|
![]() |
#1 |
![]() Oral Çalışlar
![]() Gerçek dünya, sanal dünyayı yendi Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyor. Toplumdaki psikolojiyi adım adım yumuşatmak Başbakan'ın elinde. Söz bitti, gerçek konuştu. Toplumsal çoğunluğun, seçmenin iradesi ilginç ve hayati bir sınavdan daha başarıyla çıktı. Siyaseti siyaset dışı yöntemlerle dizayn etmeye kalkışanlar bir kez daha toplumun tercihi karşısında yenildiler. Hâlbuki gerçek gün gibi ortadaydı. Kamuoyu yoklamalarında halkın 'operasyoncu cephe'ye itibar etmediği ve destek vermediği görülüyordu. Ama sanal dünyada yaşayanlar, “Bitiş...” “Sen kaybettin...” başlıklı yazılar yazıyorlar ve bir çevre, onları alkışlayarak, “helal olsun” nidalarıyla yanılsamayı şiddetlendiriyordu. Bu seçimleri referanduma dönüştüren, muhalefetin bizzat kendisidir. Kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. Başbakan Erdoğan için “30 Mart’tan önce kaçıp gidecek” değerlendirmeleri, toplumun iradesine karşı bir saygısızlığı, toplumun zekâsına karşı bir hakareti ifade ediyordu. Kimin gidip gitmeyeceğine karar verecek öznenin toplum olduğunu unuttular ve bir kez daha yanıldılar. Sanal dünya oldu yalan dünya. Cemaat Fotoğraftaki en dramatik şekilde kaybeden aktörü ve en şiddetli hayal kırıklığıyla sarsılacak olan kesimi, Cemaat oluşturuyor. Operasyonları desteklediler, kasetlerin arkasında durdular, AK Parti karşıtı cephenin militanı, yani tavşan atleti olarak öne çıktılar. Ellerindeki bütün olanakları Erdoğan’ı siyaset dışına itebilmek ve itibarsızlaştırmak, hatta sıfırlamak projesi için kullandılar. Ortaya çıkan oy oranlarına bakıldığına; Cemaat’in, sandıkta, AK Parti aleyhine hiçbir ağırlık oluşturamadığı, net bir şekilde görülüyor. Ya tabanları onları dinlemedi ya da düşündükleri genişlikte bir tabanları yoktu. Bundan sonra, karşılaştıkları gerçeklikle nasıl yüzleşecekler, ciddi bir merak konusu... CHP yenildi CHP açısından bakıldığında tarihsel bir yenilgi söz konusu. Kalesi sayılabilecek birçok ili kaybetmiş gözüküyor (Ordu, Mersin, Antalya, Artvin vb.). 'Paralel yapı'nın imal ettiği malzemelere bel bağlamaları, yürüttükleri siyasetin ciddiyetini iyice tartışılır hâle getiriyor. Cemaatle kurulan ittifakın onlara yaramadığı ortaya çıktı. Hâlbuki çok şeyler bekliyorlardı. CHP’nin ciddi bir özeleştiri yaparak, yüzünü hayatın ve dünyanın gerçeklerine dönmesi gerekiyor. Devletçi, operasyoncu, inatçı, kendi kafasında hayali bir toplum kurgulayan, geleneksel gerçeküstü CHP siyaseti bir kez daha duvara çarptı. Demokratikleşme Seçimin kazananı hiç şüphesiz AK Parti ve Erdoğan. Özellikle Başbakan’ın, zaman zaman tek başına yürüttüğü kampanya ile bu başarının asıl mimarı olduğu ortada. Tabii şurası bir gerçek ki iktidar partisi ve Başbakan bu süreçte yaralar da aldı. Başbakan’ın son aylarda yaşananları sakin bir şekilde gözden geçirmesinde, yeni değerlendirmelere açık olmasında yarar var. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyor. Toplumdaki psikolojiyi adım adım yumuşatmak Başbakan’ın elinde. Gecenin kazananı olarak, Türkiye’yi yeni ufuklara taşıyarak demokrasiyi derinleştirme hedefini önüne koyabilir. Aleviler, Kürtler, laikler ve toplumun tüm renkleriyle yeni bir ilişki geliştirebilir. Tabii çözüm sürecinin derinleştirilmesi, Kürtlerin hakkının hukukunun korunması, Türkiye’nin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Şimdi içeride ve dışarıda barış zamanı... Kazanan yeni Erdoğan barışın asıl kurucusu ve aktörü olarak öne çıkmalı. Kaynak Radikal 31.03.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|