09-29-2008, 01:26 | #1 |
Önce Hapishaneye, Sonra Doğru Hastaneye - Mu-Alim
Önce Hapishaneye, Ardından Hastaneye…
“Terör Örgütü kurup halkı hükümete silahlı isyana teşvik etmek” amacı ile kurulan, kendilerine ‘Ergenekon’ diyen ve yine bu amaç nedeniyle gözaltına alınan ve bazıları tutuklanan isimlerin listesi epeyce kabarık ve her kesimden katılıyorlar listeye. Sanat ve siyaset dünyasından, askeri, hukuki makamlardan ve basın dünyasından pek çok isim var listede… Ancak benim değinmek istediğim asıl mevzu bu isimlerden ziyade, tutuklu bulunan bu isimlerin epeycesinin “tesadüfen veya tevafuken” hep aynı senaryonun oyuncuları olmaları… Sözünü ettiğim dalga Kuddusi Okkır ile başladı. Ergenekon Davası’ndan tutuklu bulunan Okkır cezaevinde kansere yakalandı ve bir süre sonra tahliye edildi;ancak çıktıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. “Hayatını kaybettiği için” Okkır’ın hastalanıp çıkması üzerinde konuşulacak bir şey yok. Ardından Asuman Özdemir cezaevinde rahatsızlandı ve aynen Okkır gibi sağlık nedenleriyle tahliye edildi, şimdi dışarıda… Acaba dedim Okkır’a avukatlarının uyguladığı yöntemi denemiş olablir miydi Asuman Özdemir’in avukatları da? Ama sonra “yok dedim, o kadar da ‘fesatlık’ düşünme; bu hastalıktır, hiçbir şeye benzemez…” Geçtik, gittik; unuttuk… Bundan bir süre sonra benim kafamdaki “bit yeniklerini” harekete geçiren asıl gelişme yaşandı. Önce “TSK’nın bilgisi dahilinde” bir komutanın Kandıra’yı ziyareti ve bu ziyaretin hemen ardından da ‘Ergenekon’un bir numaralı sanıklarından’ ‘Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı’ Şener Eruygur’un “düşmesi, beyin kanaması geçirmesi ve durumunun kritik olması” ve tabi ki yine aynı senaryo: “sağlık sorunları nedeniyle tahliye…”. Eruygur yeni yeni kendine gelebilmiş, eşinin elini tutup ağlamış falan filan… Buradaki ‘–mış’lara dikkatinizi çekiyorum. Çünkü ne hastaneye kaldırıldığını gördük Eruygur’un ( hastaneye götürülürken ve hastaneden çıkarılırken bir asker ordusu ve kocaman bir kamuflaj vardı önünde.), ne de sonrasındaki durumunu… Ama yine de inanıyoruz hastalığına ve acil şifalar diliyoruz; tabi şifayı dilememizdeki asıl maksat bir an önce iyileşsin ki şu meseleler aydınlatılsın; kolay mıymış öyle memleketi kalbura çevirmek, görelim… Ve şimdi de “iki numara” Hurşit Tolon’un başı dönüyormuş… Bilmem kaç kilo vermiş bilmem kaç günde… “Sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesine…” diye bir karar çıkması an meselesi gibi geliyor bana…Umarım yanılırız; fakat ‘bunlar işin kolayını öğrenmişler mi acaba?’ demeden de geçemiyor insan… Ve umarım Sn. Savcı Zekeriya Öz kanser olmaz! MU-ALİM
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-16-2008, 03:22 | #2 |
Ergenekon davasında sanki Kurtlar Vadisi'ni izliyoruz!
Göz göre göre suçun en büyüğünü; vatan hainliğini yapıyorlar, hem de hastalıktan, yaştan, öksürükten-aksırıktan serbest kalıp öylece dolaşıyorlar! Ama yavaş yavaş ışığımız iyice yayılıyor. Bu ışık çok kişinin karanlığına aydınlık olduğu gibi pek çoğununda gözlerini kör edecek ! |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|