![]() |
#1 |
![]() Rahip Santaro, Hrant Dink, Malatya’da işlenen misyoner cinayeti ve benzeri olayların arkasında hep ocaklardan geçmiş kişilerin çıkması, bu konuda bir özeleştiriyi zorunlu kılarken, milliyetçi söylemleri ile ön plana çıkan liderlere, “Kullandığınız üsluba dikkat edin” uyarısı yapılıyor.
Hrant Dink davasının geçtiğimiz günlerde görülen duruşmasında yaşanan şok gelişme, ülkücü-milliyetçi kesimde büyük bir rahatsızlığa neden olurken, Dink Cinayeti sanıklarından Yasin Hayal’in BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve Alperen Ocakları’na selam göndermesi sorunun daha büyük boyutlara ulaşmasına neden oldu. Bir dönem BBP’de siyaset yapan habervaktim yazarı İrfan Sönmez, bazı malum basın kuruluşlarının tepe tepe kullanacağı böyle bir malzemenin verilmiş olması ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Yasin Hayaller ve ocaklar Yazıcıoğlu’nun Dink cinayetiyle bir alakasının bulunduğuna ihtimal bile vermediğini belirten Sönmez, “birkaç maceraperestin kimliği belirsiz odakların dolduruşuna gelmesi” olarak nitelendirdiği bu hareketin çok isabetli bir analiz olmadığını kaydederek, “Ancak, böyle bir tespit, yeni Yasin Hayal’lerin ortaya çıkmasını engellemeye yetmiyor. Son birkaç yıldır meydana gelen sansasyonel eylemlerin arkasında hep ocaklardan geçmiş kişilerin çıkması yeni bir durum değerlendirmesi yapmayı gerekli kılıyor” değerlendirmesinde bulundu. Failler neden aynı adreslerden çıkıyor? Sönmez, “Niçin, bu tür eylemlerin failleri hep benzer adreslerden çıkıyor? Hangi psikoloji, hangi gelenek, hangi kültür bu zeminini hazırlıyor? Milliyetçilik niçin, milli bir terbiye, milli bir duruş olmaktan çıkıp, kolaylıkla vatan kurtarıcılığına, statükonun jandarmalığına dönüşüyor?” sorularına da şu cevabı verdi: Ocaklar böyle bir kültür mü mayalıyor? “Yasin Hayal’e kızmadan önce, bunların tartışılması, irdelenmesi ve bu soruların cevabının bulunması gerekiyor. Benim adım şu, ben bu oyunları bozarım mantığı hiçbir problemi çözmeye yetmez. Nitekim, yetmediği de görülüyor. Bu oyunları bozmanın yolu, milliyetçiliği, kavgacılığın, asayiş memurluğunun, vatan kurtarıcılığın, mafyacılığın fideliği olmaktan kurtarmaktan geçer. Ocaklar(Ülkü veya Alperen) böyle bir kültür mayalıyor demiyorum. Niçin bu tip insanlar istisnai de olsa milliyetçi düşüncenin ucundan, kenarından geçmiş insanlar arasından çıkıyor, diyorum.” Milliyetçi liderlerin söz ve demeçlerine dikkat “Bunun sebebi nedir?” sorumuza da Sönmez, atılan sloganlara, milliyetçi liderlerin söz ve eylemlerine dikkat çekerek şu karşılığı verdi: “Kanaatimce bunun en önemli sebebi, Türkiye’de milliyetçiliğin devletçi bir savunma ideolojisi olarak ortaya çıkması ve Milliyetçi liderlerin durup dinlenmeden ülkeyi hedef alan tehdit ve tehlikelere dikkat çekmesidir. Sabah, akşam, ‘vatan tehlikede’, ‘Türkiye bölünüyor’ derseniz, birileri de ülkeyi böldürmemeyi kendine görev edinir, teyakkuza geçer, düşman aramaya başlar. Sonunda kendisine de, ailesine de, ülkesine de zarar verir. Milliyetçi liderlerin söz ve demeçlerine bakınız, birinci önceliğin her zaman güvenlik olduğunu göreceksiniz. Liderlerin bölünme endişesi ve buna bağlı güvenlik vurgusu tabanın da davranışlarını belirleyen en önemli etken olmuştur.” Türkiye’de milliyetçilik neyle ilgileniyor? Sönmez, “İşte bütün mesele; Liderlerin ülke savunması üzerine kurdukları siyaset dili, gençlerin zihinsel kurgularının da bu yönde oluşmasına vesile oluyor ve ortaya suç işlemeyi milliyetçilik sanan tipler çıkıyor” dedi ve ekledi: “Yeni cinayet ve yeni Hayal’ler görmek istemiyorsak, önce bu siyaset biçimi ve milliyetçilik anlayışını değiştirmek zorundayız. Milliyetçiliğin ilgisini ülke savunmasından, ülke kalkınmasına çekmedikçe, milliyetçiliği bir savunma ideolojisinden, bir refah ve kalkınma ideolojisine çevirmedikçe, bu tip sıkıntılardan kurtulamaz, medyanın boy hedefi olmaya devam ederiz.” Engin Kaşdaş-habervaktim.com
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|