![]() |
#1 |
![]() Nuri Elibol
![]() 12 Eylül'de seçim yok, halk oylaması var Öncelikle tüm okuyucularıma hayırlı ramazanlar diliyorum. Türkiye’nin gündemi 12 Eylül'e kadar referanduma kilitlenmiş durumda. Referandum tarihi 12 Eylül darbesinin 30’uncu yıl dönümüne denk geliyor. İlginç bir tesadüf. 12 Eylül günü millet, darbe rejiminin oluşturduğu darbe anayasasının bekçiliğini yapan kurumların demokrasi ve hukuk çerçevesine çekilmesini hedefleyen yeni anayasa maddelerini oylayacak. ‘Evet’ oyları yüksek çıkarsa sivil siyasete ve demokrasiye müdahale etmek için fırsat kollayan azınlıktaki hayalperest askerlere sivil yargı yolu açılacak. Askerler, askerî suçların dışındaki suçlarda sivil mahkemelerde yargılanacak. Siviller askerî mahkemelerde yargılanamayacak. Kendisini millet iradesini temsil eden Yüce Meclis’in üzerinde gören Anayasa Mahkemesi çoklu bir yapıya kavuşacak. Belli bir ideolojinin kontrolüne giremeyecek. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı imkânı doğacak. Eski bir Genelkurmay Başkanı'nın ricası ile kendi savcısını meslekten atan, elinden diplomasını alarak avukatlık bile yapmasına izin vermeyen HSYK demokratik bir yapıya kavuşacak. Tüm hâkim ve savcılar bu kurulda temsil edilecek. Bu kurul belli bir ideolojik görüşün kalesi olmaktan çıkarılacak. HSYK kararlarına itiraz etme imkânı olacak. YAŞ kararlarına itiraz yolu açılacak. 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin kendilerini hukukun denetiminden korumak için çıkardıkları geçici 15’inci Madde Anayasadan çıkarılacak. Yargılanıp yargılanmayacaklarını bilmiyorum; ama korumasız kalmaları bile acılarımızı bir nebze olsun dindirecek. Darbe hayali kuranlara iyi bir ders olacak. Dezavantajlı kesimlere pozitif ayırımcılık, birden fazla sendikaya üyelik, memura toplu sözleşme hakkı, vergi borcu olan iş adamına yurt dışına çıkış serbestisi, özel hayata koruma ve memurlara verilen cezalara itiraz hakkı gibi çok önemli yenilikler içeren birçok değişiklik var. Ama biz CHP’nin itiraz ettiği iki maddeyi tartışıyoruz. 26 Maddelik paketin 24 Maddesine kimsenin itirazı yok. Bu iki madde, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısını düzenleyen maddeler. Bu iki madde için gerekliliğine herkesin inandığı 24 maddeyi feda mı edeceğiz? Ayrıca CHP’nin bu iki maddeye ilişkin itirazlarının bir kısmını Anayasa Mahkemesi zaten düzeltti. CHP, yüksek yargı kurumlarını arka bahçesi gibi gördüğü için bu kurumların yapısının değiştirilmesini, çoğulcu bir yapıya kavuşturulmasını istemiyor. Bu durumu anlayabilmek mümkün. Peki MHP yönetimi, DP yönetimi ve BDP’liler bu değişiklik paketinin neresine, nesine itiraz ediyorlar? Ben şahsen onların neden ‘hayır’ dediklerini, niye CHP’nin kuyruğuna takıldıklarını anlayabilmiş değilim. Bu partilerin seçmenleri de anlayabilmiş değil. Biz, 12 Eylülde AK Parti’nin icraatına oy verecek değiliz. Bu bir seçim değil, bu bir halk oylaması. 12 Eylül'de önümüze getirilen değişikliklere oy vereceğiz; değişikliği yapanlara değil. Eğer hükümete kızıyorsak, AK Parti’nin icraatlarını beğenmiyorsak 10 ay sonra seçim var, o seçimde gerekeni yaparız. Ama referandumda 12 Eylül darbe anayasasının ruhunda önemli değişiklikler yapacak olan bu fırsatı AK Parti’ye kızıp neden heba edelim. Milletimiz bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Eğer bu fırsat kaçarsa darbe anayasası ile bir otuz yıl daha yaşarız. Yazık olur. Türkiye 15.08.2010
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|