verdi, tüm varlığıyla bu işe odaklandı ve istediğini aldı. Durum bu.

Bir ülkede yaşayanların tamamından ve o ülkenin geleceğinden sorumlu olan devlet, bu mahkeme kararından tezahür eden sonuçları yönetir ya da yönetmez; bu, devlete hükümet eden partinin, hükümetin işi. Hükümeti sınırlandıran, elini güçlendirecek ya da zorlayacak koşullar üzerinden bir sivil toplum kuruluşunun çabasına saygısızlık etmek yanlış.

Verilen her mahkeme kararına “paralel yargı kararı” yaftası basmak ayrı bir yanlış.

Ne kadar farkındayız acaba?

İsrailli yetkililer işledikleri suçlar gereği sadece İsrail yargı makamlarının karşısına çıktılar bugüne kadar ve genellikle de beraat ettiler. Başka bir ülke vatandaşlarına karşı işledikleri suç nedeniyle başka bir ülke mahkemesinde “ilk kez” yargılandılar. O da Mavi Marmara davasıdır. Ve “ilk kez” tutuklama kararı gibi bir yargı kararına mâruz kaldılar.

Bunun bir “milat” olduğunu görebiliyor musunuz?

Kaynak

Habertürk 31.05.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-03-2014, 00:01   #2
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Beraat ettirenler, davayı örtenleri bırakıpta ilk defa yargılandılar demek suretiyle Mavi Marmara kazandıya bağlamak kabul edilemez !!!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi