![]() |
#1 |
![]() Türkiye'nin şartları yerine getirdiği takdirde bölgesel güç olmaması için hiçbir sebep yok.
Bunu biz söylüyoruz, Türkiye'yi yakından takip eden yabancılar da söylüyor. Burada uzun uzun son bir ay içinde Türkiye'ye gelip giden devlet başkanlarını, Türkiye'nin başını çektiği uluslar arası organizasyonları ya da yine Ankara'nın öncülüğünde başlatılan "Demir İpekyolu" gibi projeleri tek tek sayacak değilim. Sadece bir-iki örnek vermek istiyorum. Bunlardan biri önceki gün yaşandı. Bir gazeteci, Türkiye- AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendjik'e şu soruyu yöneltti: " N e d e n PKK'yı terör örgütü olarak tanımakta bu kadar geç kaldınız?" Lagendjik, "10 yıl önce Türkiye ile daha az bilgi sahibi olduklarını, ama son yıllarda Londra ve Madrid'de meydana gelen terör saldırılarından sonra terörle ilgili algılarının değiştiğini" söyledi. Joost Lagendijk, daha sonra şehit ailelerini ziyaret etti ve orada şu önemli itirafı yaptı: "AB'nin terörizme karşı yaklaşımı değişti. 10 yıl önce daha az bilgi sahibiydik ve saçmalıyorduk" "Saçmalıyorduk" kelimesine dikkat. Aslında değişen AB'nin terörle ilgisi değil elbette. Değişen, Türkiye'nin uluslar arası arenadaki ağırlığı. Bu ağırlık arttıkça, Türkiye'nin tezleri daha çok makes buluyor Avrupa başkentlerinde. Geçtiğimiz günlerde İsrail Cumhurbaşkanı Ankara'ya geldi biliyorsunuz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, diplomatik nezaketi çiğnemeden, İran'ın nükleer enerji çalışmalarıyla ilgili İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'ten çok farklı düşündüğünü açık bir dille aktardı. Eğilip, bükülmedi. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Dün İngiliz Adalet Bakanı Jack Straw, suçluların iadesi konusunda İngiltere'nin çok yavaş davrandığını söyleyen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in yanında "haklısınız" demekle yetindi. Bütün bunlar, diplomaside öle her gün yaşanan örnekler değil aslında. Bugüne kadar hep "hesap veren" pozisyonunda olan Türkiye, artık yere geldiğinde "hesap soruyor." Bu çabaları küçümsemek kimsenin haddine değil. Özellikle bu ayın sonunda ABD'nin Annapolis şehrinde yapılacak Ortadoğu zirvesine Türkiye'nin kendini yalvar-yakar davet ettirdiği yönündeki yorumlar ise utanç verici. Ona "yalvar-yakar" denmez, "bastırıp alma" denir. Bugüne kadar bunlar yapılmadığı için bölgemizde dahi kimse bizi kale bile almıyordu. Ama artık işler değişiyor. Bundan sonra Türkiye adına güzel şeyleri görmeye devam edeceğiz. Dışişleri Bakanı'nın dediği gibi "Türkiye'de bunlar da mı oluyormuş" diyeceksiniz!
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Diyoruz demesine ya bazıları görmüyor ya da anlamıyor.. Paylaşım için sağolun.. |
||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|