09-23-2008, 00:46 | #1 |
öp,başina Koy Ve Yükseğe Kaldir,aman Dokunma
Zırt pırt dokunma.
Elden ele dolaştırma. Evde kolay ulaşılamayan yüksek bir yere koy ki, kutsallığına toz kondurma. Günah olur yoksa, yapma. Çarpılırsın sonra. ... Bu şekilde öğretildi bizlere çocukluğumuzda. Uzak tutuldu, yaklaştırılmadı hayatlarımıza. Korkuyla baktık, farkına varmadan aramız açıldı bir bakıma. İçindekileri de ancak, okuduğunu söyleyenlerin anlattıklarından öğrendik. Bir sürü yanlış yunluş bilgi ve önyargıyı da böyle edindik aslında. Hakkında hala daha doğru düzgün bilgisi olan çok az insan tanıyorum etrafımda. Ya da okumuş olanını... İki üniversite bitirmiş olan da dahil, kimse onu okumak istemiyor. İlgilenmediği gibi, merak da etmiyor. Kulaktan dolma bilgilerini doğrulamak için bile açıp bakmıyor. Geç kalmışız yakınlaşmakta... Tepki duyduğu için hayatından tamamen çıkaranlar da var etrafımızda. Bu yüzden de bu kadar kolay sömürülüyoruz, dinimiz ve inançlarımız hakkında. Sırf bu yüzden bu kadar kolay her türlü ticari ve siyasi oyuna geliyoruz, kullanılıp kandırılıyoruz. Anladınız umarım... Kur'an-ı Kerim' den bahsediyorum şu anda. Hepimizin demeyeyim; ama büyük çoğunluğumuzun okuyup hatmetmiş olması gereken kitabımızdan. Yasak sevdalısı olduğumuz kitabımızdan. Anlıyorum aynı zamanda. İnsanın anadili olmayan bir dilde herhangi bir kitap okuması zorken, dünyanın en iyi çevirisinden bile istediği tadı alması hiç kolay değilken, Dinine dair başka bir dilde okuması, öğrenmesi hiç de kolay değil hakikaten. Çeviriler de çok önemli bu yüzden. Konu din olunca, dil de Arapça gibi karmaşık, tek cümlede çoktan seçmeli anlam çıkarılabilen bir dil olunca, Kime güvenip kimin çevirisine inanacaksın? Haydi sen bu sorunu atlattın diyelim, başkalarının “okumadan körükörüne anlatılana inanma” sorununu nasıl çözeceksin? ... Ben şöyle bir adım atmayı düşündüm kendimce. Önce şu başlıkta kullandığım “sloganı” değiştireceğim. Yerine; “Öp başına koy, aç kapağını oku!” diyeceğim. Sonra: “Başucuna koy, yanında dursun.” diye ekleyeceğim. Kitabı taaa yukarılardan indirip Dokunulabilir, ulaşılabilir, okunulabilir; hakkında kafa yorulabilir, düşünülebilir ve tartışılabilir bir arkadaş gibi, kendimize yakınlaştırmayı deneyeceğim. Kitabınıza uzaklaştırıldıkça yalancılarının kölesi olmaya mahkumsunuz... Okuyarak özgür olmayı teşvik edeceğim. YONCA TOKBAŞ
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-23-2008, 00:48 | #2 |
çok güzel bir yazı olmuş ve önemli noktalara değinmiş,bizede ortaokulda yıllar önce bu konuya benzer bir ders vermişti hocamız,o geldi aklıma
teşekkürler. |
|
09-23-2008, 01:40 | #3 |
kesinlikle...
bu şekilde dürtüler yüzünden kurandan soğutuldu geçlerimiz... aslında bize anlatılmak istenen saygıydı..ama bu saygıyı belkide anlamak istediğimiz yere bizler çektik.. hep öyle değilmidir...bir büyüğe saygı duyarız...uzak ve mesafeli oluruz.. ama kuran-ı azümüşan aslında sevgi-saygı ikilemiyle aanlatılmalı... seversin...sevdiğine değer verirsin...sayğı duyarsın...ilgini çeker... bari biz bundan sonra kuranımızı sevdirelim.....sayğı mutlaka gelecektir... Konu aşk-ı ilahi tarafından (09-23-2008 Saat 01:49 ) değiştirilmiştir.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|