![]() |
#1 |
![]() Mustafa İslamoğlu'nun Hümeyra diye bir şiiri var. Bir de Hümeyra isminde bir kızı. Kızı Hümeyra'dan isminin hüzünlü hikayesini yazmasını istedik.
Hümeyra İslamoğlu, gayretli bir kızımız. Değerli yazar ve şair, ilim adamı Mustafa İslamoğlu'nun kızı. Hümeyra'nın ismiyle bir şiiri var İslamoğlu'nun. Bu şiirin bir hikayesi olduğunu sayın İslamoğlu Yasin isimli şiir kitabında meraklısına notlar bölümünde ifade etmiş. Biz de bu şiiri okuduktan yıllar sonra Hümeyra'yı büyümüş olarak karşımızda gördüğümüzde o hikayenin kendisine akseden yanını yazmasını rica ettik; bizi kırmadı. İşte o acının hikayesi... Omaira! Sene 1985.. Kolombiyanın Armero bölgesi Nevado del Ruiz dağı etekleri. 13 yaşında bir kız çocuğuydu Omaira Sanchez, yanardağ patlarken ve can verirken mağmalar altında. Patlamanın yaşandığı gece anne, babası ve kardeşiyle evlerindelerdi. Kimbilir belki film izliyorlar belki uyuyorlardı, patlamanın sesiyle kendilerini dışarı atmaya çalıştılar. Herkes kaçarken, Omaira üzerine yıkılan evin altında bedeni betonların ve mağmanın arasına sıkışmış olarak mahsur durumda kaldı. Esaretin ne demek olduğunu betonların arasında saatler geçirerek anladı Omaira. Kurtarma ekipleri geldi, yardım etmeye çalıştı ancak sıkışan bacakları ve bedeni mağmaların altında kalmaya mahkum olmuştu. Omaira kurtarma ekiplerinin 60 saat boyunca onu kurtarmasını bekledi. Üç gece bedeninin santim santim eridiğini hissederek yaşadı. Kırık bir pompa onun ölümünden iki saat önce geldi yanına, fakat çare değildi. Küçücük bedeni mağmalar altında erirken Omaira’nın, durumu öğrenen bir muhabir beş saati araç, iki saati yaya olarak Armero’ya Omaira’nın fotoğrafını çekmeye geldi. Küçük kızın en yakın şahidi oldu, onun acı dolu bakışları Frank Fournier adlı gazetecinin gözünden yansıdı tüm dünyaya.. BBC den verilen haberle tüm dünya trajediyi zihninde sabitleyerek, olaya şahit oldu. Omaira’nın hayatının son 3 gününden tüm dünya sorumlu tutuldu. Tartışmalar Omaira üzerinden yapılmaya başladı henüz ölmemişken.. Son gece. Gazeteci Frank Fornier elinde makinası kurtarma ekiplerinin çalışmalarını izledi. Sonuç vermeyen son çabalardan sonra tüm umudu yitip giden Omaira, kızgın lavlar, yerinden oynayan yanardağ ve balçığın içinde “mami mami" diye feryat eden bedeni kızgın lavlara gömüldü. Onu çeken muhabir tarihin vicdanına yeni bir not düştü, o gece yeryüzünün tüm vicdan sahibi yürekleri Omaira için gözyaşı döktü. Binlerce kişi dehşetli gözlerle izledi onu, acı karşısında çaresizce sustu herkes. Ve tarihe yazılan ilk not Kayseri'de Mustafa İslamoğlu’nun sofrasına düştü acı bir çığlık gibi.. Gözyaşları içinde seyretti o sahneleri. Küçük Omaira çığlık atarken baba diye, yırtılan yürek benim babamınkiydi. Onun baba deyişini tarihe tanık tutarak kağıda düştü dizeler; “hümeyra kına yakmasaydı annen saçını yolarak taramasaydı dağı kızdıran sen değilsin, biliyorum şimdi kül olan saçların dağınık kalsaydı Koş Hümeyra koş suyu seyret şöyle uzaktan son bir kez daha bak şöyle uzaktan minnacık ellerini aç, gerdir bileklerini serçekuş yüreğini bir an sıkıca tut sonra, savur göğe kocaman dileklerini Ölürken gözlerini görmemeliydim Hümeyra yalvaran, suçlayan vuran ben her saniye öldüm sense ateşin koynunda, yaşıyorsun hala şu iki azap meleği gibi duran gözlerini çek üstümden Yaşayacaktın, hayatı görecektin görecektin denizi görecektin gemiyi binecektin hüzne el sallayacaktın soluk soluğa savuşturmağa gelen seni Başkalarının işlediği günahın cezasını çekiyorsun Hümeyra madem sefihlerle aynı gemiyi paylaşıyorsun dur, deli çocuk, çırpınma boşuna yere geçiyorsun yalvarışın o yüzden çarpıp geri dönüyor göğün duvarına o yüzden gelmiyor melekler yanına..” ve sonra ben daha karnındayken annemin, adını aldım Omaira’nın ve şiirini aldım babamdan. Herkes bana yazıldı sansa da bu şiiri, hikayesi ona aitti. Adım o gün konuldu benim, ben doğmadan çok önce. Dünyanın vicdanına yeniden bir ışık olma umuduyla kondu adım, yeni Omaira’lar büyüyebilsin diye kondu. İdrak etmeye başladığım zamandan itibaren babam bana şiir yazmış diye şımarırken şiirin asıl sahibini, 12 yaşında olduğum zaman bir akşam yemeği vakti Omaira’nın ölüm yıldönümü sebebiyle bir haber kanalında adı geçerken babam anlattı, yine gözlerinde bulgur bulgur yaş.. Ablamın ve ağabeyimin o güne kadar babam bana şiir yazmış dediğimde niçin güldüklerini o gün anladım. Ve o gece hiç tanımadığım, hiç görmediğim kardeşim Omaira’yı özlediğimi hissettim ve onun için ağladım. O saatten sonra adımın anlamını sorduklarında Omaira’nın hikayesini anlatmadığımda ona haksızlık ediyor gibi hissettim kendimi. Yıllar sonra bir gün ağabeyim bak sana kimi göstereceğim diye geldi bir akşam yanıma... Ve hep merak ettiğim Omaira’yı gördüm. Mağmaların altında can çekişirkenki görüntüsünü.. Ve bir daha asla gitmedi gözlerimin önünden “baba” diye çığlıklar atarken ki görüntüsü.. Ona bir vefa borcum, ona bir gözyaşı borcumuz var, hepimizin. Adım Hümeyra ve ben Kolombiya'da bir yanardağ da balçıklara gömülen Omaira’nın hatırasını taşıyorum üzerimde. Ve bir gün onunla cennette karşılaşma umudu var yüreğimde. Hümeyra İslamoğlu isminin hikayesini yazdı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
hümeyra islamoğlu, mustafa islamoğlu, omaira |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|