Orta direk

Bu tabiri, gündeme ilk defa Turgut Özal getirdi. İlk defa o “orta direk” sözünü telaffuz etti. Partisinin orta direk partisi olduğunu ilân etti. Ne var ki refah arttıkça makas açıldı. Ortalığı papatya şaklabanlıkları doldurdu. “Orta direk” denen orta sınıf, yıllardır erimekte. Fırsatlar ya fırsatçıların işine yarıyor veya durumu çok iyi olanların. Dürüst, namuslu insan eziliyor. Fırsat eşitliği bir türlü hayat geçemedi. Dikkatlerden kaçmamış olmalı. Kapanan bakkallar ile alakalı yeni haberler var. Böylece 10 yılda 200 bine yakın bakkal, kepenk indirmiş oluyor. Ticarete veda eden sadece bakkallar mı? Hayır, manav, kasap, manifaturacı, kumaşçı, kırtasiyeci, marangoz, mobilyacı gibi orta sınıf esnaf da bir gün son kere indirdiği dükkânına son kere dönüp nemli gözlerle bakmakta. Zanaatkâr, çırak ve kalfa bulamıyor, o da kepenk indirmekte. Mahallemizdeki kasap dükkânı kapanınca ne kadar üzüldüğümüzü bir Allah bilir. Kendimizi suçlu hissettik. Mahallemizdeki bakkalın marketlere rağmen kahramanca direnmesine ise ne kadar memnun olduğumuzu da yine Allah bilir. Hem mahalle hayatı ortadan kalkmakta ve hem de onlarla birlikte o mahallenin can damarları.
Cemiyeti orta tabaka, diğer adıyla orta direk, orta sınıf ayakta tutar.
Mega zenginler istisnadır.
Orta sınıf bütün cemiyettir.
Ona sahip çıkmak şart.
Adı üzerinde işte “orta direk”.
Bu tabir nereden geliyor? Çadırdan. Orta direk devrilirse çadır çöker. Bir tarafta işsizlik diğer tarafta eriyen orta tabaka. Fatih Camii avlusunda Sabahattin Zaim Hoca’nın cenaze namazını beklerken bir ticaret adamımızın dedikleri o günden beri içimizde derin sızı. Osmanbey’de astar ticareti yapan dostumuz dert yandı. İşte aynen dedikleri. “Hükümet başımızın tâcı, oy verdik destekliyoruz ama her şey de iyi gitmiyor. Osmanbey dökülmekte. Her gün iş yeri kapanıyor. Daha dün 200 kişi çalışan bir atölye kapandı.” Aynı şekilde MÜSİAD’da devlet bakanı Mehmet Şimşek’i beklerken patent işleri yapan bir dostumuzla konuşuyorduk. Ona şöyle dedik. “Bizim gördüğümüz kadarıyla bir işletme kapanma kararı aldığında resmi ve gayrı resmi borçlar, tazminatlar ödendikten sonra elde kalan sıfır.” Arkadaşımız “hayır, dedi, sıfır kalsa iyi, borçlu çıkıyorsunuz. Yanımda 200 kişi çalışıyor, geçen gün vermemiz gereken kdv 10 gün gecikti diye maliyeciler kapıya dayandılar”.
Yılların ihmali, beceriksizliği, düzensizliği var. Onun için ekonomik tedbirler, vergi tahsilatı, haciz kararı gibi çalışmaları çok itinayla yapmalı. Vatandaşın ekmek teknesi arabayı vergisi ödenmedi diye bağlamak mı, bağlamamak mı? Bu itibarla 18-29 Yaş arası işçilere farklı prim uygulaması müjdeli bir haberdir. O bakış artık kırılmalı, işverene şaşı bakış bitmeli. Kaç kere yazdık, yine tekrar edelim. Yanında 10 kişi çalıştıran kahramandır. Devletin sırtından 10 ailenin yükünü almakta. Nerde kaldı ki binlerle insan çalıştıranlar? Aynı şekilde kapanan her yer de devlete yeni işsiz neferler eklemekte. Bu itibarla vergi, sigorta, prim, faiz gibi mevzuat mutlaka hafifletilmeli.
Orta direk yıkılmasın, iş yerleri kapanmasın diye ne lazımsa yapılmalı. Küçük esnaf korunmalıdır. Bakkal, kasap, manav gibi küçük esnaf devlere karşı yalnız bırakılmamalı. Yoksa bugün 1.5 milyon işsize iş bulunur yarın yenileri ortaya çıkar. İş yeri kapanmalarını çok tehlikeli buluyoruz.
Orta direk çökerse.
Cemiyeti ne yabancı sermaye..
Ne mega işletmeler kurtarabilir...
2007 ölü mevsimleri yaşadı.
Aynı mevsimde 2 kere cumhurbaşkanı seçimi, 1 kere de genel seçim yapılınca piyasalar sarsıldı, kalkınma hızı düştü.
2008 için çok acil tedbirler alma vaktidir.
Orta direğin sesini duyunuz.

Entellektüel Boyut
Rahim Er