|
07-14-2008, 16:16 | #1 |
Onların gücü bizim "dik duruş" eksikliğimizden!
Niçin bu kadar güçlüler?
Niçin son ana kadar, Türkiye’yi altüst eden bir gündemi görmezden gelebiliyorlar? Niçin her şeyiyle haber olan bir konuyu Türkiye gündemine sokmamak için çaba sarfedip, amaçlarında başarılı olamasalar da, gazeteciliklerini kimseye sorgulatmıyorlar! Niçin bu kadar güçlüler? Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’deki medya sektörünün neredeyse yarısından fazlasını elinde tutan bir grup, düne kadar Ergenekon’u görmüyordu. Haber olarak vermiyordu.. O grubun en büyük gazetesi, Ergenekon sanıklarını, “suçları”yla değil, “uğradıkları sözümona mağduriyetler”le haberleştiriyordu.. “Niçin sabahın 4’ünde gözaltılar yapılmış” da.. “Niçin 80 yaşındaki adam tutuklanmaya kalkışılmış” da.. Niçin... Niçin.. Niçin?.. örgütün işlediği suçlar sorgulanmıyor, savcının hangi kurallarda takdir hakkını olumsuz kullandığı sorgulanıyor.. Niçin bu kadar güçlüler? “Katili değil, savcıyı sorgulama gücü”nü nereden buluyorlar bunlar? Hiç uzatmadan cevap vereyim.. Bizden buluyorlar.. Karşılarında dik bir duruş sergilenmemesinden palazlanıyorlar.. Karşılarında dik duruş sergileyen o kadar az insan var ki! Dik duruş sergileyebilecek cesarette o kadar az bürokrat, o kadar az bakan, o kadar az milletvekili var ki!.. Aslında güçleri kendilerinden değil. Onlara bu gücü, biz veriyoruz. Onların karşılarında dik duruş sergilemeyenler veriyorlar.. Küçücük bir iltifatta, hemen mayışıyoruz. “Dik duruş” kararlılığımzdan hemen taviz veriyoruz. Bir haftadır yazacağım. O gündem, bu gündem, erteleyip duruyoruz. Hürriyet gazetesinin, TCDDile işbirliği içinde düzenlediği, “Hürriyet hakkımızdır treni” organazisyonunda, Hürriyet yazıişleri kadrosu, Hürriyet yazarları, il il ziyaretlerde bulunuyor! Sözümona halkla buluşuyorlar.. Aslında halkla değil, o ilin bürokratları ve milletvekilleri ile buluşuyor, gövde gösterisi yapıyorlar.. Yalanlarını, menfaat kokan haberlerini böyle gözlerden kaçırıyor, kaybettikleri itibarlarını böyle dengeliyorlar.. Oysa, küçük bir hafıza yoklaması, her şeyi gözler önüne seriyor.. Bunlar değil mi kardeşim, hızlı tren kazası olduğunda, dergilerinde manşetten verdikleri haberde: “Bakan’dan şok sözler: ‘Yap yap, kimse fark etmez!’ Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, altyapısı eski, virajları riskli Hızlandırılmış Tren projesini bile bile başlattığını itiraf ediyor” yalanını uyduran.. Evet; resmen bu yalanı yazdılar bu adamlar. Bakanlık bu sözleri yalanladı. Ama onlar kullanmadılar. Şimdi ise, o suçladıkları Bakanın desteği ile, hızlı tren kazasının müsebbibi gösterdikleri Genel Müdürün desteği ile, “Yaşasın hürriyet hakkımızdır treni geliyor” organizasyonuna imza atıyorlar! Bakan sormuyor, “Sizin yazdığınız o yalanları ne yapacağız?” Genel Müdür sormuyor, “Sizin attığınız o iftiraları nasıl unutacağız?” Gidilen illerdeki bürokratlar sormuyorlar, “Bugüne kadar aleyhimize yaptığınız yayınları nereye koyacağız?” Milletvekilleri sormuyorlar, “Her gün attığınız manşetlerle sergilediğiniz tahrikleri nasıl görmezden geleceğiz?” Onlar sormayınca, vatandaşlar da sormuyor: “Sizler, ‘Hürriyet hakkımızdır’ diye sloganlar üretiyorsunuz, bizim kapımıza geliyorsunuz ama.. Bu bölgenin insanlarının % 90’ı başını örter.Siz ise gazetelerinizde, televizyonlarınızda, başı örtülü insanları, cumhuriyet düşmanı/devlet düşmanı olarak ilan ediyorsunuz. Başörtüyü hürriyet olarak değil, esaret olarak takdim ediyorsunuz. Hürriyet hakkımız ise, bırakın da ne giyeceğimize, ne yapacağımıza biz karar verelim. Gazetelerinizdeki şu yönlendirmelere son verin artık. Suçlamalarınızı bırakın artık.. Hürriyet hakkımızdır; kılık kıyafet hürriyeti de bizim hakkımızdır.” Bakan itiraz etmeyince, genel müdür yalanlarını yüzlerini vurmayınca, vatandaş “Hadi oradan yalancılar” demeyince, onlar da gündemi kendi istedikleri gibi şekillendirmeye devam ediyorlar. İstediklerinde, başörtü ile okula gitmeyi bile “teröristlik” olarak takdim ediyorlar.. İstediklerinde onlarca kiloluk C4 patlayıcılarını, “askerlik hatırası” olarak masumca bir davranış gibi göstermeye kalkışıyorlar.. İşlerine gelince, Bakanı hayali suçlamalarla infaz etmeye kalkışıyorlar. Bakan saldırılara direnip ayakta kalınca, bu sefer yanına yaklaşıyor, “birlikte görünme şirinlikleri” ile kendilerine itibar sağlıyorlar.. Ve maalesef, onlara bu imkanları da, onların saldırılarına uğrayan mağdurlar veriyor. Ali Karahasanoğlu- Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-14-2008, 16:21 | #2 |
Onların gücü bizim "dik duruş" eksikliğimizden!
:-* +
|
|
07-14-2008, 16:23 | #3 | |
Onların gücü bizim "dik duruş" eksikliğimizden!
Alıntı:
Teşekkürler (+) |
||
07-14-2008, 16:43 | #4 |
Onların gücü bizim "dik duruş" eksikliğimizden!
paylaşım için allah razı olsun canım + :-*
|
|
07-14-2008, 17:35 | #5 |
Onların gücü bizim "dik duruş" eksikliğimizden!
Okuyup yorumlayanlara çok teşekkürler..
Be korkusuz atılımcı bir gençlik görüyorum..Akforum üyleri mesela.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|