Kuzey Irak'ta uzun yıllar peşmerge komutanlığı yapan ve 1998'de Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden “komünizm özentisi”nden rahatsız olarak ayrılan Halit Hasan, bölgedeki misyonerlik faaliyetleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu


Bir toplantı için Ankara'ya gelen Kuzey Irak'ta Erbil ile Musul arasında yer alan Eski Kelek Bölgesi'nde uzun yıllar peşmerge komutanlığı yapan ve 1998'de Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden "komünizm özentisinden" ötürü ayrılan Halit Hasan, görüşmemizde, terör örgütü PKK'nın temelinin atılmasında büyük rol üstlenen Barış Gönüllüleri adlı Amerikan ajan misyonerlerinin şimdilerde Kuzey Irak'ta okullara kadar girdiklerini söyledi. Hasan, "ABD'nin işgali ile birlikte dost- kardeş Türkiye'nin başına bela olan Barış Gönüllüleri şimdilerde ise Kuzey Irak'ta benzer faaliyetlerde bulunmaktalar. Erbil başta olmak üzere; Süleymaniye, Dohuk ve Ranye bölgesinde isimleri Barış Gönüllüleri olan ancak özde ajan misyonerlik yapan bu insanlar topraklarımıza fitne tohumu atıyorlar. Özellikle son günlerde Ranye bölgesine yoğunlaşan emperyalist güçlerin ajan misyonerleri işbirlikçi hükümet ile de anlaşarak okullarımıza kadar girdiler" dedi.


HALKI KANDIRMANIN YOLU AĞADAN GEÇİYOR

Halit Hasan, Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye kentine bağlı Ranye kasabasında misyonerlik faaliyetlerine önem verilmesinin nedenini ise şöyle açıkladı: "Burası geri kalmış ve halen aşiretliğin ona bağlı olarak da ağalığın sürdürüldüğü bir yerdir. İnsanlar eğitimsiz ve ekonomik şartları çok yetersizdir. Hal böyle olunca da ağanın himayesinden çıkamamakta ve özgürlüğü tamamıyla ağaya bağlanmaktadır. İşte bu halkı kandırmanın yolu ağadan geçmektedir. Ağalarda halk yerine para diyorlarsa misyonerlerin hedeflerine ulaşması iyice kolaylaşıyor. Irak'ta işlettiği petrolden yine misyonerlik karşılığında pay veren emperyalist güçler ağaları kandırmakta hiç de zorlanmıyorlar."


HIRİSTİYANLIĞA ALTERNATİF YAHUDİLİK

Söz konusu ağalar ile misyonerlerin iş karşılığında da işbirliği yaptığını anlatan Hasan, “İş alanları kendilerinin olmasına rağmen misyonerlerin tuzağına düşen ağalar haklarını ve topraklarını savunmak yerine kendi yerlerine ortak oluyorlar. Karşılığında ise önce din değiştirip sonrasında ise dayatma ve baskı yoluyla cahil köy halkını Hıristiyan olmaya zorluyorlar. Dayatma ve baskıyı sadece aç bırakarak değil, hayatlarında hiç görmedikleri paraları köy halkına sunarak ikna yolunu deniyorlar. Misyonerler aracılığıyla din değiştirene 8 bin dolar nakit olmak üzere ayda 250 dolar maaşa bağlıyorlar. Hatta Hıristiyan olmak istemeyenlere alternatif olarak Yahudiliği sunuyorlar” dedi.


EUZ-Û BESMELE ÇEKMEK BİLE YASAK

Kukla devlete ait parlamento kürsüsünde Euz-û Besmele çekmenin bile yasaklandığını söyleyen Halit Hasan, şöyle devam etti: “Euz-û Besmele'nin anlamı olan 'Taşlanmış / lanetlenmiş olan şeytanın şerrinden Sana sığınırım', parlamentoda bulunan ve çoğunluğu ele geçiren Yezitleri rahatsız etti. Sığındıkları şeytanı savunmak adına yaptıkları kulis ve ABD'li işbirlikçilerinin baskısı ile parlamentoda aldıkları gizli kararı kabul ettirdiler. Zaten o parlamento ABD'nin taşeronluğunu yapmaktadır. ABD'nin işgal askerleri tek günde yüzlerce cami yıktılar. Hem de içerisinde namaz kılanlar ile birlikte. Buna sessiz kalan parlamento söz konusu Yezitlerin insan hakları ve sapkın inançları olunca boyun eğdi. İşgalci güç 20 hapishanede Müslüman tutukları esir tutuyor. Askeri 70 cezaevinde ise halen tam olarak ne yaptığı bilinmiyor. ABD ayrıca etnik gruplara ait farklı cezaevleri de yaptı. Kendisini yargıç ve hâkim yerine koyan ABD, 200 binin üzerinde esiri elinde bulundururken bu sayının büyük bir çoğunluğunu âlimler, önderler ve aydınlar oluşturuyor. İslâmiyet'i anlatan kim varsa esir alınıyor. Durum böyle iken sessiz kalan parlamenterler, Yezitlerin hak arayışına ise destek veriyor."


SAHTE MEHDİLER İŞBAŞINDA

Misyonerlerin tuzağına düşmeyen Kuzey Irak halkını ise İslâmiyet'ten uzaklaştırmak için emperyalistlerin yeni metotlara başvurduğunu vurgulayan Hasan, “Şimdi de sahte Mehdiler çıktı. Müslümanlıktan canı pahasına vazgeçmeyen, emperyalist güçlerin tüm oyunlarını ellerinin tersi ile iten, Allah yolunda şehidliğe koşan Kuzey Irak halkını sahte büyücülerin sahte gösterileri ile kandırmaya çalışıyorlar” dedi.


OSMAN ÖCALAN HIRİSTİYAN OLDU

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin kontrolündeki Süleymaniye ile Erbil kentleri arasındaki Koysancak'ta yaşayan terörist başı Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'ı CIA elemanlarının koruduğunu belirten Halit Hasan, “Türkiye'nin akıllı dış politikası sayesinde 2006 yılında köşeye sıkışan PKK'dan ayrılan Osman Öcalan 2006 yılında ABD'nin de desteği ile PWD'yi kurdu. Daha sonra ise yine ABD'nin desteği ve koruması altında örgüt elemanlarını yanına alarak Koysancak'a yerleşti. Bu da yetmedi Osman Öcalan yaklaşık 30 kadar örgüt elemanı ile din değiştirerek, Hıristiyanlığa geçti. Zaten her demecinde İslâm ile demokrasinin gelemeyeceğini iddia eden Öcalan İslâm'ın adaletinden korkarak sahte demokrasi vaatlerine inanmasa da can güvenliği ve büyüme hevesi ile bunu açıktan yaptı. İslâm dininin yasakladığı birçok faaliyeti rahatça yapamayan Öcalan Hıristiyanlığa sığındı” diye konuştu.
Hasan, Renya kasabasında ve bazı aşiretlerin söz sahibi olduğu köylerde yönetim ile anlaşan misyonerlerin son süreçte okullarda kirli faaliyetlerini sürdürdüklerini de şöyle anlattı: "Okullarda 1 saatlik din eğitimi başladı. Maalesef konu İslâm değil Hıristiyanlık. İsteğe bağlı olarak her gün okullarda biten resmi ders saatinin ardından 1 saat Hıristiyanlık eğitimi veriyorlar.”

Haber Editör

şaşırmadım

osman öcalan aslına dönmüştür.sadece adı müslüman taktığı maskeyi çıkartıp özüne dönmiştür müslüman kürt kardeşlerimiz inşallah gerçeklerin farkına varırlar.