07-29-2010, 21:13 | #1 |
Nuri Elibol - Seçime Değil, Referanduma Gidiliyor
Nuri Elibol
Seçime değil, referanduma gidiliyor Anayasa değişiklik paketi, 12 Eylül’de referanduma sunulacak. “Evet” mi diyeceğiz, “Hayır” mı? Oylamaya sunulacak tüm maddeleri baştan aşağı inceledim. Açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, her maddenin yeni hâli eski halinden bin kat daha iyi, daha demokratik, daha adil. Ben de 26 maddelik değişikliği yeterli bulmayanlardanım. Ama Ankara’yı biraz tanıyorsam, 12 Eylül Anayasası ile oluşturulan kurumları, bunların yapısını ve bunlara yasa ile verilen yetkileri ve bunların 12 Eylül Anayasası’nın ruhunu koruma konusundaki kararlılıklarını ve reflekslerini birazcık biliyorsam, CHP ve MHP dâhil bu 26 maddelik değişiklik yapılmadan Türkiye’de hiçbir babayiğit yüzde 50 oy da alsa yeni bir Anayasa yapamaz. Müsaade etmezler, taş koyarlar, kapatırlar, muhtıra yayınlarlar, organize mitinglerle halkı sokağa dökerler. Terör artar, ortalık kan gölüne döner. Mevcut ayrıcalıklarını yetki ve imkânlarını kaybetmekten ödü kopan yüksek bürokratik elitle, bunlardan nemalanan şişman kediler kimseye yeni bir Anayasa yaptırmazlar! Siyasetçilere şaşıyorum, bu değişikliklere karşı çıkmakla kendi ayaklarına ateş ediyorlar. Vesayet rejiminden kurtulmak istemiyorlar. Bu paket milletten “Evet” oyu alırsa iktidar partisine birkaç puan oy getirir korkusu ile bu reforma karşı çıkmak ancak bizim siyasetçilere özgü bir tutum olsa gerek. Ben siyasetçilerden bu değişiklikler konusunda daha iyisini önermelerini bekliyordum açıkçası. HSYK ve AYM’nin yapısını düzenleyen iki madde için 26 maddelik reformun tamamına “Hayır” demenin mantığını anlayabilmiş değilim. Mevcut HSYK’nın yapısı ve işlemleri çok mu demokratik? Yargıtay’dan sanırım 260 üye 3 üye, Danıştay’dan da 90 üye kendi içinden 2 üyeyi seçip HSYK’ya gönderiyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı ile birlikte 6 üye 14 bin 500 hâkim ve savcının bütün özlük haklarına karar veriyor. Bu 6 üye de 4 bin 500 birinci sınıf hâkim ve savcı arasından kendilerini seçip HSYK üyesi yapan Yargıtay ve Danıştay’a üye seçiyor. Böyle saçmalık olur mu, sen beni seç, ben seni seçeyim. Tam bir al gülüm ver gülüm işi. Bu kurul tüm hâkim ve savcıların mesleğe kabul etme, atama, nakletme, yükseltme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapıyor. Kararlarına itiraz yolu kapalı. Görüşmeleri ve işlemleri gizli. Kurul 350 Danıştay ve Yargıtay üyesini temsil ediyor, bence. Geriye kalan 12 bin hâkim ve savcının kurul üyelerinin seçiminde söz hakkı yok. Kurulun bütçesi ve sekretaryası yok; Adalet Bakanı’nın insafına kalmış. Hâkimlerin denetiminde görev alan Adalet müfettişleri kurula bağlı değil. Soruşturma izni kurulun yetkisinde değil. Hiç kimse kusura bakmasın ama, Şemdinli Savcısı’nın başına gelen olayda olduğu gibi kurul, diğer devlet kurumlarının etkisinde kalabiliyor. Geniş tabanlı bir temsil yok. Bu yapının neresini savunalım? Bundan daha kötüsü olmaz zaten. Muhalefetin “Hayır” konusunda milleti ikna etmesi zor. Onlar da bunu bildiği için kampanyalarını iktidara güven oylamasına dönüştürmeye çalışıyorlar. Oysa referandumdan tam 9 ay sonra zaten seçim var. Eğer iktidarın icraatlarından memnun değilseniz bu seçimde oy vermezsiniz olur biter. Sırf iktidar partisini cezalandırmak için bu Anayasa değişikliği fırsatını ıskalamak ülkemiz adına önemli bir fırsatın kaçırılması olacaktır. Türkiye 17.07.2010
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|