08-08-2011, 17:09 | #1 | ||||||||||||
Önemli Konular // VESVESE
... VESVESE NEDİR? Vesvese, gizli sese denir. Bir mastar olan “vesvâs” kelimesinin şeytana isim olması da aynı manayla alakalıdır ki, şeytan “vesvesenin kaynağı” demektir. Ancak örfen meşhur olan manasıyla vesvese, nefsin veya şeytanın kalbe attığı hayırsız, faidesiz, alçak hatıra ve mülahazalara verilen bir isimdir. Hem nefsin hem de şeytanın vesvesesi, Kur’an-ı Kerim’de ayrı ayrı zikredilir. “Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliyoruz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kâf, 50/16) ayeti, nefsin vesvesesine işaret ederken; “Şeytan Adem’e vesvese verdi” (A’raf, 7/20; Tâha, 20/120) manasına gelen bir çok ayet de şeytanın vesvesesine delalet etmektedir. “Nefsin vesvesesi” tabiri, bir insanın, kendi kendine söylediği ve gönlünden geçirdiği gizli duygular, kararlar, vehimler, hatıralar ve bunlar gibi bütün bâtınî şuur durumlarını da içine alır. Bunlar o kadar gizli ve sessizdir ki, bazılarını melekler dahi bilmekten acizdirler.. acizdirler de, onları sadece Cenab-ı Hakk bilir. Nefisten gelen vesvese, şeytanın vesvesesine kıyasla daha gizlidir. Bu gizlilik, bir cihetten onu kuvvetlendirir. Dolayısıyla nefis, şeytandan daha müthiş bir düşmandır. Belki de, “Senin en büyük düşmanın nefsindir” (Keşfu’l-Hafa, 1, 143) diyen Allah Rasulü (sav), işte bu hususa işaret buyurmuşlardır. Vesvese ve Vesvese çeşitleri Hiç müşahade ettiniz mi? Veya sizde de var mı, bilemem ama bazı insanlar su vesvesesine kapılmıştır. Abdest veya gusül abdestlerini bir türlü alamazlar. - Yıkamış mıydım? - Yıkamamış mıydım? - Acaba kuru bir yer kaldı mı? - Bir daha yıkasam mı? Acabalarıyla bir türlü abdest alamazlar. Hatta sabah namazına kalkıp ihtiyaç gidermek ve abdest almak arasında oyalanırken üzerine güneş doğan nice insan var. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda: Suyun vesvesesinden Allaha sığınınız. (1) buyurmuştur Bu yazımızda vesvese çeşitleri nelerdir ve bunlardan nasıl kurtulunulur sorularına cevap arayacağız. VESVESE ÇEŞİTLERİ 1- Su Vesvesesi: Bu vesveseye yakalanmış kişiler daima temizlik hususunda vesveseye kapılırlar. İhtiyaç giderme esnasında Acaba üzerime idrar damladı mı?, Temizlik tam olmadı mı?Acabalarıyla vesveseye kapılırlar ve bir türlü tuvaletten çıkamazlar. Çıkınca da abdest töreni başlar. Bir yıkar, bir daha yıkar, bir daha yıkar, olmadı! Baştan başlar abdest almaya ve abdest alma olayı tam bir törene dönüşür. 2- Bir diğer vesvese ise kişinin namaza durunca abdestinin bozulduğunu zannetmesidir. Şeytan o kişinin gerisinden üfler, o kişi de namaza her duruşunda kendinden bir şey çıktı zanneder ve namazı bozar. Tekrar abdest, tekrar namaz, tekrar abdest… alırlar. VESVESE RİSALESİNDEN BAKALIM; Vesveseden Nasıl Kurtulabilirim? Vesvesenin hiç bir zararı yoktur. Şeytanın en zaif silahıdır. Her Müslümana vesvese gelir. Vesvesenin gelmesi imanın sağlamlığındandır. Dini hayatı çok yaşayanlar daha çok vesveselere maruz kalırlar. Zira vesvesenin hedefinde, nefret ettirme yatmaktadır. Şeytan, kişiyi ümitsizliğe düşürmeyi gaye edinmektedir. Vesveseye ehemmiyet vermemek lazımdır. Zira o çirkine şeyler bizim kalbimizden çıkmıyor, şeytan onları kalbimize atıyor. Bizim kalbimizden çıkmadığının delili ise kalbimizin üzülmesidir. Hem istemeyecek ve hem de vesvese atacaktır, böyle bir şey mümkün değildir. Kaldı ki, vesvese bir cezayı gerektirmez, çünkü hayalidir. Yani hayalimizde meydana gelen şeylerdir. Mesela, siz hayalinizde bir üniversiteyi bitirseniz ve sonra üniversite yönetimize gidip diploma isteseniz verirler mi? Veya hayalinizde cumhurbaşkanına sövseniz, cezayı gerektirir mi? Elbette ki, hayır. Aynen öyle de hayalimize gelen o pis şeyler, bir suç teşkil etmez, zira gerçek değildir. Tıpkı ateşin aynadaki görüntüsünün insanı yakmaması ve yine yılanın aynadaki görüntüsünün insanı ısırmaması gibi. Yirmi Birinci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَاباً مَوْقوُتاً 1 BİR ZAMAN sinnen, cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: “Namaz iyidir. Fakat hergün, hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor.” O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. İşittim ki, aynı sözleri söylüyor. Ve ona baktım, gördüm ki, tembellik kulağıyla şeytandan aynı dersi alıyor. O vakit anladım: O zat o sözü bütün nüfus-u emmârenin namına söylemiş gibidir veya söylettirilmiştir. O zaman ben dahi dedim: Madem nefsim emmâredir. Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. Öyle ise nefsimden başlarım. Dedim: Ey nefis! Cehl-i mürekkep içinde, tembellik döşeğinde, gaflet uykusunda söylediğin şu söze mukabil, Beş İkazı benden işit. BİRİNCİ İKAZ Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç kat’î senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın? Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir. Keyif için, ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasaydın ki ömrün azdır, hem faidesiz gidiyor; elbette onun yirmi dörtten birisini, hakikî bir hayat-ı ebediyenin saadetine medar olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete sarf etmek, usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak ve hoş bir zevki tahrike sebep olur. Yirmi Birinci Sözün İkinci Makamı Kalbin beş yarasına beş merhemi tazammun eder. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ - وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ EY MARAZ-I VESVESE İLE MÜPTELÂ! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer; ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan, gider. Öyle ise, şu musibetli vesvesenin aksâm-ı kesiresinden kesîrü’l-vuku olan yalnız Beş Vechini beyan edeceğim; belki sana ve bana şifa olur. Zira şu vesvese öyle birşeydir ki, cehil onu davet eder, ilim onu tard eder. Tanımazsan gelir, tanısan gider. BİRİNCİ VECİH – BİRİNCİ YARA Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hatıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir, ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi, Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister. Bu yaranın merhemi budur: Bak, ey biçare vesveseli adam! Telâş etme. Çünkü senin hatırına gelen şetim değil, belki tahayyüldür. Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi; tahayyül-ü şetm dahi şetm değildir. Zira, mantıkça, tahayyül, hüküm değildir. Şetm ise hükümdür. Şeytan, edep dışı fena ve çirkin sözleri, şehvete dair bir kısım hayal ve hatıraları da kalbe atar. Dine, Allah‘a, peygamberlere ve mukaddesata dair çirkin sözler fısıldar. Bazen de, “Namazı kaç rekât kıldım, abdest alırken kolumu yıkadım mı, guslederken kuru yer kaldı mı“, şeklinde ardı arkası kesilmeyen vesvese (kuruntu) verir. Nitekim Sahabe-i Kiram‘dan bazıları Hz. Peygamber‘e (s.a.v), “Ya Rasulallah, bazılarımız içinden öyle sesler işitiyor ki, onu (bilerek) söylemektense kömür kesilinceye kadar yanmayı veya gökten yere atılmayı tercih eder. Bu vesveseler bize zarar verir mi?“ diye sordular. Hz. Peygamber (s.a.v): “Bu gerçek imandır“ buyurdu. Vesveseye müptela olan mümin, şeytanın iğvasına kapılıp amellerden geri kalmamalı, haram ve helallere karşı son derece duyarlı olmalıdır. Ayrıca Allah‘ı çok zikrederek, kalbi ve diğer latifeleri çalıştırmaya önem vermelidir. Namazda vesvese geldiği zaman kendini toparlayıp sadece okuduğu sureleri düşünmelidir. Bundan başka şeytanın vesveselerine karşı bir siper olan Felâk ve Nas Surelerini, manalarını da düşünerek çokça okumalıdır. (Semerkand Dergisi‘nden) Vesvese Modern psikolojinin her birine ayrı teşhis ve tanımlar bulduğu fobi, takıntı, şizofreni, paranoya vb gibi kavramların tümü dini literatürde “vesvese” ve “evham” ile izah edilirdi Hepsi de birbirinden farklı olan psikolojik durumları tek bir terimle ifade etmek elbette sıkıntı doğurur Fakat bu sıkıntı “vesvese”ye verilen farklı tariflerle fazlasıyla aşılmıştı Bu tariflerin her biri, vesvesenin farklı bir türüne karşılık sayılabilirdi Vesvese, konuluşu itibarıyla doğal bir kelime “Nefsin ya da şeytanın fiskosu, fıs-fıs-fıs diye üflemesinden” yola çıkılarak türetilmişti Daha kolay anlaşılması için vesveseyi şöyle tanımlayabiliriz: Gözün ardında ve beynin önünde sinema perdesi gibi bir perde gerili olduğunu düşünün Bu perdede ayartıcı güdülerin baskısındaki bilinçaltı, ya da dışardan ve içerden bilincimiz üzerinde baskı kurmaya ve ruhun bilinç üzerindeki etkisini yok edip orada hüküm yürütmeye çalışan her tür şeytani güç film oynatır Eğer şeytani güçlerin filminin seyircisi olursanız, onlar oynatmaktan usanmaz Siyah-beyaz, renkli, üç boyutlu… Avantür, romantik, korku, şiddet, cinsellik sömürüsü içeren filmler… Şeytanın arşivi çok geniş.Kur’an’ın buyurduğu gibi “önlerden, arkalardan, sağlardan, sollardan gelerek” insanı ayartmaya çalışır. Peki, insan üzerinde bir gücü var mı? Kur’an defaatle “asla” diyor. Rabbimizin dilinden “Senin benim kullarım üzerinde etkili bir otoriten (sultân) yoktur”. Peki, şeytan ve tüm şeytansılar bu gücü nereden alıyor? Vesvese verdiği insanın kendisinden Yani mağdurdan İradenizde oluşacak her zaaf, şeytanın ve nefsin gücüne dönüşür Siz adeta iradenizden şeytana ve nefse transfer yaparsınız, o da sizden aldığını size karşı kullanır Unutmayın: Seyircisi olmayan oyun uzun süre devam etmez Eğer siz onun seyircisi olmayı ısrarla sürdürürseniz, o zengin galerisinden sizin için, sizin zaaflarınıza, eğilimlerinize, çürük yanlarınıza uygun bir film seçer Herhangi bir konudaki korkunuz bir zaafa dönüşmüşse Kalenizi oradan döver toplarıyla Çünkü orası kalenin en zayıf yanıdır Herhangi bir konuda takıntınız varsa, bilincinizi oradan tırtıklar Geminizi delmeye oradan başlar ki, su alıp da batsın Şehvet, şöhret, tutku, para… Hatta kimi zaman insanın ibadetini dahi kendi emelleri uğruna kullanmaya, Kur’an’ın ifadesiyle onu “Allah’la aldatmaya” bile kalkışır (355) Şeytanın ve şeytansıların vesvese ve vehimleri hakkında birçok eser vermiş ulemamız. Ama bunların içerisinde en müstesnası İbnu’l-Cevzi’nin Telbisu İblis’i Peki, bütün bu saldırılara karşı ne yapmalı? Bir kez şeytanın ve nefsin tasallutundan azade bir kul düşünülemez. Herkes her an vesvese ve evhama karşı mücadele etmek durumundadır. O halde böyle bir saldırıya muhatap olmak suçlanacak bir şey değildir. Hele küçük vehimlerimizi büyütmekten daha büyük vesvese olamaz. Yükseklik korkusu olan birine “Yahu sen nasıl Müslümansın?” diye tarizde bulunmanın abesliği gibi Ya da fareden aşırı korkan birinin “Allah korkusunu” sorgulamak gibi Bu abesle iştigaldir. Elbet bu bir zaaftır, ama iman zaafı diyecek kadar da değil. Bunun bir yığın psikolojik ve bilinçaltı sebepleri vardır ve bu sebepler bazen basit bir klinik müdahaleyle bile çözülebilir. Ama bu konudaki zaafın derecesi ne olursa olsun yine de mümin, imanın makarrı olan akleden kalbi bir rehabilitasyon merkezi olarak kullanmayı bilmelidir. Söyler misiniz; iman bize emniyet vermeyecekse başka ne verir? Vesvese ve evhamdan kurtulmak isteyen, şeytanın filmini seyretmesin (M.İslamoğlu)
Vesvese ile ilgili paylaşım ekleyebilirsiniz.
Konu Seyyah tarafından (08-08-2011 Saat 21:54 ) değiştirilmiştir.. |
|||||||||||||
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-08-2011, 21:42 | #2 |
Vesvesenin büyük sebebi mavevi gıda eksikliğinden ileri geliyor..vesveseyi gözümüzde büyütmeden onu gözümüzde küçültüm üstesinden geleceğimize inananarak şeytanı mağlup etmeliyiz...
Paylaşım için teşekkürler sevgli Yunus....bu arada Mumsema sitesinin iyi reklamı olmuş da nasıl temizlenecek bilmiyorum |
|
08-08-2011, 21:43 | #3 |
mumsema linklerini uçursak...
|
|
08-08-2011, 21:47 | #4 |
Şimdi iftar sofrası için çıkmam lazım...başka bir sorumlu görürse temizleyiversin yoksa ben gelince temizlerim artık
|
|
08-08-2011, 21:51 | #5 |
Link nerde göremedim orucun son saatleri dikkat dağınık mazur görün
|
|
08-08-2011, 21:55 | #6 |
Düzeldi heralde.. O nasıl öyle olmuş anlamadım..
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|