AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 10-09-2011, 21:24   #1
Kullanıcı Adı
LâHuTî
Standart Ölüm asude bir bahar ülkesidir

Abdurrahman Dilipak


Erdoğan ve ailesine... Yaşamaktan yorulmadınız mı? Ölüm olmasaydı, hayatın ne anlamı olurdu? Ölüm bir yokoluş ya da yolun sonu değil ki! “Ölüm asude bir bahar ülkesidir birinde.” Öte yandan “Ölüm güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber?” Hem “Gideninler memnun olmalı ki, dönen yok seferinden.” Herkes memnun olmasa da bu seferden, bu zorunlu bir süreçtir. Önümüzde Kurban Bayramı var. Kurban (Allah’a yakınlaşma eylemi) ölümü sorgulamak ve hayatı soğurmaktır. Başbakan’ın annesinin vefatını konuşuyoruz. Her gün şehit cenazeleri, ölümle sonuçlanan şiddet eylemleri. Ve cenaze sahiplerinin çığlıkları..

Ölüler sessizdir.. Aslında ölülerin ardından değil, o ölüme sebep olanların ardından ağlamak gerek asıl..


Ölülerin değil, yaşayanların haline ağlamak gerek belki de.


Hep ölenlere rahmet diliyoruz. Allah dirilerimize de rahmet etsin. Bugün bu yazıyı, Erdoğan’ın annesinin vefatı sebebi ile yazıyorum ve Tenzile Anne’ye Allah’tan rahmet diliyorum.. Oğluna, yakınlarına ve bizlere de..


Ölüm en büyük ibret dersidir.. Bu olayın Erdoğan’ın ruhunda fırtınalar kopartacağını düşünüyorum. Ölümün sıcaklığı her insanı etkiler.. Ölünün bedeni soğuktur, ruhu ise her zaman capcanlı ve sıcacık.. Bedenin elbisesi o bildiğiniz konfeksiyon ürünleri. Ruhun elbisesi ile bedenimizdir. O anlamda bedenimiz topraktan geldi ve toprağa dönecek.. Ruhumuz ise ölümlüler dünyasından ölümsüzlüğe hicret edecek.. Geldiği yere gidecek. Onun için eve dönüş vaktidir. Dünya gurbeti, dünya sürgünü sona ermiş demektir.


Allah çağırdığında gitmeyecek biri var mı? Kimse ecelini öne alamaz ve erteleyemez. Bizim bilmediğimiz, daha doğduğumuz gün takdir edilen bir zaman vardır..


Hz. Ali’ye soruyorlar: “Hep savaşta en öndesin, ölümden hiç mi korkmuyorsun?” Cevabı muhteşem. “Ecelim ömrümün kefilidir.” Vakit tamam olmadan canımı kim alabilir ki? Vakit tamam olmuşsa, beni daha fazla kim yaşatabilir ki!


İster trafik kazası, ister terör deyin, akacak kan damarda durmaz. Biz kendimizi değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. Geriye dönük olarak “Şunlar bunu yapsaydı ya da yapmasaydı, şu şöyle olsaydı ya da yapsaydı, bu böyle olur du ya da olmazdı” demek doğru değildir.. Allah bir şeyi dilemişse O sebebini de halkeder.. Hayır da, şer de onun iradesine tabidir. Biz sadece rızasına talibiz.. Allah (cc) hiç kimseye muhtaç değil, herkes ona muhtaçtır. Sonuçta bizler bu dünyada yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyor olacağız, ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun.. Bu dünyada yaptıklarımız ve yapmamız gerekenleri yapmadığımız için hesaba çekileceğiz.. Bu dünya yalan bir dünya. Ölümlü dünya. Mal da yalan aslında, mülk de. Makam da. Biz hepimiz okyanus kenarında kumdan oyuncak yapan çocuklar gibiyiz.


Hz. Ali Allah’ın arslanı, ilmin kapısı, ehlibeytin kaynağı idi. Ama ona kamil bir iktidar vermedi. Hz. Davud’a, oğlu Süleyman’a servet ve iktidar verdi. Eba Zer acından öldü öte yandan.. Mesih İsa’nın (AS) imtihanı daha farklı idi. Bu bir imtihandır.. Hz. İbrahim putperest Azer’in oğlu idi, Hz. Musa, Harun ve Yuşa (AS) bir firavunun sarayında büyüdü.. Hz. Nuh’un oğlu gemiye binmedi öte yandan.


Ölümden korkanlar, şehitlik dilesinler, çünki şehitler ölmez.


Hz. Eyyüb’ün hayatını okuyanlar bilirler.. Biz bu dünyada misafiriz. Ruhumuz bedenimizde misafirdir. Ruh, acılı dünyada hantal bir bedeninin içinde tutsaktır adeta. Ruh yaşlanmaz..


İntihar etmek, öldürmek, inkardan sonra en büyük günahtır. Çünkü Allah’ın takdirine karşı bir isyan, bir tecavüzdür. Aslında kimse ilahi takdiri engelleme ya da öne alma gücüne sahip değildir. Ömür tahammül edilmesi, sabredilmesi gereken bir süreçtir aslında. Onun için uzun ya da kısa bir ömür değil, hayırlı bir ömür, hayırlı bir ölüm dileyelim. Allah ömrümüzü bereketli kılsın.


Tenzile Anne’nin öbür taraftaki sevdikleri, bekleyenleri, bu taraftakilerden fazladır.. Onun anne babası orada. Ve Allah’ın cemaline hasret, bütün hasretlerden daha üstündür. Dünyanın hangi lezzeti, keyfi, hangi yakınlığı Allah’a olan yakınlığımızdan fazladır.. O bizden daha merhametlidir!. (Haşa, Yaratan yaratılanla nisbet mi edilirmiş, kıyas mı yapılırmış?) Hakikati bilendir. O hata yapmaz.


Tenzile Ana tam zamanında gideceği yere gitti. Biz hepimiz çağrıldığımızda oraya gideceğiz. Hiç kimsenin bu emre isyan gücü yoktur. İnkarcıların bile..


Şimdi bizim için dünya sürgünü devam ediyor.. O dünyadan terhis oldu. Güle güle Tenzile Anne.. Bizden selam söyle oradakilere.. Muhakkak ki, her nefis ölümü tadıcıdır. Ondan geldik, ona döndürüleceğiz. Selam ve dua ile

 

LâHuTî isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi