eger bizim oyumuza göre secilmeme durumu varsa iste o zaman o serhler cok önemli oluyor..
rasmussene sunulan bazi serhler yerine getirildi, digérleride sürece birakilmisti tabiki tam anlamiyla söz verildigi gibi yapilmadi ama sunuda kabul edelim Türkiye nin serhi ve tepki süreci bir müddet tikasada sonucta son durum degismez..

Acikcasi benim icimde ak parti ve tayyip erdogana karsi en ufak bir güvensizlik yok egerki onay verilirse mutlaka anlamli bir aciklamasi vardir. Ben sadece gazatelerin yazdigi ile konusuyorum , perde arkasinda olanlardan bircogumuzun haberi yok, politika medyadan takip edilenden cok ama cok daha fazlasidir . Bu sebeple bize düsen konulari olabildigince , yeterince incelemek kendimizi , bilgimiz aktuel tutmak secim zamani oyumuzu dogru yere vermek fazlasini zaten yapamayiz.

ben yinede veto etmesini tercih ederdim.
Rivayet odur ki,Nemrut İbrahim Peygamberi(as) ateşe atacağı zaman herkesten ateşe odun taşımalarını istemiş.Bundan maksadı da Hazreti İbrahim’e düşman olanlara O’na taraftar olanları tespit etmekmiş.Herkes olanca gücüyle ateşe odun taşırken,küçük bir karınca ağzına aldığı bir damla suyla yola koyulmuş.Karıncayı görenler nereye gittiğini sorduklarında , “İbrahim’in ateşini söndürmeye gidiyorum” demiş.Etrafındakiler karıncaya alaycı gözlerle bakmışlar ve “Senin gücün o ateşe kadar yürümeye yetmez.Hem ateşe ulaşsan da alevleri gözleri bulan bu ateşi senin bir damla suyun mu söndürecek?” diye sormuşlar.Bahtiyar karınca hepimize ders olacak şu cevabı vermiş: “Bu suyun ateşi söndüremeyeceğini ben de biliyorum. Hiç Değilse Safım beli olur.

Bazı arkadaşlarımız ŞERHlerden bahsetmişler.

ŞERHin hiç bir YAPTIRIM GÜCÜ yoktur.

Bknz: Yaş kararlarına konulan şerhler.

Şerh koydular ama subaylar çatır çatır ordudan atıldı.

Bknz. ANayasa mahkemesinin parti kapatma ile ilgili kararlarındaki şerhler.

Üyelerin bazıları şerh koymuştur ama çoğunluk ne demişse o yürürlüğe girmiştir.

Şerh sadece tarihe not düşmektir, yaptırım gücü yoktur.

(en azından ben böyle biliyorum, yanlış ise hayır şerhin yaptırım gücü vardır diyen varsa düzelsin lütfen)

(kesinlikle veto edilmeliydi, bu yapılmalıydı, ama bu konuda görüşümü daha önce yazdığım için uzatmak istemiyorum)

Bugünkü YENİ ASYA gazetesinin manşeti.

Yorumsuz.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), İsrail, Estonya ve Slovenya'nın üyeliğini kabul etti. Üç ülkenin 31 üyeli OECD'ye katılım müzakereleri 2007 yılında başlamıştı. Uzun süredir İsrail'in üyeliğine karşı çıkan Türkiye, Paris'te dün yapılan oylamada 'evet' dedi. Türkiye, böylece İsrail üzerinde denetimin artmasını hedefliyor. Kaynaklar, OECD üyeliğinin İsrail'i, başta Gazze olmak üzere işgal altındaki topraklarda daha fazla şeffaflığa zorlayacağını belirtti. Türkiye'nin OECD Temsilcisi Ahmet Erozan yaptığı konuşmada "İsrail, üyeliğinden doğan sorumlulukları eksiksiz olarak ifa etmek ve uluslararası hukuk ihlallerine son vermek zorundadır" dedi. İsrail Maliye Bakanı Yuval Steinitz, OECD üyeliğinin ülkesi için tarihi bir başarı olduğunu söyledi.


OECD-Ekonomik ve Kalkınma İşbirliği Örgütü

Organisation for Co-Operation and Develepmont (OECD) ya da Türkçe karşılığı Ekonomik ve Kalkınma İşbirliği Örgütü, 14 Aralık 1960 tarihinde imzalanan Paris Sözleşmesi'ne dayanılarak, 1961'de kuruldu. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1948 yılında kurulan Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün yerine kurulan OECD, üye ülkelerin refah ve kalkınması için çalışmalarda bulunurken, üye ülkelerin dış ticaretinin geliştirilmesine de katkıda bulunuyor. Örgüte üye olan ülkelerin demokrasi, insan hakları ve yurttaş özgürlüğüne bağlı olması şartı koşuluyor.
Türkiye'nin de kurucu üyesi olduğu OECD'nin diğer üyeleri ise şöyle: Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Macaristan, Japonya, Meksika, Yeni Zelanda, Polonya, Slovakya, Güney Kore.
Avrupa Komisyonu da OECD'de temsil ediliyor.
OECD'ye üye veya bu örgüte üyelik talebinde bulunan ülkelerin, sosyo-politik ve ekonomik yaşamda, demokrasi, insan haklarına ve yurttaş özgürlüğüne bağlılık ile açık pazar ekonomisi çerçevesinde istikrarlı gelişimi vazgeçilmez değerler olarak benimsemiş olmaları gerekiyor.

İsrail OECD şartlarına uymazsa çok rahat şekilde bu örgütten atılır .

İsrail BM'nin onlarca kararını pas pas etti, tanımadı, uygulamadı.

Atıldı mı?

hayır.

Eğer israil şimdiye kadar BM'den atılmış olsaydı evet derdim bu yazılanlara inanırdım.

niye ictigim seyden sende mi istiyorsun ..
kendi actigi konuyu saptirmak iste buna denir merak ediyorum ne zaman konuya döneceksin

OECD(Ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü) üyeliğinin bir cazip unsuru
oluşturduğunu düşünmüyorum.Zira bu kuruluşa üye olan YUNANİSTAN ve İRLANDA'nın ekonomik krizle pençeleşerek iflasa sürüklenmesi bunun bir göstergesidir.

Batı'nın bir parçası ve ABD'nin yaramaz çocuğu olan İSRAİL'in de bu üyeliği bir zafer nidası ile kutlamasını enteresan buldum.Ayrıca Bağımsız bir FİLİSTİN devleti'nin kurulmasını her uluslararası toplantılarda deklare eden ve israil'in terör devleti olduğuna inanan AKPARTİ hükümeti'nin bu üyeliğe onay vererek bu düşüncesinden vazgeçtiğini düşünmek ahmaklıktır.