AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 06-07-2010, 02:43   #1
Kullanıcı Adı
sudaduran
Question Önder Sav tipi siyasetçi

İNTERNETHABER
[email protected]

Önder Sav tipi siyasetçi


07 Haziran 2010 Pazartesi
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan’a yönelik konuşmasında gene ilginç bir yol seçti, ”10 Emir” üzerinden gitti.

On Emir’in “yalan söylemeyeceksin” maddesine vurgu yaptı.

Güzel...

Elbette “yalan söylenmemeli” dahası yalanlar temel yapılıp entrikaya başvurulmamalı.

Koltuk uğruna elli yılık arkadaşlar, siyasi lider diye benimsenenler, bir yalan hançerle sırttan vurulmamalı.

Bu yüzden Kılıçdaroğlu, Başbakan’a söylediği gibi, hemen yanı başında boy gösteren Önder Sav’a da iki çift laf etmelidir.

Siyasi partinin amacı malum, iktidar olmak...

CHP’nin de amacı böyledir.

Son “hamlelerini de” bu amaç uğruna yaptıklarını söylüyorlar.

Varsayalım CHP iktidar oldu.

Sonrasında olacak olan şu, şunu göreceğiz…

Önder Sav Bakan olacak! Hem de, devlet içerisinde önemli icraatları yöneten bir kimlik sahibi haline gelecek.

Şu anda söyleyebileceğimiz;
“Allah korusun!” dur.

Bu kişi, Baykal’a oynadığı oyunu “Ters köşeye yatırdım!” diye tanımlayabiliyor.

Bir parti içindeki koltuğunu korumak için bir takım entrikaları göze aldığını iftiharla anlatan bir kişilikten söz ediyoruz.

Bu uğurda, yarım asırlık arkadaşlığı bir kalemde silebilecek kadar kendine dönük bir kimlikten!

Sayın Kılıçdaroğlu, dürüstlük temelinde politikadan söz ediyor.

Sırtında,”Seni ben koltuk sahibi yaptım ona göre haa!” diye devamlı elinde hançeri ile dolaşan bir “İkinci adamla” nereye kadar gidebileceğini iyice test etmelidir.

Zaten dikkat çekici bir durum yansıyor...

Doğru, düzgün sözlerine alışık olduğumuz Kılıçdaroğlu, Önder Sav ile yakınlaşmasından bu yana, siyaseten alışık olduğumuz ama doğru olmayan beyanlarda bulunmaya başladı.

Kılıçdaroğlu’nun ilk işi, Önder Sav’ı önce sırtından sonra partiden atmak olmalıdır!

Sav artık partinin yumuşak karnıdır. En azından Ak Parti, bu “yumuşak karnı” hallaç pamuğu gibi atacaktır.

Kılıçdaroğlu imajı da giderek zedelenecektir.

Sav’ın “ruh hali, ihtirasları” yaptığı açıklamada çok açık ortadadır.

Bu kişinin ileride Bakan olup, devletin tepesinde yer almasının vahim işaretleri de ”açıklaması” yorumlanınca ortaya çıkmaktadır.

Yaptığı açıklamayı da hatırlayalım..

“…istifada bir dönüş kararlılığı vardı. İstifadan sonra benim salı günü TBMM’de grubunda yaptığım bir konuşma var. O konuşmayı dikkatle süzerlerse, o konuşmada ben CHP’ye bir teşhis koyuyorum. Ve sözümün bir yerinde hatta baş tarafında, “Genel Başkan Baykal, Türkiye’nin en sıkıntılı, sorunlu döneminde genel başkanlıktan ayrıldı. Bizi kendi göbeğimizi kesmekle yüz yüze bıraktı. Bundan sonra göbeğimizi biz keseceğiz. Parti kesecek” dedim. Gruptan çıktıktan sonra da basını ters köşeye yatırdım.

Çok cılız bir kalabalık oldu. 60 bin kişi bekliyorlarmış, bin 500-iki bin kişi ancak vardı. Deniz Bey’in yanında da bunu benim engellendiğim söyleniyor. Yani mitingin fos çıkmasından da beni sorumlu tutuyorlar. Ben de bunu bana aktaranlara, "Demek ki çok güçlüymüşüm, 58 bin kişiyi durdurabilmişsem hakikaten güçlüymüşüm" diyerek ironi yapıyorum.

Benim ilişkim Deniz Bey’le bozulmadı. Salı günkü toplantıdan sonra çarşamba günü yaptığımız Merkez Yönetim Kurulu’nda, arkadaşların bir kısmının Deniz Bey’e iyilik yapmadıklarını, Deniz Bey’in de kimsenin hamiliğine ihtiyacı olmadığını söyledim. Ve"Deniz Bey’e yakınlıkla yalakalığı birbirinden ayırın arkadaşlar" dedim. "Burada Deniz Bey’e yalakalık edenler var" dedim. Yalakalık tabirini kullandım. Bundan o sakallı (Savcı Sayan’ı kast ediyor) alındı. Zıpladı bir şeyler söylemeye çalıştı. Hiç kaale bile almadım.

Bir gün sonra perşembe akşamı evde kendi kendime epey tartıştım. Benim bir huyum var. Çok ilginçtir. Kritik süreçlerde, pencereden bakar, dışarıda Önder Sav’ı gözlerim. Önemli kararlar almadan önce sıyrılırım kendimden. Kendimi izlerim. Böyle bir hasletim, özelliğim var. O gün de yine koydum kendimi dışarıya. Ölçtüm, tarttım, biçtim. Sindiremiyorum CHP’nin adaysız kurultaya gitmesine...

Baykal'la ilgili yol ayrımıyla birlikte Kemal Kılıçdaroğlu ismi de o gece netleşti. Bir de doğru, yanlış, haklı, haksız. Kamuoyunda bir havası, gücü var. Kamuoyu/halk desteği yadsınamaz bir gerçek. Birkaç kez buluştuk. Kimsenin bilmediği, bilemeyeceği bir yerde...

Ve kimse de bilemedi. Ne o karısına söyledi ne ben söyledim. Bırak ikinci üçüncü kişiyi... Ne kadar ketum kalınırsa o kadar sonuç alınır bu işten diye düşündüğüm için bu değerlendirmeyi rahatlıkla ona da yaptım. Ve Kemal Bey de buna uydu. (O zaten ağzı sıkı bir siyasetçidir)

Ve adaylığını açıklama günü, tarihi... Pazar erken olurdu, salı da geç olurdu. Pazartesi en uygun gündü adaylık açıklamak için. Zaman da öğleden önce olmalıydı. Basının da alarmda olacağı bir olay çünkü.
‘Kemal Bey belki beraber açıklama yapmamızı isterdi. Ben de ‘Ne kadar sade olursa o kadar iyi olur’ dedim.

‘Siz açıklamayı yapın, benim de söyleyeceklerim var’ dedim. O benim destek vaadeceğimi biliyor ama ne söyleyeceğimi bilmiyordu…

Gürsel Tekin ki Kemal Kılıçdaroğlu’nu elinde tuttuğunu, yönlendirdiğini düşünen bir siyasetçi, basın toplantısından beş dakika önce haberi oldu. Televizyonların alt yazısından gördü" dedi…

Basın mensupları açıklamadan sonra hurra geldiler, doldular odaya. 'Engel olmayın basına' dedim. Şu koltukta oturduk. Burada basını da yönlendirdim. 'Siz biraz dışarı çıkın, çıkışta açıklama yapacağım' dedim. 'Kemal Bey’le bir özel konuşalım. Kemal Bey bir açıklama yaptı ama ben de sizin gibi dinledim, kısa bir açıklamaydı, Ben Kemal Bey’i dinleyip iyice anlayayım. Bakalım detayında ne var?' dedim.

Bunları bir merak aldı mı dışarı çıkarken, Kemal Bey’le 15-20 dakika görüştük. Sonra kapıda o açıklamayı yaptım, değerlendirmeyi yaptım. Sanıyorum görmüşsünüzdür. Sonradan anlıyorum ki medyada da örgütte de kamuoyunda da müthiş bir etki bırakmış o açıklama...

Benim o konuşmamın bir bölümünü il başkanları bir gün sonraki toplantıdan sonra açıkladıkları deklarasyonda kullandılar. 'Biz de Genel Sekreterimiz gibi aklımızı duygumuzun, yüreğimizin önüne koyduk' dediler...

Kemal 11.30’da açıklamasını yaptı. O kadar bir hedef saptırma yaptım ki ben o açıklamadan önce. Bu binadaki basın koordinatörlüğü bile fark edemedi bunu. Yazılı başvurusu var Sayın Kılıçdaroğlu’nun elimde. Grup Başkan Vekili imzasıyla... Salon tahsisi istiyor açıklama için. Ben de havale ettim resmi yazıyla ilgili birime. 'Ne yapacak salonu' diye sordular. 'Ne bileyim ben. Belki adam aday değilim diyecek, belki adayım diyecek, belki başka bir şey diyecek. Sorar mıyım böyle bir şeyi' dedim. Biliyorum bu birileriyle görüşülecek (Baykal’ı kast ediyor). Bana sordular 'SMS gönderelim mi, bu toplantıya ilişkin mi' diye. 'Hayır. Ne münasebet. Kemal kendi olanağı ile yapsın, partinin olanağını niye kullanayım onun için' dedim.

Bunlar zannettiler ki biz Kemal’le ayrıyız ve ben onu paramparça edeceğim! Tam bir hedef saptırmaydı o."

Bundan sonrası Kılıçdaroğlu’nun bileceği iş..Önder Sav’lı CHP,Baykal’ı çok aratır ona göre..

 

sudaduran isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi