AK Gençliğin Buluşma Noktası
Teknoloji Teknolojiyle ilgili tüm yenilikler burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-29-2011, 17:00   #1
Kullanıcı Adı
serdary
Standart Nükleerde 10 Yalan
Türkiye'nin büyümesine ve gelişmesine ayakbağı olan hükümet karşıtı çevreler, nükleer enerjiye karşı çıkarken, fizik mühendislerinin 2006 yılında yaptığı çalışma, bu çevrelerin sözde gerekçelerini bir bir yalanlıyor.

Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu (NÜKTE), nükleer enerji karşıtlarının iddialarını çürütmek amacıyla nükleer santraller hakkında üretilen 10 yalanı gerekçeleriyle ortaya koydu.
NÜKLEER KARŞITLIĞI AB VE ABD İŞİ
NÜKTE'nin internet sitesinde yer alan bilgilere göre Türkiye'de nükleer teknoloji karşıtlığını AB, ABD ve dostlarının desteklediği ve provoke ettiği belirtiliyor. Söz konusu kurum ve kuruluşların, “Bilgi kirliliğiyle halkın kafasını karıştırmak ve nükleer karşıtı toplantılarla bilgi kirliliğini yaymaya” çalıştığı belirtiliyor. İşte o yalanlar:

1- Dünyada nükleer santral sayıları hızla azalmaktadır.
Dünyadaki nükleer santraller 1960'larda yapılmaya başlanmış, hızla artarak şu anda 443 adete ulaşmıştır. Ayrıca inşa halinde 28 adet, sipariş aşamasında ise 64 adet nükleer santral vardır. Yıllara göre nükleer santral adetleri ise: 1979'da 81, 1980'de 244, 1985'te 365, 1990'da 419, 2000'de 436, 2006'da 443'tür. 2005'e kadar dünyada ekonomik ömrü dolan ve dolayısı ile kapatılan santral sayısı ise 95 adettir.

2- Amerika ve Avrupa nükleer santral yapımından vazgeçmiştir.
Amerika, 103 nükleer santral ile dünya lideridir. Kanada ise 18 santrale sahiptir. Fransa'da ise 2 yeni santral devreye alınmıştır ve yüzde 80 elektriği nükleerden elde etmeye başlamıştır. İhtiyaçları kadar yapmaları ve şu anda yapmamalarını “vazgeçtiler” olarak yorumlamak en azından bilimsel değildir, inandırıcı da olamaz.

3- Nükleer enerji dışa bağımlıdır.

Şayet bu doğru olsaydı bizim F-16 fabrikasını hemen kapatmamız, yerli üretim otolara binmememiz, yerli askeri telsiz ya da atış kontrol sistemlerini kullanmamamız gerekirdi. Hatta ihraç ettiğimiz uçak simülatörlerinden, hücum botlardan, otomobil, televizyon ve beyaz eşyalardan vazgeçerek, Makine Kimya'nın ürettiği mermi ve mühimmatı da kullanmamamız gerekirdi. Ülkemiz doğalgaz ve petrolde dışa bağımlı değil midir? Hatta yeni kömür santralleri bile ithal kömür ile çalışmaktadır. 1990'lı yıllarda ülkemiz nükleer enerjiye geçse idi dışa bağımlılığımız düşecekti. Rusya, en ciddi petrol ve doğal gaz üreticisi olmasına rağmen ellerinde mevcut 31 nükleer santrale karşılık hala neden 11 nükleer santral daha inşa etmeye çalıştıklarını, 18 tanesinin de planlamasını yaptıklarını anlayabilseler sorun zaten kendiliğinden bitecektir.

4- Nükleer santral atom bombası gibi patlar.
Patlamaz çünkü bir nükleer santralin atom bombası gibi bir patlama olması olasılığı teorik ve pratik olarak imkansızdır. Yani sıfırdır. Çünkü bir atom bombasının oluşması için mutlaka gerekli olan iki şarttan birisi en az yüzde 90 oranında zenginlikte bir yakıt ve diğeri ise kinetik enerji. Santralde kinetik enerji kaynağı yoktur.

5- En pahalı elektrik nükleerden elde edilir.
Nükleer elektrik, yakıt açısından tam 21 kat daha ucuzdur. Pahalılıkta doğalgaz birinci sırayı, petrol de ikinci sırayı almıştır. Kömür üçüncü ve nükleer de dördüncü sıradadır. Görüldüğü gibi en ucuz elektrik nükleerden elde edilmektedir.

6- Nükleer santral çevre düşmanıdır ve radyasyon yayar.
Çevre konusundaki kriterleri ana enerji santralleri içinde en çok nükleer santraller sağlar. Bacasız elektrik üreten tek enerji kaynağı nükleer enerjidir. Nükleer santraller, termik santraller gibi karbondioksit, azot oksit ve karbonmonoksit gibi gazlar ve kül çıkartmaz. Nükleer yakıtlar çok sağlam bir kazan içinde olup bunun üzerine çeşitli koruma duvarları inşa edilmiştir.

7- Nükleer santral atıkları ciddi bir sorundur.
1000 MW'lık bir nükleer santralde yılda ortalama 25 ton kullanılmış yakıt çubuğu atığı çıkar. Bunun hacimsel değeri bir yemek masası büyüklüğüdür. Bu çubuklar büyük bir havuzda yıllarca toplanır. Dünyada hurda ya da atığı en kıymetli metaller sıralaması şöyledir: Altın, Uranyum, Platin, Gümüş ve Alüminyum. Bu metal atıklarının (hurda) fiyatları Londra metal borsasında belirlenir. Ancak sadece “kullanılmış uranyum çubuk” fiyatları yoktur. Çünkü hiçbir ülke bu hurdaları elinden çıkartmak istemez. Sebebi ise gelişen teknoloji ile çubukların ileride defalarca kullanılması gerçeğidir.

8- Kanser, Çernobil nedeni ile çok artmıştır.
Radyasyonu ticari arzularına ulaşmak için ahlak dışı kullanan bir yabancı çay firmasının senaryosundan kaynaklanan ticari bir oyundur. Bu güzel senaryo ile çay üreten firmaların ihracatının çok azalması ve yurt içi piyasada da önemli bir pay kaybetmesi sağlanmıştır. Zaten Avrupa'da tek çay üreticisi ülke Türkiye'dir. Avrupa'da ise 1 gr çay yetiştirilmemesine rağmen dünya piyasasına Çin, Hindistan ve Tayland'dan getirilerek harmanlanan İngiliz çayları hakimdir. Çayla yan yana olan fındıkta neden radyasyon var denilmedi? Çünkü Avrupalı çikolata üreticileri için tek kaynak Türk fındığı olduğu için ne bir yazı ne de “radyasyonlu fındık” kelimesi bile Avrupa basınında çıkmamıştır. Görüldüğü gibi konu tamamen ticari çıkarlar çerçevesinde kullanılmıştır.

9- Nükleer santralin kuruluş maliyeti 1.5 milyar, sökümü ise 5 milyar dolardır.
1000 MW gücünde nükleer santralin yapım maliyeti 1.7-2.5 milyar dolardır. Kömür ve su santral yapım maliyetleri de benzerdir. Doğalgaz santral yapım maliyeti ise bu değerin 1/3 oranında olup oldukça ucuza mal edilmektedir. Nükleer santral yapım süresi 4-6 yıl arasında değişmektedir. Baraj ve kömür santralleri de bu süreye yakın süreçlerde olabilmektedir. Ancak doğalgaz santral yapımı en kısa olanıdır. 1-1.5 yıl arasında bitirilip işletmeye alınabilir. Yapım süreleri açısından nükleer en uzun süreyi almakta olsa da enerji maliyetleri içinde en ucuzu hidrolik, nükleer ve kömürdür. En pahalısı ise doğalgazlı ve petrol santrallerdir. Ayrıca doğalgaz da petrol de dışa bağımlıdır. Bazı kömür santrallerimizde ithal kömürün kullanıldığını da unutmayalım.

10- Türkiye'nin nükleer enerjiye ihtiyacı yoktur.

Enerji konusunda ülke gerçekleri maalesef iç açıcı değildir. Gerek su kapasitemizin yetersizliği ve gerekse de kömürlerimizin çok düşük kalorili olması nedeniyle ülkemizi ciddi bir enerji sıkıntısı beklemektedir. Tüm su kaynakları ve kömür kaynaklarını kullansak bile yine açığımız olacaktır. Benzer durum 1992-1996 yılları arasında yaşanırken içimizdeki karşıtların sayesinde ülkemiz kolay, yatırımı ucuz, yapım süresi kısa olan doğalgaz batağına düşmüştür. Hasan Tosun / Yeni Akit

http://www.habervaktim.com/haber/177..._10_yalan.html

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-29-2011, 17:07   #2
Kullanıcı Adı
cartman
Standart
Gerçtekten güzel tespitler paylaşım içinde teşekkürler
cartman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 20:44   #3
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart
3- Nükleer enerji dışa bağımlıdır.

Şayet bu doğru olsaydı bizim F-16 fabrikasını hemen kapatmamız, yerli üretim otolara binmememiz, yerli askeri telsiz ya da atış kontrol sistemlerini kullanmamamız gerekirdi. Hatta ihraç ettiğimiz uçak simülatörlerinden, hücum botlardan, otomobil, televizyon ve beyaz eşyalardan vazgeçerek, Makine Kimya'nın ürettiği mermi ve mühimmatı da kullanmamamız gerekirdi. Ülkemiz doğalgaz ve petrolde dışa bağımlı değil midir? Hatta yeni kömür santralleri bile ithal kömür ile çalışmaktadır. 1990'lı yıllarda ülkemiz nükleer enerjiye geçse idi dışa bağımlılığımız düşecekti. Rusya, en ciddi petrol ve doğal gaz üreticisi olmasına rağmen ellerinde mevcut 31 nükleer santrale karşılık hala neden 11 nükleer santral daha inşa etmeye çalıştıklarını, 18 tanesinin de planlamasını yaptıklarını anlayabilseler sorun zaten kendiliğinden bitecektir.


9- Nükleer santralin kuruluş maliyeti 1.5 milyar, sökümü ise 5 milyar dolardır.
1000 MW gücünde nükleer santralin yapım maliyeti 1.7-2.5 milyar dolardır. Kömür ve su santral yapım maliyetleri de benzerdir. Doğalgaz santral yapım maliyeti ise bu değerin 1/3 oranında olup oldukça ucuza mal edilmektedir. Nükleer santral yapım süresi 4-6 yıl arasında değişmektedir. Baraj ve kömür santralleri de bu süreye yakın süreçlerde olabilmektedir. Ancak doğalgaz santral yapımı en kısa olanıdır. 1-1.5 yıl arasında bitirilip işletmeye alınabilir. Yapım süreleri açısından nükleer en uzun süreyi almakta olsa da enerji maliyetleri içinde en ucuzu hidrolik, nükleer ve kömürdür. En pahalısı ise doğalgazlı ve petrol santrallerdir. Ayrıca doğalgaz da petrol de dışa bağımlıdır. Bazı kömür santrallerimizde ithal kömürün kullanıldığını da unutmayalım.
EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 21:20   #4
Kullanıcı Adı
Ruh-i zar
Standart
Alternatif olarak kullanılabilecek dezavantajı çok daha az olan pek çok şey var.
Çok daha az tehlikeli ve çok daha az maliyet gerektiren.
Rüzgar enerjisi olsun, termal enerji olsun, güneş enerjisi olsun Türkiye bu üçüne de gayet elverişli fiziki açıdan.
Bildiğim kadarıyla sadece termal enerji kullanımıyla ilgili botaşın projesi var.
Ama asıl yarar sağlayacak olan güneş enerjisi..
Devlet destek verdiği taktirde projeyi hayata geçirebilecek insanlarda var.
Ama nedense bi nükleer santral diye tutturmuş gidiyoruz..

Konu Ruh-i zar tarafından (03-29-2011 Saat 22:19 ) değiştirilmiştir..
Ruh-i zar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 22:41   #5
Kullanıcı Adı
cartman
Standart
Alıntı:
Ruh-i zar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Alternatif olarak kullanılabilecek dezavantajı çok daha az olan pek çok şey var.
Çok daha az tehlikeli ve çok daha az maliyet gerektiren.
Rüzgar enerjisi olsun, termal enerji olsun, güneş enerjisi olsun Türkiye bu üçüne de gayet elverişli fiziki açıdan.
Bildiğim kadarıyla sadece termal enerji kullanımıyla ilgili botaşın projesi var.
Ama asıl yarar sağlayacak olan güneş enerjisi..
Devlet destek verdiği taktirde projeyi hayata geçirebilecek insanlarda var.
Ama nedense bi nükleer santral diye tutturmuş gidiyoruz..
10 adet gerekçe sıralamıs daha açık nedeni varmi
cartman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 23:02   #6
Kullanıcı Adı
Ruh-i zar
Standart
Alıntı:
cartman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
10 adet gerekçe sıralamıs daha açık nedeni varmi
Ben yukarıdaki gerekçelere katılıyorum zaten abi.
Bu 10 nedenin açılmaması için bi gerekçe olmadığını düşünüyorum bende.

Benim demek istediğim, daha avantajlı daha güvenli daha az maliyetli başka seçenekler varken neden nükleer?
Güneş enerjisinin, termal enerjinin, rüzgar enerjisinin neden nükleer enerjiden daha iyi bir seçenek olacağına ilişkin bir çok madde sıralanabilir.

Demem o ki enerji üretmek ülkemiz için yapılabilecek en önemli şey, hem gelecek hem bu gün için.
Ama daha iyi alternatifler varken nükleer enerjide bu kadar ısrar edilmesini doğru bulmuyorum.
Hatta ısrarın sebebininde gelişmiş ülkelerin çoğunda var biz de de olmalı mantığından öteye gittiğini pek sanmıyorum..
Ruh-i zar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 23:09   #7
Kullanıcı Adı
cartman
Standart
Alıntı:
Ruh-i zar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben yukarıdaki gerekçelere katılıyorum zaten abi.
Bu 10 nedenin açılmaması için bi gerekçe olmadığını düşünüyorum bende.

Benim demek istediğim, daha avantajlı daha güvenli daha az maliyetli başka seçenekler varken neden nükleer?
Güneş enerjisinin, termal enerjinin, rüzgar enerjisinin neden nükleer enerjiden daha iyi bir seçenek olacağına ilişkin bir çok madde sıralanabilir.

Demem o ki enerji üretmek ülkemiz için yapılabilecek en önemli şey, hem gelecek hem bu gün için.
Ama daha iyi alternatifler varken nükleer enerjide bu kadar ısrar edilmesini doğru bulmuyorum.
Hatta ısrarın sebebininde gelişmiş ülkelerin çoğunda var biz de de olmalı mantığından öteye gittiğini pek sanmıyorum..
Bak gönül ister ki hiç hayatımıza girmesin ama senin gösterdiğin enerji kaynakları ucuz değil.Evine kurulacak güneş enerjisi panelleriyle tüm elektrik masrafını karşılaya bilirsin bunu ülkemizde yapacak firmada çok ama dikkat ettin mi hiç kuran var mı ? Sonuç ,
az maliyet çok enerji. Etraftaki sanayi devleri daha çok enerji için ve bunun nükleer araştırma boyutu da varken neden İrana baskı yapıyorlar. Olmasın ki bizim elimizde bu güç her zaman olsun. Onlarda var bizde neden olmasın meselesinden ziyade neden hala bizde yok sorusu geliyor akla. Umarım demek istediğim ayrıntıyı anlamışındır.
cartman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 23:18   #8
Kullanıcı Adı
Ruh-i zar
Standart
Alıntı:
cartman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bak gönül ister ki hiç hayatımıza girmesin ama senin gösterdiğin enerji kaynakları ucuz değil.Evine kurulacak güneş enerjisi panelleriyle tüm elektrik masrafını karşılaya bilirsin bunu ülkemizde yapacak firmada çok ama dikkat ettin mi hiç kuran var mı ? Sonuç ,
az maliyet çok enerji. Etraftaki sanayi devleri daha çok enerji için ve bunun nükleer araştırma boyutu da varken neden İrana baskı yapıyorlar. Olmasın ki bizim elimizde bu güç her zaman olsun. Onlarda var bizde neden olmasın meselesinden ziyade neden hala bizde yok sorusu geliyor akla. Umarım demek istediğim ayrıntıyı anlamışındır.
Ordinaryus profesör Serdar Niyazi Sarıçiftçi adında bi adam var.
Kendisi dünya çapında tanınmış biri pek çok ödülü var güneş pilli üretiminde dünyanın en büyük firmasının sahiplerinden biri.
Geçen aylarda Türkiye ye Güneş santralleri kurmak için destek ve izin istemek adına geldi ama takan olmadı..
Ayağımıza kadar gelen fırsatları tepiyoruz..

İran meselesini derseniz orada haklısınız tabi bişey diyemem..
Ama amaç enerji üretmekse nükleer enerji seçilecek son şey olmalı..
Ruh-i zar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2011, 23:21   #9
Kullanıcı Adı
cartman
Standart
Alıntı:
Ruh-i zar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ordinaryus profesör Serdar Niyazi Sarıçiftçi adında bi adam var.
Kendisi dünya çapında tanınmış biri pek çok ödülü var güneş pilli üretiminde dünyanın en büyük firmasının sahiplerinden biri.
Geçen aylarda Türkiye ye Güneş santralleri kurmak için destek ve izin istemek adına geldi ama takan olmadı..
Ayağımıza kadar gelen fırsatları tepiyoruz..

İran meselesini derseniz orada haklısınız tabi bişey diyemem..
Ama amaç enerji üretmekse nükleer enerji seçilecek son şey olmalı..
Eğer bir Osmanli hayali ile yaşıyorsanız bence ilk olmalı
cartman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-30-2011, 00:12   #10
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Antalya'nın chp'li belediye başkanı, seçilmeden önce, Antalya'da elektrik bedava olacak diyordu. Seçildi, ama bu projeyi gerçekleştiremedi.

Bunu şu nedenle yazdım. Aslında proje mümkün olabilecek bir projeydi. Eğer her binanın çatısına elektrik üretecek güneş panelleri konsa, şehrin rüzgar alan yerlerine rüzgar gülleri yerleştirilse, şehrin elektrik ihtiyacı önemli ölçüde ve daha da önemlisi doğal yollarla karşılanabilirdi. Bu projeyi ülke genelinde gerçekleştirsek, belki de nükleere ihtiyaç kalmayacak.

Yurt dışında yaşayan kardeşlerimiz var. Başta Hollanda olmak üzere bize oradaki güneş pillerini, rüzgar güllerini bir anlatsın. O ülkeler Türkiye kadar büyük, Türkiye kadar güneşli bile değil.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta